"durumları" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الحالات
• حالتهم
• حالات
• حالهم
• ظروف
• مواقف
• وضعهم
• حالتهما
• بحالةٍ
• المواقف
• وظروفه

Üçüncüsü, teknoloji o kadar esnektir ki aynı cihaz geniş bir yelpazedeki tıbbi durumları tespit etmede kullanılabilir.
وثالثاً: تعتبر هذه التكنولوجيا مرنة جداً لدرجة أنه يمكن استخدام نفس الجهاز للكشف عن العديد من الحالات المرضية.

Ama bu gibi durumları masrafsız veya yan etkisiz tedavi etmenin bir yolu olduğunu hayal edin.
لكن تخيّـلوا فيما لو كان هناك طريقة لعلاج هذه الحالات دون ثمنٍ أو دون آثار جانبيةٍ.

durumları kötüye mi iyiye mi gitti?
هل أصبحت حالتهم أسوأ ؟ هل تحسنت؟ أم ماذا؟

Bilinç tüm duygu durumları, duyarlılığı ya da farkındalığı içerir.
الوعي يتألف من كل حالات الشعور أو الإحساس أو الانتباه

Birkaç çocuğu kurtaracağız diye savaşı kaybedersek durumları ele geçirildikleri zamankinden iyi olmaz.
ننقذ بضعة عشرات منهم ونخسر الحرب فلن يكون حالهم أفضل من الاستعباد

Birçok grup depresyon, şizofreni ve bipolar gibi durumları ve uyku bozukluğu açısından neler olduğunu araştırıyorlar.
الكثير من المجموعات، العديد منهم يدرسون ظروف مثل الاكتئاب، والفصام والاضطراب الوجداني، وما يحدث من حيث اضطراب النوم.

Bazıları yakın zaman kadar çok rahat bir şekilde savundukları kötü durumları tersine çevirmeye zorlanıyorlar.
وبعضهم تم إجباره على تغير مواقف خاطئة جداً دافعوا عنها بارتياح حتى زمن قريب جداً.

Kimse konuşmuyor. Bir şeyler kokuşmuş.. ...ve bu, ne onların yiyeceği ne de göçmenlik durumları değil.
لا أحد يتحدث، هناك شيء عفن، لكنّه ليس طعامهم أو وضعهم كمُغتربين.

İşte bu yüzden tüm durumları kontrol etmek kullanıcıdadır.
وهذا هو السبب في أن التحكم في جميع الحالات يتواجد مع المستخدم.

Biz de güç kullanımının kaçınılabileceği durumları tanımlamaları için kendi verilerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterdik.
فشرحنا لهم كيف يمكنهم استغلال بياناتهم لتحديد الحالات التي يمكن فيها الاستغناء عن استخدام القوة.

Bu durumları eğitimli veya eğitimsiz uygulayıcıların körlemesine iğne yapmaları oluşturuyor.
وأنها تأتي من مثل هذه الحالات حيث يكون لديك إمّا ممارسين مهرة أو غير مهرة، بصورة عمياء يقومون بحقن شخص ما.

Ve durumları her ne kadar talihsiz göründüyse de kötüleşmeye daha yeni başlamıştı.
,و لسؤ الحظ كما بدت حالتهم . كان الأمر يسوء

Gerçi durumları şuanda sabit olmasına rağmen... derin bir şizofreni uykusundalar ve kendileri ile iletişime kurulmuyor.
ومع ذلك تبدو حالتهم مستقره الان وتبدو عليهم اشارات غريبه ولكنهم غير قادرون على الاتصال

Elimizde onların katatonik durumları ile ilgili herhangi bir olumlu test sonucu yok.
لم نحصل أي نتيجة فحص ايجابية على أي سبب طبي على حالتهم

Tehlikeli ve korkutucu durumları içeren rüyalar sık sık karşımıza çıkar ve ilkel içgüdü provası teorisine göre bir rüyanın içeriği, o rüyanın amacı için önemlidir.
الأحلام التي تشمل خطورة وتهديد هي حالات شائعة جداً وغريزة بدائية، ونظرية معادة ترى أن محتوى الحلم غرض غير هام

Şimdi dağınık güvenin suistimal edildiği durumları göreceğiz.
الآن، سنرى حالات من الإنتهاك للثقة الموزعة.

Nabzı zar zor hissedebiliyorum. durumları nasıl?
بالكادِ يمكنني ان اشعرَ بالنبض كيفَ حالهم

Saldırıdan beri durumları nasıl?
هاي كيف حالهم منذ الحادثة التي وقعت؟

Aslında bir dizi otomatik donanım ve gerçek zamanlı okunan yazılıma bağlı ve mikrobun gelişim durumları konusunda ekibe geri bildirim yapıyor.
والتي اتصلت بمجموعة من أدوات وبرامج الكمبيوتر والتي تقرأ في وقت تفاعلها حقيقي وتنقل للفريق المصمم ظروف نمو الميكروب

Kutu ben, Moralo Eval tarafından, iş sırasında meydana gelebilecek durumları taklit etmek üzere tasarlandı.
الصندوق صمم عن طريقي , مارالوا ايفال لان يقلد مواقف معينة التى ربما تحدث فى الوظيفة

durumları hakkında sürekli kavga ederler.
أنهم دوما يختارون القتال حول وضعهم.

durumları daha iyi olduğunda konuşabilirsiniz.
إذاً ربما بإمكانكِ التحدث معهما عندما تصبح حالتهما الصحية مستقرة.

7 ya da 8, durumları pek iyi gözükmüyor.
{\fnAdobe Arabic}سبعة أو ثمانية، لا يبدون .أنّهم بحالةٍ جيّدة

Sana annem lâzım. Bu tarz durumları halletmekte üstüne yoktur.
تحتاجين الي مساعدة امي ,فهي مفيدة في مثل هذه المواقف

Özel durumları da bunda etkili oldu elbet.
وظروفه المعينة التي أجبرته إلى ذلك