ويكيبيديا

    "edebilecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يستطيع
        
    • يمكنه
        
    • بإمكانه
        
    • يمكنها
        
    • يمكنهم
        
    • بوسعه
        
    • قادرة
        
    • بإمكانها
        
    • يُمكنه
        
    • القادر
        
    • بوسعهم
        
    • بمقدوره
        
    • بامكانه
        
    • ستكونين على
        
    • قادر على
        
    Burada bunu tercüme edebilecek tek kişi sensin. Benimle misin? Open Subtitles أنت الوحيد هنا الذى يستطيع ترجمة ذلك, هل أنت معى؟
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Teknik olarak sonuncusuyla ilgili size yardımcı olamam çünkü öyle bir doktor değilim. Ama sizi, yardım edebilecek birine yönlendirebilirim. TED تقنياً، لا يمكنني مساعدتك بالأخيرة لأنني لست من ذلك النوع من الأطباء، ولكن يمكنني أن أرشدك باتجاه شخص يمكنه مساعدتك.
    Ve silahlı adamlardan birini tarif edebilecek bir de görgü şahidi. Open Subtitles و احد الشهود الذي يمكنه أن يصف لنا أحد الرجال المسلحين
    Çünkü, arkadaşım, onu teşhis edebilecek tek kişi sen olabilirsin. Open Subtitles لأنّك قد تكون الوحيد الذي بإمكانه التعرّف عليه يا صديقي.
    Şu evreni yok edebilecek şeylerden biri mi? Open Subtitles أتعنى أحد تلك الأشياء التى يمكنها تدمير الكون؟
    Yani beraberce bir şeyler inşa edebilecek robotlar yaratsak ne olur? TED فماذا لو استطعنا صنع آليات يمكنهم البناء سوياً؟
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    - Banka işinde bana yardım edebilecek bir adamın olduğunu söylemiştin. Open Subtitles قلت أنّك تملك رجلا يمكنه مساعدتي .في تنفيذ عملية المصرف هذه
    Takımınızda bana burda yardım edebilecek biri var mı, Amerikada? Open Subtitles أهناك أحد في فريقك يمكنه مساعدتي هنا في الولايات المتحدة؟
    O halde tecavüz sırasında nerede olduğuna tanıklık edebilecek bir şahidin yok mu? Open Subtitles إذن ليس لديك حجة غياب من يمكنه تأكيد موقعك عند وقوع الاعتداء ؟
    Laboratuvarımda vücutta seyahat edebilecek ve tümör arayabilecek küçüklükte bir kanser nanodedekörü yaptık. TED في مختبري، قمنا بصنع كاشف نانوي للسرطان متناهي الصغر الذي يمكنه التنقل في الجسم والبحث عن الأورام.
    Ancak aslanlarla yaşayan toplumlar aslanlara en çok yardım edebilecek en iyi konumdakilerdir. TED إلّا أنَّ المجتمعات المحيطة بالأسود هي أفضل من يمكنه مساعدة الأسود.
    10 sene önce hiçbir yerde Dünya gezegeninin hiçbir yerinde Wikipedia modelini tahmin edebilecek aklı başında bir ekonomist bulamazdınız. TED قبل 10 سنوات لم تكن لتجد اقتصادي واحد بكامل وعيه في أي مكان على كوكب الأرض، كان بإمكانه التنبأ بموسوعة ويكيبيديا.
    Bence bize gereken büyük şirketlerden çok, bizi tam anlamıyla temsil edebilecek... sorumlu bir halk organı. Open Subtitles أعتقد أننا بحاجة إلى هيئة مسؤولة التي يمكنها أن تمثلنا بحق بدلا من الشركات التجارية الكبرى
    Çocuklarımızın, bugün ektiğimiz tohumlardan yetişecek ağaçları beslemeye devam edebilecek genç erkekler ve kadınlar olmalarını istiyorum. TED أريد أن يصبح أطفالنا رجالًا ونساءً يمكنهم مواصلة تغذية الأشجار التي ستكبر من البذور الأصلية التي نزرعها الآن.
    Bize yardım edebilecek bir dostum var fakat bir seans yapmak için en az üç kişi lazım. Open Subtitles ولدي صديق بوسعه أن يساعدناولكن.. على الاقل، أحتاج إلى ثلاثة أشخاص في الجلسة.
    bu AED'leri doğrulamamıza yardım edebilecek dünyanın her tarafındaki şirketler. TED أيضا الشركات في جميع أنحاء العالم من شأنها أن تكون قادرة على مساعدتنا على التحقق من صحة مواقع هذه الاجهزة.
    Ancak aynı zamanda benim istediği tüm dev füzeleri elde edebilecek tarzda bir kız olduğumu bilmesini salık veririm. Open Subtitles لكن عليه أن يعلم أنني ذلك النوع من الفتيات التي بإمكانها أن تأخذ كل أنواع القذائف العملاقة التي تريدها
    - Organizasyonumda bulduğum açık beni yerimden edebilecek seviyedeki bilgiye sahip değildi. Open Subtitles العجز الذي وجدته بمُنضمتي لا يُمكنه تزويدهم بجميع المعارف اللازمة لتوغل المكان
    Çünkü o zaman sana yardım edebilecek tek kişi ben olacağım. Open Subtitles لأنّي سأكون الوحيد القادر على المساعدة، ثقي بي في ذلك، اتّفقنا؟
    Sana yardım edebilecek birkaç kişi tanıyorum. Open Subtitles أعرف بعض الرجال الذين بوسعهم مساعدتك.
    Sana yardım edebilecek birini aramalısın. Bir profesyoneli. Open Subtitles ربمـا يجب عليك أن تـبحث عن الشخص الذي بمقدوره مسـاعدتك شخـص مهــني
    O insanları en iyisi için ikna edebilecek tek adamdı. Open Subtitles كان الوحيد الذي بامكانه اقناع الناس أن ذلك كان للأفضل.
    Birkaç gün idare edebilecek misin? Open Subtitles هل ستكونين على مايرام في الأيام القليلة المقبلة؟
    Takım değil... bir kişiyi, ateşe ateşle karşılık vermemize yardım edebilecek birini. Open Subtitles ليس فريقاً، إنه شخص واحد، شخص قادر على مساعدتنا بمحاربة النار بالنار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد