ويكيبيديا

    "elbette" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالطبع
        
    • طبعًا
        
    • أكيد
        
    • بالتاكيد
        
    • بالطّبع
        
    • متأكّد
        
    • اكيد
        
    • تأكيد
        
    • الواضح
        
    • شك
        
    • متأكد
        
    • بلى
        
    • بالتأكيد
        
    • مؤكد
        
    • المؤكد
        
    Bağışıklık sisteminin yardımcıları olan antikorlar sizlere tanıdık geliyor Elbette. TED وأنتم تعرفون بالطبع أن الأجسام المضادة هي عصابة النظام المناعي
    İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama Elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. TED ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً.
    Bunun alternatifi yürünebilir bir şehir oluyor Elbette, şunu da eklemeliyim ki bu Rothko'nun, bu da Seurat'nın eseri. TED البديل هو بالطبع المدينة التي تمتلك قابلية لممارسة المشي، ومن المناسب لي تشبيه هذه برسومات بروثكو، وهذه برسومات سورا.
    Elbette bu durum, bakteriye çok hücreli olma yeteneği kazandırıyor. TED بالطبع هذا يمنح البكتيريا القدره على ان تكون متعددة الخلايا
    Gelecek Elbette çok büyük bir sorunu içeriyor; dokuz milyar insanı beslemek. TED حسناً، المستقبل بالطبع يواجهه تحدياً هائلاً، وهو توفير الغذاء لتسعة بلايين فرد.
    - Siz de bana katılırsınız, değil mi? - Elbette. Open Subtitles هذا لو لم يكن لديك مانع ان تتناوليه معى بالطبع
    Elbette hayır. Gözleri bu şekilde açıkken mi? Deli misin? Open Subtitles بالطبع, لا, مع وجود عينيه مفتوحة هكذا,هل انت مجنون ؟
    Elbette anlıyorsunuzdur, burada uygun imkanlarımız yok. Onu şehre götürmelisiniz. Open Subtitles بالطبع تفهمين , ليس لدينا الجو المُناسب هُنا يجبأنتاخُذيهإلى المدينة.
    Elbette Kapta Blue'ya sürekli maruz kalmak kalıcı hasarlara neden oluyor. Open Subtitles بالطبع, بتعريض مستمر لـ كابتا بلو يمكن أن يؤدي لضرر دائم
    Elbette, siyasi olarak şüpheli birinin... beyin ameliyatı yapmasına... izin veremeyiz. Open Subtitles ولن نسمح بالطبع لرجل مشبوه سياسيا أن يجري عمليات على المخ
    Hiçbiri Florine'in yanında fazla kalmaz. Elbette, bu beni ilgilendirmez. Open Subtitles لايمكن لـفلورين أن تستغني عن الخدمة بالطبع هذا ليس شأني
    Elbette üst sınıf Yahudiler de vardı ama ben onlardan bahsetmiyorum. Open Subtitles بالطبع كان يوجد يهود من الطبقه الراقيه لكننى لا اتكلم عنهم
    Elbette, dosya için nakil emrinin bir kopyasını alabilirsin, Danny. Open Subtitles بالطبع يمكنك أخذ نسخة من أمر النقل من أجل الملف
    Ama Elbette, o noel de diğerleri gibi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Open Subtitles و لكن بالطبع كان الرجل العجوز سبب خيبة أملي كالعادة في الكريسماس
    - Tabi. Elbette. - Aynı zamanda amigo kız da herhalde. Open Subtitles صحيح ، بالطبع وأنا أعتقد أنها سوف ستكون رئيسة المشجعين أيضاً
    Elbette sana ihtiyacım var ama bu bedel çok ağır. Open Subtitles بالطبع أحتاجك ضد تكساس ولكن ليس.. ليس بهذا الثمن، لا
    Elbette sana ihtiyacım var ama bu bedel çok ağır. Open Subtitles بالطبع أحتاجك ضد تكساس ولكن ليس.. ليس بهذا الثمن، لا
    Prens onunla evleneceğine söz verir, ama başka birisiyle evlenir Elbette. Open Subtitles وعد بأن يتزوجها ثم . إختفى مع شخص أخر ، بالطبع
    Elbette. Korkarım Leydi Mary'i hayal kırıklığına uğratacağım ama kalmalıyım. Open Subtitles طبعًا.أنا آسفة إن خيبت أمل ليدي ماري، ولكن عليّ البقاء
    Ortada herhangi bir hüküm olmasa mı? Evet. Elbette öperdim. Open Subtitles ماذا لو لم يكن هناك أي قوانين أكيد كنت لأفعلها
    Elbette, bazı şeyleri öğrenmem gerekiyor ama birlikte bunu başarabiliriz. Open Subtitles بالتاكيد انه بحاجة الى الاسراع لكن سويا بامكاننا انجاز هذا
    Elbette, beş dakikalığına yasal olarak ölmüştüm, ama bunu gerçek aşk için yaptım. Open Subtitles بالطّبع كنت ميّتاً قانونياً لمدّة خمس دقائق، لكنّني فعلتها من اجل الحبّ الحقيقيّ
    Elbette elimde okumaya üşendiğim bir kitapçık yoktu. Open Subtitles أعني، متأكّد أني لا أحمل كتيب تعليمات لإهماله
    Elbette deme. Eğer Elbette olsaydı zaten doğru cevap verirdin. Open Subtitles لا تقول اكيد, اذا كان هذا اكيدا فقد فهمت,اليس كذلك؟
    Elbette istedim, ama bunu başarmak tamamen farklı bir konu. TED كنت أريد ذلك بكل تأكيد لكن تنفيذه أمر مختلف تماما.
    Elbette daha hızlı ilerleyebiliriz ama geçmişte yaptığımız bir dizi saçna şeyi durdurmayı gerektiriyordu. TED من الواضح أنه يمكننا التحرك أسرع، لكن هذا تطلب التوقف عن بعض الأشياء الغبية التي كنا نفعلها في الماضي.
    Aynı mobilyalar, aynı duvarlar ve Elbette aynı hikayeleri anlatan aynı insanlar. Open Subtitles نفس الأثاث, نفس الجدران نفس الناس يحكون نفس القصص من دون شك
    Elbette çıkarmazsın. Senin gibi kıymetli bir mirasa sahip birisi. Open Subtitles أنا متأكد أنك لست كذلك رجل مثلك ورث الكثير وغني
    - Hiç sherimiz kalmadı. Elbette kaldı. Geçen Noel aldığımız bir şişe duruyor ya. Open Subtitles بلى ، لدينا ، هذه الزجاجة التى اشتريناها فى الكريسماس الماضى
    Sanırım, daha sonra da, acele bir şekilde giyindiniz. Elbette. Open Subtitles ـ و من ثَم ارتديتي ثيابكِ في عُجالة ـ بالتأكيد
    Elbette ki 250 daha hızlı ama düz yol dışında berbat. Open Subtitles مؤكد أن الـ 250 أسرع و لكنه سيء في الطرق الوعرة
    - Bir reklam ödülü kazanmalı demiyorum ama özellikle elma odaklı reklamlar için bir ödüle aday olabilir Elbette. Open Subtitles أنا لا أقول بأن عليه أن يفوز بجائزة الإعلانات.. ولكنه من المؤكد بأنهُ سيُرشّح لإعلانات التفاح على وجه التحديد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد