ويكيبيديا

    "en güçlü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أقوى
        
    • اقوى
        
    • الأقوى في
        
    • اقوي
        
    • وأقوى
        
    • بأقوى
        
    • الأقوي
        
    • أقوي
        
    • الأكثر قوة
        
    • هو أعظم
        
    • للأصلح
        
    • أخطر
        
    • الاقوى
        
    • الأقوى من
        
    • الأكثر قوّة في
        
    Bizim yapamayacağımız kadar karmaşık ama doğal kaynağından elde edebiliriz. Ediyoruz da çünkü en güçlü antibiyotikler arasında yer alıyor. TED إنه أمر معقد للغاية، ولكن نستطيع الحصول عليه من مصدره الطبيعي، ونحن نفعل ذلك، لأنه أحد أقوى المضادات الحيوية لدينا.
    Bu girişimcilik ve inanıyorum ki girişimcilik, bekleyiş karşısında en güçlü araç olabilir. TED إنّها ريادة الأعمال، التي في اعتقادي يمكن أن تكون أقوى سلاح ضدّ التّرقّب.
    Kişisel ilişkiler, bence muhtemelen sahip olduğumuz en güçlü araçlar. TED أعتقدُ أن العلاقات الشخصية، هي ربما أقوى الوسائل التي لدينا.
    Japonya, en az on uçak gemisi ve sofistike savas uçaklariyla dünyanin ikinci en güçlü filosu olan donanmasini kurmustu. Open Subtitles بنت اليابان قواتها البحريه لتصبح ثانى اقوى الاساطيل فى العالم بما لا يقل عن 10 حاملات طائرات ومقاتلات شديده التطور
    Salyangoz, en güçlü şövalyeleri bile yenen ölümün kaçınılmazlığının sembolü olabilir. TED قد يكون الحلزون رمزاً لحتمية الموت، الذي يهزم حتى أقوى الفرسان.
    Biliyorum, çok aşikar, ama değişimin en güçlü sembolü olan Gandhi ile bitirmeliyim. TED أنا أعلم أنه واضح, لكن يجب أن أختم مع أقوى مثال للتغيير, غاندي.
    Dünya Bankası, Wolfensohn ile birlikte 180 derece yön değiştirdi ve bence dünyanın en güçlü yozlaşma karşıtı organı oldular. TED البنك الدولي قد تغير من ساولوس إلى باولوس, و ولفينسون قد أصبحوا, يمكنك القول, أقوى وكالة لمكافحة الفساد في العالم.
    senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçlü adamının yanında olmalı. Open Subtitles وردة صحراء جميلة مثلك يجب أن تكون بين ذراعي أقوى رجل في العالم
    Dünya'dan 78 milyon kilometre uzaklıkta ve en güçlü teleskopların bile göremediği bu gezegenin yüzeyi tam bir gizemdi. Open Subtitles على بُعد 78 مليون كيلومتر من الأرض أى أبعد من مجال أقوى المناظير سطح هذا الكوكب كان لغز كليّ
    Tek bildiğim şu; bazen dünyadaki en güçlü insan olmak istiyorum. Open Subtitles كل ما أعرفه أنني أريد أن أكون أقوى رجل في العالم
    en güçlü mikroskoplar altında bile görülemeyecek kadar küçük olduklarının farkına vardılar. Open Subtitles فقد أدركوا أنها أصغر جداً من أن ترى حتى تحت أقوى المجاهر
    Vanity Fair, beni en güçlü 30 yapımcıdan birisi seçti. Open Subtitles فانيتي فير اتصل بي واحد من 30 أقوى منتجي الجزاء.
    Şimdi ise, dünyadaki en güçlü adam günahının kefaretini ödemek zorundadır. Open Subtitles والأن أقوى رجل على وجه الأرض يجب أن يكفر عن جريمته
    Söylediği şey çok güçlü, belki de kitaptaki, en güçlü şey. Open Subtitles مايقال: أنه شرير قوي , على الأغلب أقوى الشياطين بهذا الكتاب
    Balinayı suya yuvarlamak için şehrin en güçlü adamları lazım. Open Subtitles حسناً ، نريد أقوى رجال المدينة لندحرج الحوت إلى المياه
    Çocukluğumuzda, mahallenin en güçlü çocuğu kimdir diye merak ederdik, değil mi? Open Subtitles ونحن صغار, كنا نريد جميعاً معرفة من أقوى فتى في المنطقة, صحيح؟
    Sen de öyle yapacaksın. Uzun zamandır karşılaştığımız en güçlü medyum. Open Subtitles إنها أقوى وسيطة روحيةُ قالتنا قط و بفارق كبير عما يقاربها
    Aylar süren kaçıştan sonra, Amerika'daki en güçlü gangster sonunda yakalanmıştı. Open Subtitles ابعد يديك عني بعد أشهر من الهرب اقوى مجرم في امريكا
    Ama bu işitme cihazları her ne kadar o dönemde piyasadaki en güçlü cihazlar da olsa, yeteri kadar yardımcı değillerdi. TED ولكن رغم أن هذه الأجهزة كانت مساعدات السمع الأقوى في السوق آنذاك، لم تكن مفيدة للغاية.
    en güçlü savunmanın hızlı ve nihai bir saldırı olduğu kısmen tartışılabilir. Open Subtitles وحتى الان البعض يمكنه ان يجادل ان اقوي دفاع هو السريع و
    Ya da, bu geçit yapıcılarının daha önce bilinmeyen bazı sırları, galakside yaşamış olan en güçlü ırk. Open Subtitles أم أسرار قديمة غير مكتشفة عن بناة البوابات وأقوى جنس سكن المجرة على الإطلاق
    Haydi, yakışıklı adam, mideme atabileceğin en güçlü şekilde yumruk at. Open Subtitles هيا، أيها الرجل الذكي إضربني في معدتي بأقوى ما عندك مهلاً أيها الجميع
    Dostlarım, Dövüş Kulübü'nde bugüne kadarki en güçlü, en zeki insanları görüyorum. Open Subtitles هذا يعني أن الكثيرين قد كسروا أول قاعدتين في نادي القتال أري في نادي القتال ، الرجال الأقوي والأذكي علي الأطلاق
    Bu tarihteki en güçlü ve en uzun süreli görüşlerden biri oldu. Open Subtitles هذه القناعة هي واحدة من أقوي و أمتن القناعات في تاريخ الإنسان
    Dünyanın en güçlü adamına böyle bir şey söylemek pek kolay değil. Open Subtitles ليس من السهل أن تقول لا للرجل الأكثر قوة في العالم الحر.
    bence dürüstlük her zaman en güçlü afrodizyak olmuştur. Open Subtitles أعتقد أن الصدق هو أعظم طعام للجنس على الإطلاق
    Güçlü olan hayatta kalır. Genellikle, en basit organizmalar en güçlü olanlardır. Open Subtitles النجاة للأصلح ،دائماً الكائن الأبسط هو الأقوى
    Ama aslında, bu en güçlü sebze yok etme makinesi. Open Subtitles لكن بما لديه من تجهيزات فهو أخطر أجهزة تدمير الخضروات
    Ve duyduğuma göre o en güçlü köpeğinin ölmesine ramak kalmış. Open Subtitles ومما سمعته ان كلبك الاقوى كان بينه و بين الموت شعره
    Yepyeni bir organizma, hayatta kalmak için en güçlü parçalarını seçer. Open Subtitles المخلوق الجديد سوف يختار، الجزء الأقوى من كينونته كي يظل حيّاً.
    Ona oyunun en güçlü taşını yaparak cevap verdiler. Open Subtitles ردّهم كان جعلها القطعة الأكثر قوّة في اللعبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد