ويكيبيديا

    "en sevdiği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المفضلة
        
    • المفضّل
        
    • المفضّلة
        
    • المفضل هو
        
    • المفضله
        
    • المُفضل
        
    • المُفضّل
        
    • المفضلين
        
    • المفضل لدى
        
    • المفضل لديه
        
    • المفضل من
        
    • إنه المفضل
        
    • المُفضّلة
        
    • المفضل كان
        
    • المفضَّل
        
    Büyük Beyaz, tüm denizlerde varlığını sürdürebilir ama genellikle ılık sularda ve en sevdiği besin alanlarının yakınlarında bulunur. Open Subtitles مجال القرش الأبيض يمتد خلال جميع بحار العالم لكنه يوجد أغلب الاوقات في المياه المعتدلة بجوار مناطقه المفضلة للتغذية
    Bu onun en sevdiği ağaçmış ve bütün gün gölgesinde oturur çiçekleri koklarmış. Open Subtitles كانت شجرته المفضلة و كان يجلس طوال اليوم تحت ظلالها و يشم الزهور
    en sevdiği gitarının, en sevdiği kızla birlikte olmasından memnun olduğunu söylerdi. Open Subtitles قائلاً انه يحب فكرة ان غيتاره المفضل يقضي الوقت مع فتاته المفضلة
    Herkesin en sevdiği parça, cinsel organ: ikisinden birine sahipsinizdir değil mi? TED والأعضاء التناسلية، جزء الجميع المفضّل: إما أن يكون لديك واحد أو الآخر، صحيح؟
    Yemin ederim, Pazar sabahı neredeyse onun en sevdiği tacını uçuracaklardı. Open Subtitles أقسم بالرب ، في صباح الأحد أطلقوا النار على قبعتها المفضّلة
    "en sevdiği pijamalarını giyer ve yumuşacık, minik yatağına yatar." Open Subtitles أرتدت البيجامة المفضلة لديها و خلدت إلي سريرها الصغير المريح
    Meğer o bebek Bailey'nin en sevdiği bebekmiş, ben de çok üzüldüm tabii. Open Subtitles حسناً, لم أعي بأنها كانت دمية بيلي المفضلة وبت أشعر بالأسف حيال ذلك
    Dönecek. Çantasını hazırlayıp gitmiş. Hatta en sevdiği ayıcığını bile almış. Open Subtitles سيفعل, فقد رزم حقيبة, بل وحتى أخذ لعبة الدب خاصته المفضلة
    en sevdiği oyuncak bebeği kayboldu. 4. katta olduğunu sanıyor. Open Subtitles دميتها المفضلة مفقودّة، تظن أنها بطريقة ما رحلت للطابق الرابع
    Duke Ellington tarafından anlaşılmış bir bilgelikti bu, ki kendisi repertuvarındaki en sevdiği şarkının hep bir sonraki olduğunu, hep daha bestelemediği şarkı olduğunu söylemiştir. TED إنها حكمة التقطها الدوق إلينغتون، الذي قال بأن أغنيته المفضلة من مجموعته الموسيقية كانت دوماً الأغنية التالية، دوماً الأغنية التي كان عليه الآن أن يؤلفها.
    Bu durumda da bize Amerika'nın en sevdiği turtanın elmalı turta olmadığını gösteriyor. TED و في هذه الحالة، تمكننا من معرفة نوع الفطائر المفضلة عند الأمريكيين: وهي ليست فطائر التفاح.
    Şu an en sevdiği şeylerden biri aynada kendine bakmak TED و من أكثر الأشياء المفضلة لديها حاليا هي أن تحدق بنفسها في المرآة.
    Bu kızım Alia'nın en sevdiği resim. TED اليوم هذه هي الصورة المفضلة لابنتي علياء.
    Bundan sonra, herkesin en sevdiği amcasından yardım istemek istiyorum. TED بعد ذلك، أودّ أن أطلب المساعدة من العمّ المفضّل لدى الجميع.
    Üniversitede herkesin en sevdiği Elizabeth dönemi şairi olarak geldiği bir parti vermiştim. Open Subtitles يتقمّص فيها كلّ أحد شخص شاعره المفضّل من عهد الملكة آليزابيث
    Burası sabah odası. Zavallı Albay'ın en sevdiği oda. Open Subtitles هذه هى غرفة الصباح, كانت المفضّلة لدى الكولونيل
    Sevdiğin kızın, hayatının aşkının en sevdiği çiçek nergistir. Open Subtitles هذه البنت ، حب حياتك زهورها المفضّلة أزهار النرجس البرّي
    Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. Open Subtitles لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة
    Kim en sevdiği şeyin çizgi film ayıcıkları olduğunu söyler ki? Open Subtitles من قال أن واحدة من الاشياء المفضله لديهم هو كرتون الدببة؟
    Ben de yoldan geçen motorcuların, herkesin en sevdiği içki dükkanının önünde elinde silahla bir korucu beklediğini görmesini istemiyorum. Open Subtitles على أي حال , أنا أيضًا لا أود لسواقٍ أن يفاجئنا بحضوره ويرى جوَال شاهرًا لسلاحه خارج محل الشراب المُفضل للجميع
    Tek istediği en sevdiği torununu görmekti ama sikko patronun yüzünden olmadı. Open Subtitles لم تقم بوداع حفيدها المُفضّل والسبب هو رب عمله الحقير الذي أبى أن يتركه يرحل.
    Bunları yanımda getirdim çünkü bunlar büyükbabamın en sevdiği yazarlar tarafından yazılmış. TED لقد جلبت هذه الكتب معي لأنها كتب أدرجت على قائمة مؤلفي جدي المفضلين.
    Sponsor da Amerika'nın en sevdiği patlayan şeker Pop Rocks'tı. Open Subtitles والراعي كان المفضل لدى أمريكا ساليفا للحلوى: مقاذف من الحلوى.
    Onun en sevdiği satırın ne olacağını asla bilemezsiniz. TED فلا مجال لمعرفة ما هو بيت الشعر المفضل لديه.
    Henry'nin en sevdiği yemek olan hindi güveç pişiriyorum. Open Subtitles اجل انا أجهز طبق هنري المفضل من الديك الرومي
    en sevdiği emzik. Open Subtitles إنه المفضل لديها
    en sevdiği yastığını bile yanına almış. Karısını ve çocuğunu terk edip gitti. Open Subtitles حتّى أنّه أخذ وسادته المُفضّلة معه، و هجر طفله و زوجته.
    en sevdiği kıyafetse annesinin, onun için yaptığı beyaz saten gelinlikti. Open Subtitles لبسها المفضل كان الأبيض المخطوط لحفلات الزواج أمها عملته لها
    O adamla fazla uğraşmasan, iyi edersin. en sevdiği kişi olduğun söylenemez. Open Subtitles لا تتماد مع ذلك الحقير فأنت لست المفضَّل لديه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد