Sende de olaylar hiç bitmiyor. Bir de sohbet ettiğin sarışın olayı var ki. Hastanenin muhasebecisi. | Open Subtitles | مسائلك لا تنتهي أبداً كمسألة تلك الشقراء التي كنت تتحدث معها |
Polislere de, bana ettiğin gibi gevezelik etmezsin. | Open Subtitles | أعني، لا يمكنك أن تتحدث إلى الشرطة بنفس الطريقة التي كنت تتحدث بها معي |
Yani demiryolu hattına gittin. Öldürmek için yardım ettiğin adamları gömdün. | Open Subtitles | قمتَ بالذهاب بطول الخط وقمتَ بدفن الرجال الذين ساعدت على قتلهم |
Ne? Tecavüz ettiğin kadınların mücevherlerini bana mı verdin? | Open Subtitles | هل أهديتني حلياً أخذتها من نساء قمتَ باغتصابهن ؟ |
Teşekkürler beni hastanede ziyaret ettiğin için ve söylediklerin için. | Open Subtitles | ...شكراً لك لزيارتك إياي في المستشفى ...وكذلك |
Eşyayla ödememizi kabul ettiğin için sağ ol. | Open Subtitles | في الوقت الراهن، شكراً لكِ لسماحك لنا بالدفع لكِ من أدوات المنزل. |
Her zaman nefret ettiğin salondaki o halıyı değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان أغير السجاد الذي في غرفة المعيشه الذي تكرهه |
Kurulmasına yardım ettiğin şirkete girememek ilginç. | Open Subtitles | مِنَ الغريب أن لا تستطيع دخول الشركة التي ساعدتَ ببنائها |
Sana bazı hislerimden bashetmek istiyordum... bilirsin... senin ve bana ettiğin muamele hakkında. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك عن مشاعرى تجاهك مشاعرى تجاه الطريقة التى كنت تعاملنى بها |
Bu gece dans ettiğin o herif gibi pisliklere karşı. | Open Subtitles | من أمثال ذلك الحيوان الذى كنت ِ ترقصين معه الليلة |
Hani, bir saat önce muhabbet ettiğin kız. | Open Subtitles | تعلم، إنها التي كنت تـتحدث معها قبل سـاعـه |
Nefret ettiğin şeylerden kaçmanın neresi yanlış? ! | Open Subtitles | ما هو الخطأ مع تشغيل بعيدا عن الأشياء التي كنت لا تحب ؟ |
Bu bana sözünü ettiğin kadın olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذه المرأة التي كنت تخبرني بشأنها |
Bu gece kendini orada feda ettiğin için. | Open Subtitles | للتضحية التي قمتَ بها على المنصّة هذه الليلة، |
Tarif ettiğin baş dönmesiyle ilgili olarak, daha önce şu hadiseler oldu mu, kronoik baş ağrıları, denge ve kordinasyon sorunları? | Open Subtitles | الدوار الذي قمتَ بوصفه، هل كانت لديك هذهِ الأعراض من قبل؟ صداعٌ مزمن، مشاكل في التوازن، مشاكل في تنسيق الاشياء؟ |
Ama sadece rica ettiğin için, emrettiğin için değil. | Open Subtitles | .أجل لقد قمتَ بطلب ذلك هكذا، إنهُ .ليس شيء تريده |
Yardım ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لمساعدتك إياي |
Yardım ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لمساعدتك إياي |
Bizimle konuşmayı kabul ettiğin için teşekkürler, Harrison. | Open Subtitles | شكراً لسماحك باجراء حديث معك سيد هاريسون |
Nefret ettiğin şeylere bile olumlu bakıyorsun; pozitif bir enerji. | Open Subtitles | هذا تأكيد للحياة,هذه طاقة إيجابية هذا هو كل شىء أنت تكرهه |
Alex'e ettiğin gibi? | Open Subtitles | كما ساعدتَ أليكس؟ |
Sana bazı hislerimden bashetmek istiyordum... bilirsin... senin ve bana ettiğin muamele hakkında. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك عن مشاعرى تجاهك مشاعرى تجاه الطريقة التى كنت تعاملنى بها |
Bu gece dans ettiğin o herif gibi pisliklere karşı. | Open Subtitles | من أمثال ذلك الحيوان الذى كنت ِ ترقصين معه الليلة |
5 ayda kat ettiğin yol gerçekten hayret verici ve hayatının şiddet dolu olduğunun da farkındayım. | Open Subtitles | إنّي منبهر بالشوط الذي قطعته خلال 5 أشهر لستُ واهمًا، هذه ليست حياة عنف. |
Analiz ettiğin bu kemik parçası nasıl oldu da Warren Granger'ın boynuna girdi? | Open Subtitles | هذه القطعة من العظم التي تقومين بتحليلها كيف تم حشوها في عنق وارن جرينجر؟ |
Uğruna öz kardeşine ihanet ettiğin bu toprakları sana veriyorum. | Open Subtitles | هذه الأرض التي خنتني من أجلها خنت أخاك الشقيق إني أمنحها لك |