Özel bir girişimi finanse ettin ve kendi oğlunu kullandın. | Open Subtitles | قمت ِ بتمويل مكانا لمشروع ابنك و قمت ِ بتوظيفه |
Ama konu operasyonumuzu finanse etmek olunca, kara para da bir yere kadar. | Open Subtitles | لكن عندما يتعلق الأمر بتمويل عمليتنا، الميزانية السوداء يمكنها الذهاب إلى أبعد حد |
"Böyle bir şey olmaz. Bu işi finanse edecek birini bulamazsın. | TED | هذا ليس شيئاً تقوم به. لن تحصل على التمويل لذلك. |
Kocamın kampanya fonunun bir kısmıyla plak kayıtlarımı finanse etmemse hiç hoşlanna gitmedi. | Open Subtitles | وكانا أقل سعادة عندما استخدمنا القليل من صندوق ائتمانه لتمويل مهنتي في التسجيل |
İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. | TED | لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم. |
Bizim hükümetimiz milli piyango tasarlamadı, milli piyangoyu finanse etmedi, milli piyango yapılmadı. | TED | لم تصمم حكومتنا اليانصيب الوطنية، لم تمول اليانصيب الوطني، ولم تسير اليانصيب الوطني. |
Farzet ki Saddam Hüseyin 1944'e bir yolculuk finanse etti. | Open Subtitles | هب أن ـ صدام حسين ـ يمول رحلة إلى عام 1944 |
Ve onlar New York'ta iki haftalık çekimi finanse ettiler. | TED | مولت المنظمة أسبوعين من التصوير في نيويورك |
Bu da yeni spor merkezi, 350 milyon sterlin değerinde rejenerasyon projesinin tam ortasında, Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. | TED | وهذا هو المركز الرياضي الجديد مشروع تجديده قيد العمل يكلف حوالي 350 مليون جنيه ويجرى تمويله من قبل الاتحاد الأوروبي. |
Bu yöntem, şirketin daha büyük seferleri finanse edebilmesini sağladı. Hem şirketin hem de onun akıllı yatırımcılarının kârı arttı. | TED | ذلك التصرف سمح للشركة بتمويل الرحلات العملاقة، وزيادة الربح لأنفسهم ولمستثمرينهم الأذكياء. |
Bu adamlar girdiğimiz her savaşı başlattı ve finanse etti. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص قد صمموا وقاموا بتمويل كل الحروب التى قمنا بها. |
- Bu insanlar senin tedavini finanse ediyorlar. Bu insanlar benim projemi ödüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس سيقوموا بتحمل تكاليف علاجك ، وسيكفلوا بتمويل مشروعي |
KYS, dünyada en az finanse edilen hastalıklardan biri. | TED | التهاب الدماغ ينال الحصة الأقل من التمويل بين باقي الأمراض. |
Demek, işi finanse etmek, torpil ve koruma için, yüzde 30 alacağım, öyle mi? | Open Subtitles | اذا أحصل على ثلاثين بالمائة نظير التمويل و النفوذ السياسى و الحماية القانونية هذا ما تعرضة ؟ |
Ve tabi Kleiner'da biz, affınıza sığınarak söylüyorum ikinci yol da finanse etmektir diyoruz. | TED | وبالطبع ، نحن في كلينير ، نعتذر ونقول ثاني أفضل طريقة لتمويل المستقبل. |
Şu şekilde konsorsiyumlar (iki veya daha fazla işletmenin geçici işbirlği) hayal edin: teklifleri yürürlüğe koyan, her bir işlemde en düşük yüzde gelir elde eden her şeyi finanse eden anlaşmayı yapar. | TED | وتخيلوا أن يقال للائتلاف الذي يحاول الدخول في العطاء، من يقدم أقل نسبة عن كل عملية لتمويل كل شيء سيحصل على الصفقة. |
Bütün tevazuumla kolejin bu yolculuğu finanse etmesi için yalvarıyorum. | Open Subtitles | بكل تواضع ، اسأل مجلس الكلية تمويل مثل هذه الرحلة. |
Bu bağımlılıktan kurtulma merkezini tamamen benim firmam finanse etti. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، شركتى تمول بشكل كامل مركز مكافحة الادمان |
Görünüşe göre terörist operasyonları finanse eden bir adamla anlaşmaları olmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو انه على اتصال بشخص يمول العمليات الارهابية |
Birçok endüstri alanında 30'dan fazla şirketi kendim kurdum, başkasıyla kurdum yahut da finanse ettim. | TED | لقد أسست، وشاركت في تأسيس أو مولت أكثر من 30 شركة في مختلف الصناعات |
Dauphin'de bunu negatif gelir vergisi ile finanse ettiler. | TED | ما حدث في دوفين هو تمويلها بضريبة دخل سلبية. |
- Uluslararasi karaborsada kalinti satarak grubunu finanse ettigini zannediyoruz. | Open Subtitles | نشك أنه يموّل بسبب ذلك ببيع الآثارِ المسروقة في السوق السوداء الدولية |
Bir yıl içinde, Kongre büyük miktarda silah artışını finanse etti ve 1200 nükleer başlık sayısı 20.000'e çıktı. | TED | خلال عام، مول الكونجرس زيادات سلاح ضخمة وصعدنا من 1,200 سلاح نووي إلى 20,000 |
Uyuşturucu kartelleri mitinglerini finanse ediyor. | TED | قد تموّل عصابات المخدرات حملاتهم الانتخابية. |
Muhammed Yunus, bunu Bangladeş'te mikro krediyle finanse etti. | TED | موّل محمد يونس هذه بقروض صغيرة في بنغلادش. |
Pirinc ciftcileri Vietcong'u finanse eden zenginleri. | Open Subtitles | مزارعي الأرز والأغنياء الذين يمولون الفيتكونغ |
Rus dostlarımız bizi aldattı. Devrimi kendimiz finanse ediyoruz. | Open Subtitles | أصدقائنا الروس فشلوا نحن يجِب أن نمول الإنقلاب بأنفسنا |