Artık canımı yakmasını engellemenin bir yolunu gösterdiğin için geldim. | Open Subtitles | أتيت إليك لأنك أريتني السبيل لإيقافه عن إلحاق الأذى بي |
Biliyorsun Peter, bugün bana gösterdiğin şeyler tamamen berbattı. | Open Subtitles | كما تعلم بيتر .. ما أريتني إياه اليوم كان بشع |
Bugün gösterdiğin yükseklik korkun patolojik boyuttaydı. | Open Subtitles | حسنا، لقد أظهرت خوفا مرضيا من المرتفعات في وقت سابق اليوم. |
D'artagnan, sana borçluyum. gösterdiğin cesaretinin karşılığını ödemek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | دارتانيان , انا مدين لك ماذا يمكن أن أفعل لتسديد الشجاعة التي أظهرتها لي ؟ |
Gina, bize Noel'in anlamını gösterdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً على إظهار معنى الكريسماس لنا |
İhtiyacı olan yaralı bir kadına gösterdiğin nezaketten memnun kaldım. | Open Subtitles | أستطيع تقدير اللُطف الذي أظهرته لإمرأة مُصابة تحتاج إلى مُساعدة |
Eğer bu kişinin kendin olmasını istiyorsan, bu hafta sahada gösterdiğin performansın çok daha iyisini göstermelisin, tamam mı? | Open Subtitles | إن أردت أن يكون أنت سيتوجب عليك أن تريني أكثر بكثير مما أريتني بالملعب هذا الأسبوع حسنا ؟ |
Web kamerandan bana gösterdiğin herşey... internette benimle paylaştıkların. | Open Subtitles | كل شيء أريتني اياه في كاميرتك الاشياء التي شاركتني بها على الانترنت |
Şahsen ben, gösterdiğin resmindeki halini-- | Open Subtitles | حسب رأي الشخصي في ..تلك الصورة التي أريتني إياها |
Kusura bakma, çok hoş zaman geçirdim. Odanı gösterdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | متأسفة، سررت بلقائك شكراً لأنك أريتني غرفتك |
Dairede bana gösterdiğin modeli ve fotoğrafları uzunca düşündüm ve birkaç test yaptırdım. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر كثيراً بشأن الصور والنماذج التي أريتني إيّاها في الشقّة |
Bana gösterdiğin test sonucu sahteydi. | Open Subtitles | اختبار المخدرات ذاك الذي أريتني إياه مزيف |
Bu da bana gösterdiğin o garip çukurun ordaki ayak izi. | Open Subtitles | تخطو أنك أظهرت لي في الخاص بك ثقب غريب الأطوار في السوبر أرض الواقع. |
Birşey değil, sanırım bezelye çorbasına karşı gösterdiğin dirençle küçük bir ödülü hakettin. | Open Subtitles | على الرحب والسعة كنت أعتقد أنك تستحق مكافأة صغيرة بعد قوة التحمل التي أظهرتها مع حساء البازلاء |
Eğer seni yakalarsam insanların çabalarının beyhude olduğunu gösterdiğin için sana teşekkür edeceğim. | Open Subtitles | سأشكرك على إظهار بعض التفاهة البشرية لي |
Bunun ölümünü duyduğundan beri gösterdiğin ilk üzüntü belirtisi olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هذا أفضل أتدرى أن ذلك أول تعبير أظهرته .... يدل على الحزن |
Biraz önce gösterdiğin gibi, korku daha etkili bir liderlik aracı, özellikle gizli şiddet tehlikesi içerenlere karşı. | Open Subtitles | الخوف، كما أنت للتو أثبته إلى الأن أداة القيادة الأكثر فاعلية خاصة ذلك الذي يضّم تهديد خفيّ للعنف |
Bana Norseman'ı gösterdiğin anda bunun kızımdan bir mesaj olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | اللحظه التى أريتنى فيها مكونات النورثمان عرفت أنها رساله من إبنتى |
Kendi yaşımdan bir kadınla da iyi bir gece geçirebileceğimi gösterdiğin için. | Open Subtitles | لأنكِ أريتيني بأنني من الممكن أن أحظى بأمسية لطيفة مع إمرأة بعمري |
Senin gösterdiğin baştan çıkarma tekniklerini kullandım. | Open Subtitles | لقد أظهرتِ الكثير من البراعة بالنسبة لشخص من المفترض أنّني أفسدته |
Yolu gösterdiğin için minnettarım ama sanırım buradan sonrasını kendim gidebilirim. | Open Subtitles | أقدّر لكَ إرشادي الطريق ولكنّي أظنّ أنّ بوسعي تولّي الأمر من هنا |
Herkesin fotoğraflarını gösterdiğin için, onu da biliyorum. | Open Subtitles | لقد تعرفت عليه من الصور التي عرضتها لي |
Bana gösterdiğin videoyu ve bunu görmüş olsaydı Mavi ne derdi diye düşünüyordum. | Open Subtitles | بالتفكير في الفيديو الذي عرضتيه لي وما قد يقوله أزرق إذا شاهده |
Aynı bana gösterdiğin gibi. Ne söylersem yapıyor. | Open Subtitles | كما اريتني ستفعل ما أريده |
Bana o gösterdiğin fotoğraflar var ya? | Open Subtitles | تعرف متى شوّفتني أولئك الصور التي المصور أخذ؟ |