İngilizce sınıfında, 9. sınıfta, sıra arkadaşım John, birazcık fazla güldü. | TED | حسناً، في صف اللغة الإنجليزية، في الصف التاسع، صديقي جون، الذي كان يجلس بجانبي، ضحك قليلاً بشدة. |
Diğer öğretmenlere çok güldü ve ilan panosuna astı. | TED | ضحك للغاية على المدرسين الآخرين ووضع الكاتالوج على لوحة الإعلانات. |
Bilirsin işte, en az 10 dakika güldü, ama gerçekten çok heyecanlandı. | Open Subtitles | أعني .. لقد ضحكت لمدة عشر دقائق تقريبا ولكنها كانت تملؤها الإثارة |
Ayrıca bana savaştan döndüğünde yatağını daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. | Open Subtitles | هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها |
Babam ve ablamın cesetleri Samson yüzünden evimizin külleri arasında yatarken o benim göz yaşlarıma güldü! | Open Subtitles | سخر من دموعى لا يجدر بك أن ترفض طلبى ما الوعد الذى تردينه؟ |
Arkadaşlarım güldü, ama kaba olmak istemedim, o yüzden onunla dolaba girdim. | Open Subtitles | اصدقائي ضحكوا لكن لم ارد ان اكون لئيمة لذا ذهبت للخزانة معه |
Üç yıl boyunca güneybatıdaki her birliğimize güldü. | Open Subtitles | ولقد ضحك على كل القوات في الجنوب الغربي تلك السنوات الثلاث |
güldü ve modern bir kıza göre eski modayım dedi. Komik. | Open Subtitles | ضحك وقال أنني قديمة الطراز بالنسبة لفتاة عصرية |
"Uzun uzun yüksek sesle güldü... bu arada gözleri fır dönüyordu. | Open Subtitles | ضحك بصوت عال وطويلاً وطول الوقت عينه تنظر إليها |
Gerçi yeşilaycı kurbağa bol miktarda güldü. | Open Subtitles | مع ذلك، يجب أن اقول أن الضفدع الممتنع عن الخمر قد ضحك كثيراً. |
Dekins bir saniyeliğine kör oldu sonra güldü ve Andy'nin elini sıktı. | Open Subtitles | أغمض ديكنز عينيه لوهلة ثم ضحك و صافح أندى |
Bu gün bazı tehditkar yorumlarda bulundu ve sonra şu her zamanki sansar gülüşüyle güldü. | Open Subtitles | قال بضعة تعليقات مزعجة لي اليوم ثم ضحك ضحكته الغليظة المعتادة |
Bilirsin işte, en az 10 dakika güldü, ama gerçekten çok heyecanlandı. | Open Subtitles | أعني .. لقد ضحكت لمدة عشر دقائق تقريبا ولكنها كانت تملؤها الإثارة |
Ona bu Cadılar Bayramı'nda dışarı böyle çıkacağımı söyledim o da bana güldü ve bana korkunç bir tarafım olmadığını söyledi. | Open Subtitles | جي جي محقة,أخبرتها أنني أريد أن يكون الطابع مخيفا بعيد القديسين و ضحكت علي و قالت أنني لا أملك جانبا مخيفا |
Korkmadı, kahkalarla güldü. | Open Subtitles | وتركوني لوحدي ضحكت ولم تكن خائفة على الأطلاق |
Ona bu resmi gösterdiğimde güldü çünkü burada yüzü gözükmüyor. | TED | يضحك أوبالد عندما أضع هذه الصورة لأنكم بالتأكيد لا يمكنكم أن تروا وجهه. |
İnsanlar güldü ama benim bildiklerimi bilmiyorlardı. | Open Subtitles | سخر منى الرفاق و لكنهم لم يعرفوا ما عرفت |
Masadaki herkes güldü, ama şaka iyi bir çözümdü, böylece sonunda öyle yaptık. | TED | كل من على الطالة ضحكوا لكن المزحة كانت حلاً مناسباً بعض الشئ لذا هذا في النهاية ما قمنا بفعله |
Bu yüzden insanlar bana hep güldü ve isimler taktılar. | Open Subtitles | الكثير من الناس كانت تضحك عليّ .. وأطلقوا عليّ الأسماء |
o kadar günden sonra ilk defa güldü. Sanırım bundan sonra iyi olacak. | Open Subtitles | لقد ابتسم بعد أيام عديدة أظنه سيكون بخير |
Bana gülmeye nasıl cüret edersin, seni aşüfte! Elimde değildi! Diğer herkes güldü! | Open Subtitles | كيف تجرؤين على الضحك علي أيتها الوقحة لم أستطع الإمتناع ,فالجميع يضحكون |
Tanrı, yüzüme güldü ve bana, bu geceki parti için iki bilet verdi. | Open Subtitles | الرب إبتسم لي وأنعم علي بتذكرتين لحضور الحفل الكبير في نيويورك |
Oraya, utandığım yanımı ifade etmeye gitmiştim ve o da bana sevgi ile güldü. | Open Subtitles | كانت لهذه التربيته اثر كبير على اطلاق كل الاشياء التي كنت اخجل منها ثم ابتسمت لي بعد ذلك بكل رضا وحنان |
Ve sana özenti dedi, sonra herkes güldü. | Open Subtitles | و قد قال انك اللغز المحير فضحك عليك الجميع |
Sonra yüzüne kahkahalarla güldü. Onunla işi artık bitmişti. | Open Subtitles | ثم سخرت منع بعد ذلك ,واخبرته انها لاتستطيع عمل شئ له |
O buruşuk ağzıyla. Bana öylece güldü. | Open Subtitles | ارتسمت على وجهها ابتسامة خبيثة وضحكت علي، واستمرت بالضحك |
İnsanlar uzunca bir süre bana güldü ama bana gülmelerini sana gülmelerine tercih ederim. | Open Subtitles | سخروا الناس مني لفترة طويلة لكنني فضلت ألاّ يسخروا منكِ |
Bir kere bir erkek yüzüne güldü diye ondan ayrılmıştın. | Open Subtitles | ذات مرة انفصلت عن أحدهم بسبب تسبب وجهه لك بالضحك |