ويكيبيديا

    "getirdiği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أحضرها
        
    • أحضره
        
    • جلبها
        
    • جلب
        
    • جلبه
        
    • جلبته
        
    • أحضرتها
        
    • جلبتها
        
    • أحضرته
        
    • يحضره
        
    • تجلبه
        
    • احضره
        
    • احضرها
        
    • احضرتها
        
    • أحضرتك
        
    Strangways'in Crab Key'den getirdiği örneklerde... radyoaktif madde var. Open Subtitles تلك العينات التى أحضرها سترينجواى من مفتاح السرطان البحرى كانت مشعة
    Saldırganın beraberinde getirdiği anlamına geliyor. Open Subtitles حسناً هذه أنباء جيدة لنا هذا يعني أن المقتحم أحضرها معه
    Birlikte akşam yemeği yedik ve getirdiği kırmızı şarabı içtik sonra birlikte yattık. Open Subtitles تناولنا الغداء معا، وشربنا النبيذ الأحمر الذي أحضره معه وبعد ذلك مارسنا الجنس
    Onun getirdiği etrafımızda dolaşan gazap karşısında tir tir titreriz. Open Subtitles التي جلبها الذي نرجف لسماع إسمه و هو الغضب الأسود
    Neyse nişanlanan iki çift gördük. Şans getirdiği söylenir, sözde. Open Subtitles على أية حال، لقد شاهدنا عروساً ويفترض بهذا جلب الحظ الجيّد
    - Bu konyak. Fransızların ülkemize getirdiği tek iyi şey. Open Subtitles انه كونياك، الشيء الوحيد الجيد الذي جلبه فرنسا إلى بلدي
    Şu yanında getirdiği hayırsevere bak. Open Subtitles ولكن أنظر إلى الشيء الجيد الذي جلبته معها.
    Pam'in Porto Riko'dan getirdiği şekerleri buraya koysam sorun olur mu? Tabii. Open Subtitles بالتأكيد ، هل أستطيع وضع حلوى على المكتب أحضرتها بـام من بورتيريكو؟
    Düğüne getirdiği gibi biriyse öyle de yapmalı zaten. Open Subtitles يجدر به إذا كانت تشبه تلك التي أحضرها للزفاف
    O zaman evlenmek istediğini söyleyerek eve getirdiği o kızı biliyorsunuz. Open Subtitles هل تذكر الفتاة التي أحضرها للمنزل تلك المرة وقال بأنه يريد أن يتزوجها ؟
    Ondan sonra getirdiği ilk kız mıyım? Open Subtitles و .. أنا المرأة الأولى التي أحضرها إلى هنا؟
    Tanaka'nın Edi'ye getirdiği şeyi. Open Subtitles الذي أحضره توناكا الى إيدي والذي إيدي سوف يعطينا إياه
    Ama yanında getirdiği şu Bay Darcy denilen adam Derbyshire'ın en zengin adamı olsa da ilgimizi hak etmiyor. Open Subtitles لكن السيد الذى أحضره معه الذى يدعو نفسه السيد دارسى لايستحق أهتمامنا رغم أنه قد يكون أغنى رجل فى ديربشاير
    Walsh'ın yanında getirdiği balıklardan bazıları halen Londra Hunterian Müzesi'nde saklanmaktadır. Open Subtitles لازالت بعض الأسماك التي جلبها وولش محفوظة في متحف هانتريان بلندن
    Apollo astronotlarının getirdiği Ay taşları, Güneş Sistemi ile aynı yaşta. TED الصخور القمرية والتي جلبها رواد فضاء أبولو يعود تاريخها إلى ما يقارب عمر النظام الشمسي.
    Şaklabanın getirdiği ile aynı güvercin, değil mi? Open Subtitles ذلك كان نفس واحد الذي جلب المهرّج، أليس كذلك؟
    Ve burada yaptığı çalışma, getirdiği muhakeme ve mantığın mutlak(kesin) sistemi bulma hayalini tuzla buz etti. Open Subtitles والعمل الذي قام به هنا، جلب نهاية الحلم بإيجاد النظام التام للتفكّر والمنطق.
    Elbiselerini, kay kayını. Dylan'ın hastaneye getirdiği her şeyi almış. Open Subtitles ملابسه، لوح التزحلق وأي شيء قد جلبه معه إلى المستشفى
    Şu yanında getirdiği hayırsevere bak. Open Subtitles و لكن أنظر إلى الشيء الجيد الذي جلبته معها
    Öğrenci değişimi dolayısıyla eşimin eve getirdiği bir öğrenci. Open Subtitles إنها طالبة بالتبادل أحضرتها زوجتي . الي المنزل
    Bir çocuk olarak Boston'da annemin Londra'dan ve Lagos'tan getirdiği alışkanlıkların düzenlenmiş şekilleri olan oldukça standart banliyö alışkanlıkları yerine getiriyordum. TED عندما كنت طفلة،حملت معي طقوسا معروفة من ضواحي بوسطن، مع تعديلات على الطقوس التي جلبتها أمي من لندن و لاغوس.
    - Hayır. Polisin içeri getirdiği bir adam vardı. Open Subtitles كما تعلم ، كان هناك ذلك الرجل الذي أحضرته الشرطة
    İlk getirdiği mimarı kovdu, ve George adında haftalığı 5 dolar olan bir usta getirdi. Open Subtitles بناهُ مليونيراً في مطلع القرن لميراثه الدائم والغريب في الأمر أنّه طرد أول مهندس يحضره
    Bu yüzden daha geleneksel şirketlerin hacker kültürünü ve getirdiği yaratıcı kaosu benimseyebilmeleri için zaman ve uyum gerekecek. TED وبالتالي فإن الشركات التقليدية، ستكون بحاجة للوقت كي تتكيف وتحتضن ثقافة المخترق وما تجلبه تلك الثقافة من فوضى إبداعية.
    Sara bana babamın bir keresinde eve getirdiği küçük geyiği hatırlatıyor. Open Subtitles ساره تُذكرني بالابل الصغير . الذي احضره لي ابي الى المنزل مرة
    Bu o bıçağın bir eşi değil, bu Yüzbaşı Hastings'in getirdiği kadın tarafından çalınan Paul Renauld'yu öldüren bıçak. Open Subtitles ليس سكين مماثلة ,بل نفس السكين المستخدمة فى قتل السيد رينو والتى سرقتها المرأة التى احضرها كابتن هيستنجز لمكتبى هنا
    Bree'nin geçen ay yemeğe getirdiği keki anımsattı bana. Open Subtitles تذكرني بالكعكة التي احضرتها صديقتك السابقة بري للعشاء في الشهر الماضي
    Bayan Kobritz'e seni eve getirdiği için teşekkür ettin mi? Open Subtitles هل شكرت السيده كوبرتز لانها أحضرتك للمنزل؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد