Kısa boylu, bodur, kafası az çalışan, kel bir adamın giyeceği tarzdan bir şey gibi. | Open Subtitles | تبدو كشيء قد يرتديه رجل قصير، ممتلئ، بطيء الفهم، أصلع. |
Bir Rus'un düğün gecesinde giyeceği bir şeye benziyor. | Open Subtitles | يبدوا شيء يرتديه الروس في يوم زفاف |
Bu bir kovboyun giyeceği bir şeye benziyor. | Open Subtitles | يبدو هذا كشيء يرتديه راعي البقر |
Bu arada sonradan tartışma çıkmasın diye söylüyorum giyeceği elbise tam olarak beyaz değilmiş, yumurta kabuğu rengi. | Open Subtitles | و على فكرة حتى لا تُصبح هذه مُشكلة في مابعد الفستان الذي سترتديه تقنياً ليس أبيض انه بلون قشر البيض |
Sadece bir kereliğine giyeceği bir elbise için mi? | Open Subtitles | لفستان سترتديه فقط لمرة واحدة؟ |
Jenna'nın filmde giyeceği her şey bunlar. | Open Subtitles | هذا كل ما سترتديه "جينا" في الفيلم |
Bu Matt Saracen'ın giyeceği tarzda bir şey. | Open Subtitles | " هذا شيء يرتديه " مات سيرسون |