ويكيبيديا

    "hapishaneler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السجون
        
    • سجون
        
    hapishaneler yeniliğin, sürdürülebilirliğin çevresel restorasyon ve tehlikedeki türlerin yeniden yetiştirilmesinin kaynağı olabilir. TED السجون تستطيع أن تكون مصدرًا للاختراعات والاستمرارية. العناية بالمخلوقات المهددة بالانقراض وإصلاح البيئة
    hapishaneler lanet kardeşimi Türklerin saflarına kattı; ama beni değil. Open Subtitles السجون حولت أخي اللعين لخدمة الأتراك , لكن ليس أنا.
    Sonra düşündüm, belki de onlara sormalıydım: hapishaneler yerine ne inşa edelim? TED لذلك فكرت، ربما علي أن أسألهم ما الذي علينا بناؤه بدلاً من السجون.
    Esaret ve hapishaneler var olduğundan beri sevdiklerini oralardan kurtarmak için tüm kaynaklarını seferber ediyorlar. TED لقد قاموا معًا بتجميع مواردهم لشراء حرية أحبائهم. طالما وُجدت العبودية وزنزانات السجون.
    Sonuçta bu savaştan faydalanan devasa askeri hapishaneler ve mali kuruluşlar var. TED على كل حال،هناك عدد ضخم من سجون الشرطة العسكرية ومؤسسات مالية مستفيدة من هذه الحرب.
    Ama hapishaneler, yapabileceklerini hiç düşünmediğimiz şeyleri yapabilir. TED لكن السجون تستطيع فعل بعض الأشياء لم نتوقع أنها تستطيع فعلها
    hapishaneler insanların anlamlı yaşamı öğrenebileceği, katılım ve katkı sağlayabileceği insancıl ortamlar olmalı. TED السجون بحاجة لأن تكون بيئة انسانية حيث باستطاعة الناس المشاركة، المساهمة وتعلم حياة ذات مغزى.
    Bunu, insancıl ve dikkatli bir şekilde yaptığımızda hapishaneler başarısız sosyal politika kovasından fazlası olabilir. TED وعندما نفعل ذلك بشكل مدروس وإنساني السجون تستطيع أن تكون أكثر من وعاء لفشل في السياسة الاجتماعية
    hapishaneler, işbirliği sistemidir. Mezbahalar işbirliği sistemidir. Toplama kampları işbirliği sistemidir. TED السجون هي نظام تعاون؛ المسالخ هي نظام تعاون؛ معسكرات الاعتقال هي نظام تعاون.
    Gitmo'nun aksine onlar tam burada, ülkemizde bulunuyor, daha büyük federal hapishaneler içinde yüzüyorlar. TED ولكن على عكس غوانتنامو فإن هذه الوحدات موجودة هنا، في بلدنا، عائمة داخل أكبر السجون الفدرالية.
    hapishaneler, elbetteki, kanunlara karşı gelenlerin tıkıldığı demir parmaklıkların arkasına konulan insanların olduğu yerlerdir. TED السجون, بالطبع , هي الأماكن التي يقبع فيها مخالفوا القوانين جامدين, مقيدين خلف القضبان.
    Sizler hapishaneler diker, kalın duvarlar örersiniz ardından işiniz kalmaz, bitmiştir. Open Subtitles ... تضع السجون خلف الجدران السميكة و من ثَم تنتهي مهمتك
    hapishaneler, oraya nasıl girdiklerini anlamayan şapşallarla dolu. Open Subtitles السجون مليئة بالأغبياء الذين يتساءلون كيف وصلوا اليها
    hapishaneler doğruyu söyleyen masum insanlarla dolu. Open Subtitles السجون مليئة بالناس الأبرياء لأنهم قالوا الحقيقة
    hapishaneler de insanlar için, oranın bile bir haysiyeti var. Open Subtitles اعتقدت ان السجون بنيت من اجل البشريه وهم ليسوا مؤهلين لها
    İnsan yapımı hapishaneler. Ve içerdesindir! Open Subtitles السجون من صُنع الإنسان, أنت تقضي على أوانك
    İnanmazsın ama bu ülkede çok güzel hapishaneler vardır. Open Subtitles هناك بعض السجون اللطيفة بشكل لا يصدق فى هذا البلد.
    Dünya üzerindeki her devlet, aşırı kalabalık... hapishaneler sorunuyla uğraşıyor. Open Subtitles كل امه في العالم تعاني من مشكله ازدحام السجون
    Bence bu, siyasi suçlular için siyasi hapishaneler demenin oldukça kibar bir yolu. TED أعتقد أن هذه طريقة لطيفة أن هذه سجون سياسية مخصصة للسجناء السياسيين.
    Aceleyle yapılmış bu hapishaneler kalabalıktı ve hijyenik değildi. TED تلك العجلة جعلتهم يبنوا سجون مزدحمة وغير صحية
    Yeni hapishaneler yaptık, Hank. Sürekli gezici durumdalar. Bu sefer bir adım öndeyiz. Open Subtitles لدينا سجون جديدة, سوف نبقيها متحركة و نكون سابقين بخطوة قبلهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد