ويكيبيديا

    "hayatlarının" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حياتهم
        
    • حياتهما
        
    • حيواتهم
        
    • لحياتهم
        
    • حياتِهم
        
    • حياتهن
        
    • حياة
        
    • بحياتهم
        
    Ayrıca bunu müfredatta hayatlarının ve anlatılarının bulunmaması sayesinde öğreniyorlar. TED ويتعلمون ذلك أيضًا خلال تغيب حياتهم وحكاياتهم في المناهج التعليمية.
    Ancak bu, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1956'dan beri araştırılan insanların yaklaşık yüzde 30'unun hayatlarının çok mutlu olduklarını söylediklerini gösteriyor. TED ولكن هذا، مثلا، يبين أن نحو 30 في المئة من المستطلعين في الولايات المتحدة منذ 1956 يقولون إن حياتهم سعيدة جدًا
    Sanki kendi hayatlarının başrolündeler ve sen de sadece bir figüransın. Open Subtitles قاما بأدوار البطولة في حياتهم الخاصة وأنت مجرد ممثل غير مهم
    Samimiyetimiz arttıkça vasileri ve tıbbi avukatları oldum fakat daha önemlisi, onların hayatlarının son tecrübelerini yaşatan kişi oldum. TED وأصبحنا أصدقاء، أصبحت وصيهم ومدافعهما الطبي، ولكن الأهم من ذلك، أصبحت الشخص الذي نظم تجربة نهاية حياتهما.
    Sadece hayatlarının geri kalanında İnterpol'e üç kuruşa sıkılarak çalışanları.. ...öyle sanıyoruz. Open Subtitles فقط أولئك الضجرين من العمل لحساب الإنتربول مقابل مرتب سيء لبقية حيواتهم.
    Ne kadar insan hayatlarının bir anlamı olması şansını yakalıyor, biliyor musun? Ölümlerinin bir anlamı olması şansını? Open Subtitles أتدرين كم يحصل قلّة من الناس على فرصة كيّ يكون لحياتهم مغزى؟
    Derler ki, bazıları hayatlarının sonuna kadar savaşı yaşamaya devam ederler. Open Subtitles يَقُولونَ , بَعْض الرجالِ يحملون حربَهم مَعهم لبقيّة حياتِهم
    Radyasyon veya değil, bu kadınlar hayatlarının sonunda. TED الآن إما بسبب الإشعاع أو لا، هؤلاء النساء هن في نهاية حياتهن.
    Diğer insanların hayatlarının değişme hikayeleriyle aram pek iyi değildir. Open Subtitles لا أتعامل جيداً مع قصص الناس التي غيرت في حياتهم
    hayatlarının geri kalanında böyle bir avantajla istedikleri gibi yaşayacaklar. Open Subtitles بإمكانهم الإحتفال خارج نطاق الشبكة لبقيّة حياتهم بسرقة مثل هذه.
    Olsaydı bile, onlar da hayatlarının sonuna kadar kendilerini suçlardı. Open Subtitles و حتى لو حصل لكانوا لاموا أنفسهم لبقية حياتهم ايضا
    hayatlarının ilk iki yılında yavrular onu anneleri olarak düşünecekler. Open Subtitles لأول سنتين من حياتهم, ستعتقد هذه الكتاكيت انه هو الأم,
    hayatlarının geri kalanını güzel bir kızdan ibaret olmadığımı düşünerek geçiriyorlar. Open Subtitles قضاء بقية حياتهم لإقناع نفسهم انني لم اكن فقط جميله وحسب
    hayatlarının geri kalanını güzel bir kızdan ibaret olmadığımı düşünerek geçiriyorlar. Open Subtitles قضاء بقية حياتهم لإقناع نفسهم انني لم اكن فقط جميله وحسب
    Yeni bir acemi Bölüm'de uyandığında, onlara eski hayatlarının sona erdiği söylenir. Open Subtitles عندما يستيقظ مُجند جديد في الشعبة يُقال لهم بأن حياتهم القديمة انتهت
    Annem ve babam hayatlarının son evresinde buna ihtiyaç duydular, o yüzden bu zorluğu çok iyi anlıyorum. TED كلا والدّي استخدما الكرسي المتحرك في نهاية حياتهما. لذا انني أتفهم ذلك الصراع جيداً.
    23 Kasım 1966, hayatlarının en önemli günüydü. Open Subtitles الثالث والعشرون من نوفمبر 1966 كان اليوم الأهم في حياتهما
    Dalları birbirine kenetlendi ve hayatlarının sonuna kadar da birbirinden ayrılmadılar. Open Subtitles فروعهما تداخلت وقضيا بقية حياتهما يعانقان بعضهما البعض
    Kendi hayatlarının kontrolünü kaybetmiş gibi hissettiren dilsel, kültürel ve diğer engellerin üstesinden gelmeleri için yardım etmek istiyoruz. TED نود مساعدتهم للتغلب على الحواجز اللغوية، والثقافية وغيرها التي تُشعرهم وكأنهم فقدوا السيطرة على حيواتهم الخاصة.
    Kuşlar yavrularını sürekli beslemek ve hayatlarının ilk çetin mücadelesine hazırlamak için çalışır. Open Subtitles ظلّت الطيور البحرية تعمل على مدار الساعة لاطعام فراخهم ولتهيئتهم إلى أوّل تحدٍّ كبيرٍ لحياتهم
    Bazı insanlar hayatlarının değişeceği umudunu yitirmişlerdir. Open Subtitles بعض الناس تتخلى عن الأمل لأيّ شئِ في حياتِهم يُتَغَيّر باستمرار
    Kızları hayatlarının öznesi olma konusundan gaspetmeye o kadar alışmışız ki, artık onları gerçek anlamda nesneleştirmiş mal-eşya-imtia şekline dönüştürmüş haldeyiz. TED إعتدنا سرقة الفتيات لغرض أن نكون أهداف حياتهن لدرجة أننا بالفعل جعلناهن سلعة و حولناهن إلى بضائع تباع وتُشترى
    1992 de, insanların hayatlarının tehdit altında olduğu bir yıl olacaktır. Open Subtitles سنة 1992 ستكون كذلك سنةً ستتهدد خلالها حياة الكثير من البشر
    hayatlarının değerini bilmeyen insanlardan nefret ederim. Open Subtitles أكره أولئك الّذين يفكرون قليلاً بحياتهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد