Kendimi en özgür hissettiğim iki yer, aslında yer değiller. | TED | إنّ المكانين اللذين أشعر فيهما بالحريّة التّامة ليسا بالضّبط أماكن، |
Tüm hayal kırıklığı, korku ve yalnızlık, bir zamanlar hissettiğim ... | TED | اذ ان كل الإحباط والخوف والشعور بالوحدة والذي كنت أشعر به |
Şu anda da o kazadan hemen önce hissettiğim duygularla doluyum. | Open Subtitles | ولدي نفس الشعور الآن الذي كنت أشعر به قبل ذلك الحادث |
Hastalandığından ve ona her şeyi anlattığımdan beri, ...hissettiğim, rahatlamak. | Open Subtitles | منذ ان اصبح مريضا وانا اخبره بكل شئ انا اشعر |
Portreyi tasarlayıp organize ettiğimde hissettiğim tam da buydu. | TED | هذا ما شعرت به عندما صممت ونظمت هذا البورتريه. |
Ve sen sarı çıyan, ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | و أنتِ أيتها الشقراء ليس لديكِ أدنى فكرة عن كيفية شعوري |
Biri için duygusal yakınlık hissettiğim an, arkama dolanıp bana geçiriyor. | Open Subtitles | في كل مرة أشعر بالحب تجاه أي شخص فقط يذهب ويتركني |
Ben mesleğimi yapıyorum ve kendimi ucuz hissetmiyorum ...bugün hissettiğim şekilde. | Open Subtitles | لم أشعر يوما أني رخيصة لهذه الحد حتى عندما كنت أعمل |
Belki de bu birkaç gün boyunca hissettiğim her şeyi açıklar. | Open Subtitles | ربما يفسر هذا الكثير مما كنت أشعر به خلال الأيام الماضية |
Bu bir kadın sezgisi. Chouji'de hissettiğim şeyin aynısını hissettim. | Open Subtitles | أنه حدس المرأة أشعر بنفس الشيئ عندما أكون مع تشوجي |
Alnımda bir sivilce var ve hissettiğim gibi görünmeye başladım. | Open Subtitles | لدي لاصقه على جبهتي و بدأت أحس بما أشعر به |
Bu, haftalardır sıradan hissettiğim tek gün. Neden bunu mahvetmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | هذه أول مرة أشعر بإحترام منذ أسابيع، لماذا تريد تدمير ذلك؟ |
hissettiğim sıcaklık mı yoksa bunu hayal mi ediyorum emin olamıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع التأكد من أن الذي أشعر به هي الحرارة أم خيالي. |
Brakebills tam anlamıyla peri masalı olmayan kendimi iyi hissettiğim ilk yer. | Open Subtitles | براكيبيلس هي أول مكان اشعر أنني بخير فيه انها ليست حرفيا خرافة |
Benim seni hissettiğim gibi, kendini hisset, bırak yoğurt zihnini açsın. | Open Subtitles | اشعر بنفسك مثل ما اشعر بك ودع الزبادي المجمد يفتح رأسك |
Elbiselerimi çıkarıp üzerime çıktığında, ona karşı hissettiğim şükran çok geçmeden dehşete dönüştü. | TED | لكن الامتنان الذي شعرت به نحوه سرعان ما تحول إلى رعب حيث شرع في خلع ملابسي وصار فوقي. |
hissettiğim yıkımı tasvir edecek bir kelime dahi yok. | TED | لا توجد كلمات يمكنها أن تصف الانهيار الذي شعرت به. |
Benim de şu anda nasıl hissettiğim hakkında konuşmama izin yok. | Open Subtitles | حسناً، أنا غير مسموح لي بالحديث عن كيفة شعوري حقاً الآن. |
Dava süresince tanıdığımı hissettiğim birine. | Open Subtitles | وشخص شعرتُ بضرورة التعرف عليه خلال المحكمة |
17 yaşında, Norveç'ten kaçarken hissettiğim duyguların aynılarını gördüm. | TED | وجدت نفس المشاعر التي شعرت بها في ال 17 من عمري عندما هربت من النرويج. |
Ama şimdi, ne hissettiğim fark etmeksizin tek bir numarayı arıyorum: | Open Subtitles | والان مهما كان ما احس به اتصل برقم واحد معالجي النفسي |
Bu acı, sizin masanızda hissettiğim acıya kıyasla hiçbir şeydi. | Open Subtitles | وذلك الألمِ كَانَ لا شيءَ قَارنَ لكَمْ شَعرتُ على منضدتِكَ. |
hissettiğim gibi görünüyorum, bilge adam. | Open Subtitles | نعم، أُشاهدُ الطريقَ أَشْعرُ أننى رجل حكيم |
Yeni ailem bunu yapmama yardım ettiğinde de sana ve kardeşine karşı, eski aileme karşı hissettiğim her şey yok oldu. | Open Subtitles | وبتعاقب الوقت، ساعدتني أسرتي الجديدة على فعل ذلك. فإذا بكلّ ما شعرته نحو أسرتي القديمة، نحوك ونحو أخيك تلاشى. |
Hayatımda, okudukça kendimi daha aptal hissettiğim başka bir şey olmamıştı. | Open Subtitles | إنها أول شيء أقرأه في حياتي وأشعر بغباء أكثر كلما قرأته |
O ufaltmanın bir kısmı da, damarlarımda babamın kanını hissettiğim o raddeye gelip aramızdaki tek bariyerin birkaç senelik bir fark olduğunu anladığım anla başladı. | Open Subtitles | لكن فعلت ما كان يجب فعله وشعرت بركلاته لي والشئ الوحيد الذي فصلنا |
İlk hissettiğim şey restoran dışındaki bir tartışmanın kontrolden çıkışıydı. | Open Subtitles | أوّل ماشعرت به كان شجارًا خارج المطعم خرج عن السيطرة |