Ben de sözümü tuttum. Telefon ettim. Sadece telefonun sonucu hoşuna gitmedi. | Open Subtitles | . و أنا أتصلتُ به أنت لا يعجبك رده على المكالمة فحسب |
Sıradan önerileri yaptık ama burade hoşuna gidebilecek yeni bir tane var. | Open Subtitles | لقد كان لدينا كل الطلبات المعتادة ولكن هنا واحد جديد ربما يعجبك |
Birinin, ailendeki aptal birinin peşine takılması hoşuna gider mi? | Open Subtitles | كيف تحب ان يسعى شخصاً وراء شخص غبي من عائلتك؟ |
Kadınlara sana korkunç mesajlar bırakmaları için işkence ediyorsun çünkü hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | انت تعذب النساء الى حد يتصلون بك ويتركون رسائل تروع,لأنك تحب هذا |
Kasabada, kendisi ve şu soygun hakkında anlatılanlar hoşuna gitmeyecektir. | Open Subtitles | انه لا يحب مالذي تقولة البلدة بشأنة وبشأن هذا الغريب |
- Dur, canım, kızma. Şapkalar hoşuna gitmezse, istediğin zaman geri iade edebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم تعجبك تلك القبعات فيمكنكِ دائماً إعادتهم |
Baba, oğlunu acı çekerken görmek hoşuna gidiyor diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أبي.. أعتقد أنك تستمتع حقاً في رؤية ولدك يعاني.. ؟ |
Oh, evet. hoşuna gitti değil mi? Seni küçük fahişe. | Open Subtitles | اوه , نـــعـــم , تحبين ذلك , اليس كذلك ؟ |
Efendim, evet efendim. Burada hoşuna gitmeyecek tek bir şey var! | Open Subtitles | من الآن فصاعداً أنت الجندي سنوبول هل يعجبك هذا الاسم ؟ |
Lucy sen konuşurken insanlar parmaklarını şıklatsalar hoşuna gider miydi? | Open Subtitles | لوسي هل يعجبك عندما يصفق الناس بأصابعهم عندما تتحدثين ؟ |
Hey DJ, sesini aç! neye sahip olduğunu biliyorsun, dawg? hoşuna gittimi, Papi? | Open Subtitles | يو دي جي ارفع الصوت تعرف ما أصبحت؟ هل يعجبك ما تراه بابي؟ |
Hak etmediğin, kazanmadığın kolpa ödülleri kırmam hoşuna gitmedi mi? | Open Subtitles | لا تحب تهشيمي لكل جوائزك المتملقة والغير مكتسبة والغير مستحقة؟ |
Senin hoşuna gidiyor çünkü ellerin ve ayakların gibi davranıyor. | Open Subtitles | انت تحب وجوده في الانحاء لانه يخدمك على قدم وساق |
Etrafında seninle akran insanların olması hoşuna gider diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد أنك تحب أن تكون برفقة أشخاص من مثل عمرك |
hoşuna giden her şeye dokunmak ister, kırmızı elbiseye de dokunmak istedi. | Open Subtitles | إنه يحب لمس ما يعجبه لذا حاول لمس لباس تلك المرأه الاحمر |
Syd aslında çetelerden de alabilir ama onunla çalışmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | سيد سيوفر الكثير بالتعامل مع العصابات ولكنه يحب التعامل مع جاسبر |
Bora, senin hoşuna gidecek bir iş var. | Open Subtitles | ألستَ مهتمًّا يا بورا ؟ لديّ وظيفة قد تعجبك |
Karına sahip olmak hoşuna gidiyor ama sadece kamerada, bedensel olarak değil. | Open Subtitles | إنك تستمتع بأخذ أوضاع لزوجتك ولكن في الصور فقط وليس في الحقيقة |
Bana bu korkunç hikayeyi anlatıyorsun, ...ama anlatmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | انت تخبريني عن هذه القصة الرهيبة لكنك تحبين ان ترويها |
Bu kadar yolu geldik. Ve hoşuna gitse de gitmese de eğleneceğiz. | Open Subtitles | لقد قطعنا كل هذه المسافة، والآن سنستمتع بوقتنا سواء أعجبك أم لا |
Hiç öyle hoşuna giderek bir şey okuduğun oldu mu? | Open Subtitles | لم تقرأ ابدا عن شئ تحبه أكان الامر مثل ذلك؟ |
- Evet. Ben aldırmıyorum. Ama galiba karımın hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | انا لا يهمنى, ولكنى اخشى ان زوجتى قد لا يعجبها.. |
Burada olmak hoşuna gidiyor olmalı. Belki de bu karışım nihayet işe yarıyordur. | Open Subtitles | مؤكد أن المكان يروق لكِ، ربما هذا المصل الذي أخترعته سيقوم بوظيفته أخيراً |
hoşuna gitmeyebilir ama bunlar hep önceden olacağı söylenen şeyler. | Open Subtitles | ربما لا يعجبكِ هذا، ولكن كل هذا تم التنبؤ به |
Kahvene öyle bir şey kattım ki hiç hoşuna gideceğini sanmam. | Open Subtitles | لقد أضفت شيء ما لقهوتك لاأعتقد أنك سوف تحبها |
Ben hoşuna gidebileceğini düşünmüştüm ancak kesinlikle gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعتقدت أنك قد تستمتعين بها، لكننا بالطبع لسنا مجبرين للذهاب. |
Kendi sesini duymak hoşuna gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحبّ أن تسمع نفسك وأنت تتكلم، أليس كذلك ؟ |