"hoşuna" - Traduction Turc en Arabe

• يعجبك
• تحب
• يحب
• تعجبك
• تستمتع
• تحبين
• أعجبك
• تحبه
• يعجبه
• يعجبها
• يروق
• يعجبكِ
• تحبها
• تستمتعين
• تحبّ

Ben de sözümü tuttum. Telefon ettim. Sadece telefonun sonucu hoşuna gitmedi.
. و أنا أتصلتُ به أنت لا يعجبك رده على المكالمة فحسب

Sıradan önerileri yaptık ama burade hoşuna gidebilecek yeni bir tane var.
لقد كان لدينا كل الطلبات المعتادة ولكن هنا واحد جديد ربما يعجبك

Birinin, ailendeki aptal birinin peşine takılması hoşuna gider mi?
كيف تحب ان يسعى شخصاً وراء شخص غبي من عائلتك؟

Kadınlara sana korkunç mesajlar bırakmaları için işkence ediyorsun çünkü hoşuna gidiyor.
انت تعذب النساء الى حد يتصلون بك ويتركون رسائل تروع,لأنك تحب هذا

Kasabada, kendisi ve şu soygun hakkında anlatılanlar hoşuna gitmeyecektir.
انه لا يحب مالذي تقولة البلدة بشأنة وبشأن هذا الغريب

- Dur, canım, kızma. Şapkalar hoşuna gitmezse, istediğin zaman geri iade edebilirsin.
إذا لم تعجبك تلك القبعات فيمكنكِ دائماً إعادتهم

Baba, oğlunu acı çekerken görmek hoşuna gidiyor diye düşünüyorum.
أبي.. أعتقد أنك تستمتع حقاً في رؤية ولدك يعاني.. ؟

Oh, evet. hoşuna gitti değil mi? Seni küçük fahişe.
اوه , نـــعـــم , تحبين ذلك , اليس كذلك ؟

Efendim, evet efendim. Burada hoşuna gitmeyecek tek bir şey var!
من الآن فصاعداً أنت الجندي سنوبول هل يعجبك هذا الاسم ؟

Lucy sen konuşurken insanlar parmaklarını şıklatsalar hoşuna gider miydi?
لوسي هل يعجبك عندما يصفق الناس بأصابعهم عندما تتحدثين ؟

Hey DJ, sesini aç! neye sahip olduğunu biliyorsun, dawg? hoşuna gittimi, Papi?
يو دي جي ارفع الصوت تعرف ما أصبحت؟ هل يعجبك ما تراه بابي؟

Hak etmediğin, kazanmadığın kolpa ödülleri kırmam hoşuna gitmedi mi?
لا تحب تهشيمي لكل جوائزك المتملقة والغير مكتسبة والغير مستحقة؟

Senin hoşuna gidiyor çünkü ellerin ve ayakların gibi davranıyor.
انت تحب وجوده في الانحاء لانه يخدمك على قدم وساق

Etrafında seninle akran insanların olması hoşuna gider diye düşünmüştüm.
أعتقد أنك تحب أن تكون برفقة أشخاص من مثل عمرك

hoşuna giden her şeye dokunmak ister, kırmızı elbiseye de dokunmak istedi.
إنه يحب لمس ما يعجبه لذا حاول لمس لباس تلك المرأه الاحمر

Syd aslında çetelerden de alabilir ama onunla çalışmak hoşuna gidiyor.
سيد سيوفر الكثير بالتعامل مع العصابات ولكنه يحب التعامل مع جاسبر

Bora, senin hoşuna gidecek bir iş var.
ألستَ مهتمًّا يا بورا ؟ لديّ وظيفة قد تعجبك

Karına sahip olmak hoşuna gidiyor ama sadece kamerada, bedensel olarak değil.
إنك تستمتع بأخذ أوضاع لزوجتك ولكن في الصور فقط وليس في الحقيقة

Bana bu korkunç hikayeyi anlatıyorsun, ...ama anlatmak hoşuna gidiyor.
انت تخبريني عن هذه القصة الرهيبة لكنك تحبين ان ترويها

Bu kadar yolu geldik. Ve hoşuna gitse de gitmese de eğleneceğiz.
لقد قطعنا كل هذه المسافة، والآن سنستمتع بوقتنا سواء أعجبك أم لا

Hiç öyle hoşuna giderek bir şey okuduğun oldu mu?
لم تقرأ ابدا عن شئ تحبه أكان الامر مثل ذلك؟

- Evet. Ben aldırmıyorum. Ama galiba karımın hoşuna gitmeyecek.
انا لا يهمنى, ولكنى اخشى ان زوجتى قد لا يعجبها..

Burada olmak hoşuna gidiyor olmalı. Belki de bu karışım nihayet işe yarıyordur.
مؤكد أن المكان يروق لكِ، ربما هذا المصل الذي أخترعته سيقوم بوظيفته أخيراً

hoşuna gitmeyebilir ama bunlar hep önceden olacağı söylenen şeyler.
ربما لا يعجبكِ هذا، ولكن كل هذا تم التنبؤ به

Kahvene öyle bir şey kattım ki hiç hoşuna gideceğini sanmam.
لقد أضفت شيء ما لقهوتك لاأعتقد أنك سوف تحبها

Ben hoşuna gidebileceğini düşünmüştüm ancak kesinlikle gitmek zorunda değiliz.
أعتقدت أنك قد تستمتعين بها، لكننا بالطبع لسنا مجبرين للذهاب.

Kendi sesini duymak hoşuna gidiyor, değil mi?
أنت تحبّ أن تسمع نفسك وأنت تتكلم، أليس كذلك ؟