Hayata tutunan bu insanlar, tanımadıkları başka insanlar ve diğer işçiler için, adil bir dünya umudu için mücadele ediyor. | TED | هؤلاء الناجين يقاتلون من أجل أناس لا يعرفونهم حتى الآن، من أجل عمال آخرين، فقط لأجل خلق عالم يسعنا جميعا. |
Toplama kamplarında roket yapıyorlar. Esir işçiler. Kampı Bettmann işletiyordu. | Open Subtitles | لقد بنوا الصواريخ فى داخل منجم للتعدين عمال بالسُخره .. |
Ama on gündür babanın casusları İşçiler Şehrini tehlikeli bir hale getirdi. | Open Subtitles | و لكن منذ عشرة أيام و وحشية أبوك جعلت مدينة العمّال غير آمنة |
İşçiler Şehri'nden eşlerinizi alın, çocuklarınızı alın. | Open Subtitles | أخرجوا نساءكم و أولادكم من مدينة العمّال |
İşçiler bu terörü benim getirdiğimi düşünüyor çünkü ben gelmeden başlamamıştı. | Open Subtitles | يرى العمال اننى من اتى بهذه اللعنة التى بدات منذ وصولى |
İkinci tedavi kolej öğrencileri veya genç işçiler olarak çiçeklenmeye başladıklarında olur. | Open Subtitles | مرحلة العلاج الثانيه تحدث عند بدء التفتح مثل طلاب الجامعات أو صغار العاملين |
Bu insanlar iyi eğitilmiş işçiler. Burada kulenin en üst parçasını birleştiriyorlar. | TED | هؤلاء الأشخاص عمال مدربون جيدًا، وها هم يقومون بتركيب أعلى قطعة في البرج. |
İşe bakın ki hayati önemdeki bu işçiler bugün dünyanın en düşük ücretli ve en fazla sömürülenleri arasında. | TED | و بطريقة ما، معظم هؤلاء العمال الأساسيين هم أيضا ضمن أقل عمال العالم أجورا و الأكثر استغلالا اليوم. |
Bu insanların çoğu iyi eğitilmiş ve yetenekli işçiler. | TED | والكثير منهم عمال متعلّمون جيّدا ولديهم مهارات هائلة. |
Birkaç metre uzaklıkta olan yuvalardaki işçiler, kraliçemizden yavrularını çalmaya başlar. | TED | تبدأ مجموعة عمال من الخلايا التي تبعد بعدة أمتار بسرقة صِغار ملكتنا. |
İklime uygun giyinmemişse de işçiler onu sıcak bir biçimde karşıladı. | Open Subtitles | و على الرغم من أنه لم يكن مرتديا ما يناسب المناخ في يوركشاير فقد تلقى السيد غاندي استقبالا حارا من عمال المحلج |
Gel, Freder! Hala İşçiler Şehri var elimizde. | Open Subtitles | هيا يا فريدر , مازال علينا أن نذهب إلى مدينة العمّال |
Eğer Kalp Makine yok edilirse, İşçiler Şehri'nin tamamı su altında kalır! | Open Subtitles | لو هلكت الآلة الرئيسية فسوف تضيع مدينة العمّال بأكملها |
Şimdi bu sendikalar, sürekli yeterli maaş alamadığından ve güvende olmadıklarından yakınan işçiler yüzünden, işi devam ettirmek ve para kazanmak zorlaştı. | Open Subtitles | ولكن الآن مع النقابات وإزعاج العمال طوال الوقت عن عدم الحصول على ما يكفي من مال وأنّهم غير آمنين بما فيه الكفاية |
Adalet duygusu güçlü sağlam karakterlidir, genellikle diğer işçiler adına konuşur. | Open Subtitles | شخصيتها قوية جداً وصالحة وبصفة عامة تطالب بحقوق أخواتها من العمال |
Amerikan orduları, petrol kuyularını korurken Teksaslı işçiler potansiyeli ölçüyor. | Open Subtitles | وأصول العاملين في البترول مساهمة في جهدهم إنها بيئة آمنة للعمل بها |
Seks sektörü dışındaki işçiler, kaçakçılara direnmeye kalkarsa sınır dışı edilme riskiyle karşılaşıyor. | TED | العاملون خارج قطاع الجنس إذا حاولوا مقاومة ما يتعرضون له، فإنهم يواجهون خطر الترحيل. |
Köylü işçiler, tuvaleti tütsü odasına çevirdiler. | Open Subtitles | عمّال ريفيون حوّلوا الحمّام إلى مدخنة لحوم. |
İşçiler liderlerinin nereye gittiğini sorunca onlara şunu söyleyin: | Open Subtitles | أخبر هذا للعمال عندما يسألون اين قائدهم قد ذهب |
Çoğu Hindistanlı, Pakistanlı, Srilankalı Nepalli olan bu işçiler, geride bıraktıkları aileleri için, para kazanmak uğruna herşeyi göze alıyorlar. | TED | معظمهم هنود، باكستانيين، سيرلانكيين، نيباليين، هؤلاء العُمّال يجازفون بكل شئ من أجل توفير المال لأسرهم في أوطانهم. |
Birçok ülkeye gidip bunun gibi fotoğraflarla dönüyoruz: Tamamen sıkıntılı, yerinden edilmişler, aç insanlar, çocuk işçiler, egzotik kareler. | TED | حيث نسافر للخارج ونجلب صورًا كهذه: عن المنكوبين، أو النازحين، أو الجوعى، أو عمالة الأطفال، أو الأشياء الغريبة. |
Tırtıllar, karıncaların yiyecek isteme seslerini bile taklit edebiliyorlar böylece, işçiler görev aşkıyla tırtılları besleyip temizlerler. | Open Subtitles | تقلّد اليرقات حتى الصوت الذي يصدره النمل عندما يلتمسون الطعام، لذا تطعمهم العاملات وتنظفهم طواعية. |
İşçiler üretim araçlarını kontrol ediyor. | Open Subtitles | العامل هو من يتحكم في مصادر الدخل لو لم يحفر زد .. |
Bu işçiler korkunç çalışma şartlarından... usanmış durumdalar. | Open Subtitles | هؤلاء العمًال مضجرون بفضاعة ظروف اعمالهم |
Açlıktan yarı baygın işçiler çatıları bombalarla uçurulmuş silah fabrikalarının çalışmasını sağladılar. | Open Subtitles | العمـال الـذيـن كـانـوا يعـمـلـون ..شبه فاقدى الوعى بفعل الجوع حافظوا على أستمرارية.. العمل فى مصانع الأسلحه |
Evet, yönetim ve işçiler arasında mükemmel bir ilişki kurdum. | Open Subtitles | نعم، علاقة مثالية المنشأة بين الإدارة والعمال. |
Kıyafet fabrikası hep yeni işçiler arıyor. | Open Subtitles | حسناً، مَصنَع الأثواب دئماً يَبحثُ عن عُمال جُدُد |