Gıdaya ihtiyaç duyan kişilerin aslında kendilerinin yaşamlarını değiştirecek toplam bir dönüşüm. | TED | تحول شامل بإمكانه فعلياً أن يمس حياة كل من هم بحاجة للغذاء. |
NT: Ne bir modele, ne çizime ne de deneye ihtiyaç duyuyordum. | TED | نيكولا تيسلا: لم أكن بحاجة إلى أي نماذج أو رسومات أو تجارب. |
Hiçbir şekilde canlı çalan müzisyenlere ihtiyaç yok. Ve ses sistemleri gayet iyi. | TED | لا توجد حاجة لوجود أيّ موسيقيين ليؤدوا مباشرة بالمرة. و أنظمة الصوتيات جيدة. |
Sağlık Etki Fonu, yeniliği daima en çok ihtiyaç duyulan yöne kanalize edecektir. | TED | يوّجة صندوق التأثير الصحي الإبتكار دائمًا. في الاتجاه الذي تشتدُّ فيه الحاجة إليه. |
Bir lider olma niyetinde olan yeni modellere ihtiyaç duyuyoruz. | TED | نحتاج نماذج جديدة تعبر عن معنى ان يكون المرء قائدا. |
Affedilmek güzel bir şey. Buna çok fazla ihtiyaç duymam ise kötü. | Open Subtitles | من الجميل أن يسامح المرء لسوء الحظ أنا أحتاج إلي الكثير منه |
- Dereceniz yok mu? Nasıl anlayacağız? - İhtiyaç yok. | Open Subtitles | ألا تملك مقياس للحرارة لسنا بحاجة له الحمى هى الحمى |
Hoşuma gitmiyor ama hasta, yalnız ve umutsuzca sana ihtiyaç duyan bir kadın için üzülmeme de engel olmuyorlar. | Open Subtitles | إننى لا أحبهم لكن هذا لا يمنعنى من الأسف على امرأة تشعر بالمرض و الوحدة و بحاجة شديدة للمساعدة |
Beyniniz ısıya ihtiyaç olduğunu hissederse, başka bir planı vardır. | Open Subtitles | وعندما يقرر دماغكم أنكم بحاجة إلى الدفئ ،فلديه خطة أخرى |
Hakikaten sessizliğe ihtiyaç vardı. Beni geri dönmek zorunda bırakma. | Open Subtitles | أنت بالفعل بحاجة إلى سكوتهم لا تضطرني إلى العودة هنا |
ve arkadaşa ihtiyaç duyduğumda hemen gelecek kadar düşünceli ve naziksin. | Open Subtitles | وأنت لطيف جداً ورحيم لقدومك ، بينما أنا فى حاجة لصديق |
Yukardaki çocuklar, kaçıştaki suçluya ihtiyaç duyuyor ve biz buradayız. | Open Subtitles | الأولاد بالأعلي شعروا بإنك في حاجة للمساعدة وها نحن جئنا |
Halkımız prensiplerini yarattı. Aile değerleri için, büyüyen bir ihtiyaç. | Open Subtitles | تم إنشاء المجمّعات السكنية على أساس حاجة التزايد لقيم الأسرة |
Bu tür insanlar, diğerlerinin beklentilerine uymak için bir ihtiyaç hâlindedirler. | TED | الكمالية المفروضة مجتمعيًا هي الحاجة القاسية لأن تكون ما يتوقعه الآخرون |
Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. | Open Subtitles | غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم |
Stinger füzeleri. Sonra da barış Diyecekler... Ama sana ihtiyaç olacak. | Open Subtitles | قذائف ستينجر، وسيتحدثون عن السلام بعدها سوف نحتاج إليك يا فرانكي |
Dr. Friesen, ben Binbaşı Carter. Merkez bilgisayarda yardımınıza ihtiyaç duyabiliriz. | Open Subtitles | دكتور فريزين هنا الرائد كارتر نحتاج مساعدتك هنا في قلب الحاسب |
Zaten 50 reallik bir banknotum olsaydı onu kopyalamaya ihtiyaç duymazdım. | Open Subtitles | إذا كنتُ أملك ورقة نقدية بمقدار 50 دولاراً فلن أحتاج لنسخها |
Bildiğiniz üzere, Google Now sizin nerede olduğunuz biliyor ve neye ihtiyaç duyduğunuzu biliyor. | TED | غوغل اليوم، تعرف مكان تواجدك، تعرف ما قد تحتاجه. |
Her şeyi birbirine toplu taşıma ile bağlayabilirsiniz ve en fazla insanın en fazla ihtiyaç duyacağı şeyleri mahallede sağlayabilirsiniz. | TED | من ثم يربط كل شيئ بوسائل انتقال ذات سعة عالية وبهذا يتم تأمين معظم ما يحتاجه الناس في تلك الأحياء. |
Bunlar Roma'nın sadece çizimleri. Mümkün olduğu kadar sık geri dönerim. İhtiyaç duyarım. | TED | هذه ليست فقط الا رسوما عن روما.اعود إليها كلما استطعت احتاج الى العودة. |
Yani bu organizasyonların tabanda ihtiyaç duydukları şey bu kültüre tabanda talep oluşturabilmek için demokratik kültürün kendisinin savunuculuğunu yapmaları gerekiyor. | TED | هذه المنظمات هي ما نحتاجه على أرض الواقع لتدعيم مفهوم ثقافة الديمقراطية نفسه لخلق الطلب لهذه الثقافة على أرض الواقع . |
Bu tür güzelleştirme aktiviteleri hoş olmayabilir, ancak çok ihtiyaç duyulur. | TED | مثل هذا الافعال من التجميل قد لا تكون جميلة لكنها مطلوبة |
Bunu açıklamak için çok da kuantum mekaniğine ihtiyaç yok. | TED | إنه حقاً لا يتطلب الكثير للشرح على غرار ميكانيكا الكم. |
İtiraf et. Bazen iri, güçIü bir adama ihtiyaç duyuyorsun. | Open Subtitles | إعترفى بهذا ، أحيانا تحتاجين إلى رجل كبير و قوى |
Eğer filminde oynatnak için birine ihtiyaç duyarsan, beni ara. | Open Subtitles | واذا احتجت لاحد ان يمثل في افلامك فقط اعطيني مكالمة |
Destekçiler böyle yasalara aşırı uçtaki insanlar için ihtiyaç olduğunu söylediler: vandallar, kundakçılar ve radikaller. | TED | الداعمون لهذا القانون يقولون بأنه مطلوب للمتطرفين: المخربين، مشعلي الحرائق، والراديكالية. |
Balıklar sekse ihtiyaç duymazlar çünkü sadece yumurtalarını yayarlar ve suda döllerler. | Open Subtitles | السمكة لا تحتاج إلى الجنس، لأنها تضع بيضها ويتم تلقيحها في الماء. |