Ama bu fotoğraf yarını gösterdiği için onunla bir ilgisi olmadığı çok açık. | Open Subtitles | ولكن يظهر أن هذه الصورة ستحدث بالغد ولا دخل لها به على الإطلاق |
Acaba o sandvicin krizle bir ilgisi olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن هذا الساندويتش له دخل بـ الجلطة ؟ |
Sen de inkâr etmelisin. Bunun bizimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | يجب عليكِ هذا أيضاً لا يتعلق هذا الأمر بنا بتاتاً |
Onun üzerinde dokuz saat boyunca çalışmanın bununla bir ilgisi olabilir. | Open Subtitles | في رأيي أن الساعات التسع التي أمضيتها بعلاجه.. لها صلة بالأمر |
Bunun onlarla ilgisi yok. Biraz gezmeye çıkacağım. | Open Subtitles | ليس لهم شأن بهذا يجب أن أذهب للمدينة قليلاً |
Anubis'le bir ilgisi olduğundan eminim. Sanki 5000 yıl önce onunla savaşmış gibisin. | Open Subtitles | و اعتقد انه له علاقه بالمومياء تلك المومياء, ربما واجهته قبل 5000 سنة |
Buraya geri döndüm çünkü biri beni öldürmeye çalışıyor, ve en başta beni gitmeye zorlayan olayla bir ilgisi var. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا لأن أحدهم يحاول قتلي و هذا متعلق بما حصل في السابق و أضطرني للمغادرة في المقام الأول. |
Peki ya turuncu çantalı öfkeli çocuğun bütün bunlarla ne ilgisi var? | Open Subtitles | وما دخل الفتى الغاضب ذو حقيبة الظهر البرتقالية بأي شيء من هذا؟ |
Haklısı. İlgisi yok. Bu yüzden bekleme moduna geçmesini söyledim. | Open Subtitles | أنتِ محقه فلم يكن لها أي دخل ولهذا قمت بإغلاقها |
Ama bu fotoğraf yarını gösterdiği için onunla bir ilgisi olmadığı çok açık. | Open Subtitles | ولكن يظهر أن هذه الصورة ستحدث بالغد ولا دخل لها به على الإطلاق |
Her şeyin seninle ilgili olduğunu sanıyorsun. Ağlamamın seninle ilgisi yoktu. | Open Subtitles | انت تظن ان كل شيء يتعلق بك لا علاقة لبكائي بك |
Bunun seninle ilgisi yok ve tersini düşünmende senin küstahlığın. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بك وهو كبرياء منك لتفكر بغير ذلك |
Son birkaç gündür kayip* dolaşmanın annenle bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | ألهذا الأمر أي شيء يتعلق بأمنا لكونها تتصرف بغرابة آخر يومين؟ |
Birbiriyle ilgisi olmayan iki adam birer ay arayla küvette boğulmuş bulundu. | Open Subtitles | رجلين بدون صلة واضحة وجدا غارقين في مغطسيهما بفارق شهر كامل بالضبط |
Düzgün yetiştirilmenin bununla bir ilgisi yok. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | حيث أن تربيته الجيدة , لم يكن لها صلة بالموضوع |
Yine de, bunun elimizdeki davayla ne ilgisi var, anlamıyorum. | Open Subtitles | بغض الطرف عن هذا، لا أرى صلة مع قضيتنا هنا. |
Pay çıkarmayla bir ilgisi yok. Kamu güvenliği için endişeleniyorum. | Open Subtitles | لا شأن لى باكتشافكما ،إننى أهتم بالأمان العام |
Bilmiyorum.Bana onunla ilgili birşeyler anlat onunla bir ilgisi var. | Open Subtitles | لا أعرف عما تتحدث فأنا ليس لىّ علاقه بما تذكُرهُ. |
Ve ne zaman elektronik kominikasyonu olan bir kuş sürüsü görsek, bunun Amerikalılarla bir ilgisi var diye düşündük." Ve ben "Tamam. | TED | وما ان نرى سرب طيور يتواصل فيما بينه او يحوي اشارات كهربائية حتى نجزم ان هذا الشيء متعلق بالامريكيين فقلت " أها.. |
Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç... ..sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında... ..sanığı yargılamanız söz konusu olamaz. | Open Subtitles | تذكروا أيضا أنكم لن تجعلوا الوضع شاق على المتهم بسبب أى وجهة نظر لديكم بخصوص علاقته بمدام جرانفورت |
Onun bununla ilgisi yok. Umarım hakkında hiç bir şey bilmez. | Open Subtitles | ليس له علاقة بالأمر و اتمنى ان لا يعرف شيئا عنك |
Bunun eski askerlerden kurulu gizli bir örgütle ilgisi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | و نعتقد ان هذا مرتبط بفرقة خفية من المحاربين الذين سقطوا |
Clementine'in esas ilgisi ve odaklandığı konu açıklanamayan fenomenleri araştırıp izini sürmekti. | Open Subtitles | اهتمام كليمنتاين المستمر وتركيزها الأساسي كان تتبع وفحص الظواهر التي تدحض المنطق |
Bunun Florine'le hiçbir ilgisi yok. Burada iş yapmaya devam etmeliyim. | Open Subtitles | ليس لـفلورين أي علاقة بهذا لازلت أحتاج العمل في هذه القرية |
Bugün olan her şeyle ilgisi vardı... teröristlere sinir gazı sağlanmasıyla... | Open Subtitles | إنه متورط ي كل شيء حدث اليوم تزويد الارهابيين بغاز الأعصاب |
Sence bunların hiçbirinin kadının seni yere sermesiyle bir ilgisi yok mu? | Open Subtitles | أتعتقد أنه سيكون هناك أي شيء لتقوم به حيال حقيقة قيامها بضربك؟ |
Lütfen odama geliniz, zira bu davayla ilgisi olduğunu düşündüğüm herkesi çağırdım. | Open Subtitles | أرجوكما انضما إلي في جناحي فقد قمت بطلب كل من هو مهتم بهذة القضية |
Bunun Fred ve Crystal ile herhangi bir şekilde ilgisi varmı? | Open Subtitles | هل هذا له علاقة بما يفعله فريد بالتسكع مع كريستال ؟ |