İtiraf et. Bazen iri, güçIü bir adama ihtiyaç duyuyorsun. | Open Subtitles | إعترفى بهذا ، أحيانا تحتاجين إلى رجل كبير و قوى |
Benim de buna benzer bir anım var. Benimkinde ben iri yarı mağaza müdürüyle büyükçe bir hamburgeri yiyordum. | Open Subtitles | اجل لدي تجربة مماثلة قصتي تنتهي بتقاسم كيس كبير مليء ببرغر مطعم القلعة البيضاء مع مدير معدات متحرشا بي |
Hey çocuklar, bunu kaçırmamanız gerek. İri adam bu defa üste çıktı. | Open Subtitles | هيا يا رفاق سوف يفوتكم هذا الرجل الضخم سوف يفجر مع الحمار |
Jack'e, Locke'a ve önümde sakalını kesen iri siyah adama. | Open Subtitles | جاك، لوك، و الرجل الأسود الضخم الذي قطع لحيته أمامي |
Peki iri baba. Yavrumuz büyüyünce ne yapacağını çok merak ediyorum. | Open Subtitles | حسنا أيها الأب الكبير أتوق شوقا لرؤيتك تتعامل مع فترة المراهقة |
Oh, kalın kalçalı, iri göğüslü ilkel heykelleri çok seviyorum. | Open Subtitles | اوه أُحبّ هذه التماثيل البدائية ذات الأفخاذ الضخمة والنهود الكبيرة |
Bir akbabayı hiç yakından gördünüz mü ya da onlarla zaman geçirdiniz mi bilmem ama iridirler, iri. | TED | لا أدري أن كنتم قد رأيتم نسراً عن قرب أو قضيتم معه بعض الوقت، إنها طيور ضخمة جداً. |
Sadece iri, aptal bir adamdı. | Open Subtitles | لم يكن عملاقاً وقتها لقد كان شاباً ضخماً وغبياً |
Biraz erkeksi, biraz iri yarı birisi ama kalbi yumuşak birisi. | Open Subtitles | كما تعلمين, شخص كالرجل و حجمه كبير لكنه حنون في القلب |
..domuz gibi iri.. ..o ana kadar böyle bir şey görmemiştim. | Open Subtitles | كبير مثل حيوان بري حتى هذا اليوم، لم أر شيئاً مثله |
İri bir adam ve kendi sözleriyle "kıçına kadar inen" saçları vardı. | TED | رجل كبير الحجم، ولديه شعر، بمعنى آخر إلى مؤخرته. |
Kafanı bu yalanlarla dolduran kişi, o iri Atrian mı? | Open Subtitles | هل ذلك الاتيري الضخم ملئ عقلك بكل هذه الأكاذيب ؟ |
O küçük mayoları bir grup yabancının önünde giymekten çekinmeyen o iri adam ben olabilirdim. | TED | كنت ذلك الرجل الضخم الذي كان مرتاحًا في تلك السراويل القصيرة أمام مجموعة من الغرباء. |
Merkezde gördüğüm iri adama benziyor, ama daha ölü. | Open Subtitles | إنه يشبه الرجل الضخم الذي رأيته في المقر الرئيسي, لكنه ميتٌ أكثر. |
Ayrıca bilim insanları uzun süre boyunca bizdeki iri ön lopların ve yan loplardaki geniş alanların amacını anlayamadı. | TED | كما لم نتمكن لوقت طويل من فهم وظيفة الفص الجبهي الكبير أو مناطق واسعة من الفص الجداري. |
O iri demir adam hepsini tutup yere yıktı. | Open Subtitles | الرجل الحديد الكبير أمسكهم و رماهم خارجا |
Biliyorsun, Big Momma iri bir kadın. Yardıma ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | أتعلم، ماما الكبيرة امرأة كبيرة للغاية، قد أحتاج بعض المساعدة |
Ve makinemin aslında, iri navlunlu yük ve... yakıt kaynaklarının boyutunu azaltabilmesini sağladım... | Open Subtitles | وأفترض أن جهازي يمكن أن يقلل بشكل أساسي حجم الحمولات الضخمة وتجهيزات الوقود |
Onunla Herat'taki ofisinde görüştüğümde, dört kocaman silahlı dört iri adam eşliğinde girdi içeri. | TED | عندما قابلتها في مكتبها في هيرات، دخلت وهي محاطة بأربعة رجال عظام يحملون أربع أسلحة ضخمة. |
Sana pazardan iri bir Afrikalı alalım O işini görecektir.! | Open Subtitles | سأبتاع لكي سيرانياً ضخماً من السوق، و ضاجعيه |
Yalnız böyle bir iş için, oldukça iri birisi olmalıydınız kocaman ellere sahip birisi. | Open Subtitles | فى هذه الوظيفة, يجب ان تكون رجلا كبيرا بزوج من الأيادى الكبيرة |
Biraz önce, güpegündüz insan içine çıkamayacak kadar iri olduğum belirtilmişti. | Open Subtitles | لقد قُلنا للتو أنني سمين للغاية حتى تتم رؤيتي وضح النهار. |
Varsayıyorum ki iri yapılı ve sesleri kuvvetli kişilerdir? | Open Subtitles | افترض انهم اصحاء, ضخام الجسم ,وصوت جهورى ؟ |
Sylvia Pincus. İri, şişman bir Yahudi kadındı, ufak tefek bir kocası vardı. | Open Subtitles | ضخمة و بدينة و يهودية عريضة و لها زوج ضئيل |
Bay İri diyorlar, beni de sevmez. Kaçmalıyız yani! Bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | إنهم يطلقون عليه سيّد (بيغ) وإنه لا يحبني، لذا يتوجب علينا الذهاب! |
- Kemikli kıçı, iri göğüsleri ve kötü bir teni var. | Open Subtitles | لديها مؤخرة نحيلة و أوراك سمينة و جلد سىء |
Eşofmanlı, dazlak, keçi sakallı, iri yarı bir adam gelmişti. Hayırlı haber getirmediği belliydi. | Open Subtitles | هنالك رجل ضخمٌ مرتدياً ملابس رياضيّة، حليق الشعر، ذو لحية صغيرة يمكن أن أقول لكم بأنّه مجرد نبأ سيء |
İzler Xixo'ya, iri insanların oraya geldiklerini belirtti ama neden gereksiz fildişlerini alıp, eti bıraktıklarını merak etti. | Open Subtitles | عرف كيكو من الآثار أن الأشخاص الضخمين كانوا هنا لكن تساءل لما أخذوا الأنياب العديمة النفع وتركوا اللحم ليتعفن |