ويكيبيديا

    "izlemeye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لمشاهدة
        
    • مشاهدة
        
    • لرؤية
        
    • المشاهدة
        
    • مراقبة
        
    • نشاهد
        
    • للمشاهدة
        
    • لتشاهد
        
    • بمشاهدة
        
    • ومشاهدة
        
    • مشاهدته
        
    • يشاهد
        
    • مشاهدتك
        
    • لمشاهدتك
        
    • لمشاهدتي
        
    Sam, büyükbabanı al ve ona aldığımız DVD'yi izlemeye gidin. Open Subtitles سام خذي جدك و واذهبوا لمشاهدة الديفيدي الذي اشتريناه له
    Sonra o beni bir filmi izlemeye götürdü, ki benim aslında görmek istemediğim bir film. TED وقد اصطحبتني لمشاهدة فلم لم أكن أرغب في مشاهدته.
    Harika olan şeylerden biri de, insan izlemeye bayılıyorum. TED أحد الأشياء العظيمة هي أنني أحب مشاهدة الناس.
    Biliyorum resmin kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. TED أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة.
    Bir, Cuma akşamı Cinderhella II' yi izlemeye git, ezik. Open Subtitles أولا : أذهب لرؤية سيندريلا 2 في ليلة الجمعه. فاشل
    Öyküde şaşırtıcı değişimler ve sonsuz yatak konuşmaları olduğu sürece izlemeye devam edeceğim. Open Subtitles سأستمر في المشاهدة طالما توجد منعطفات صادمة في القصة وأحاديث لا تنتهي بالفراش
    Fimi izlemeye gitti çünkü Yahudilerin öldürülüşünü izlemekten keyif alacağını sanıyordu. TED ذهبت لمشاهدة الفيلم لأنه فكر أن سيستمتع برؤية اليهود المقتولين.
    Ama seyirciler sihirbazın ölüşünü izlemeye gelmezler, yaşadığını görmeye gelirler. TED لكن الحضور لا يأتون لمشاهدة الساحر يموت، انهم يأتون لمشاهدته يعيش.
    Kesinlikle kraliçe sık sık harasına atlarını izlemeye gider... TED بالطبع الملكة تذهب عادة إلي الاسطبل الخاص بها لمشاهدة خيولها
    Ve 100.000 insan, bu Wembley Stadyum'una sığabilecek sayıdan 10.000 kişi fazla, izlemeye gelmişti. TED و100،000 شخص، يزيدون ب10000عن الطاقة الاستيعابية لملعب ويمبلي، وقد قدموا لمشاهدة ذلك.
    Çünkü tek başına bir video izlerken interaktif canlı yayın izlemeye başlamak tek oyunculu oyun oynamakla çok oyunculu oyun oynamak arasındaki farka benziyor. TED مشاهدة البث الحي بدلًا من الذهاب لمشاهدة فيديو بمفردك يشبه الاختلاف بين لعب لعبة بلاعب واحد ولعب لعبة متعددة اللاعبين.
    Biraz para olsa gösteri izlemeye giderdik. Open Subtitles لو كنا نملك شيئًا, لأمكننا مشاهدة العرض.
    Sonra televizyon izlemeye başladık ve sizinkiler gelip, kapıyı çaldı. Open Subtitles وبدأ في مشاهدة التلفزيون وبعد ذلك بدأو بعض الاشخاص يخبطون على الباب
    Son beş yılda kaç kişinin canlı sihirbazlık gösterisi izlemeye gittiğini biliyor musunuz? Open Subtitles أتعلم كم من أناس ذهبوا لرؤية عروض السحر الحيّة في آخر 5 أعوام؟
    Son beş yılda kaç kişinin canlı sihirbazlık gösterisi izlemeye gittiğini biliyor musunuz? Open Subtitles أتعلم كم من أناس ذهبوا لرؤية عروض السحر الحيّة في آخر 5 أعوام؟
    Sanki yeni izlemeye başlamışız gibi özet geçtiğin için sağol. Open Subtitles أجل، شكراً لأنّك تتحدّثين إلينا وكأنّنا بدأنا المشاهدة الآن فقط
    Sonra ne zaman pes edeceklerini görmek için diğer sporcuları... izlemeye başlarsın. Open Subtitles ثم تبدأ بمشاهدة الرياضيين الآخرين و تبدأ في مراقبة متى سيستسلمون
    Arkadaşımızın ilk atışı yapışını izlemeye geldik sosislimiz var ve maçı izleyeceğiz. Open Subtitles سيتسنى لنا أن نرى صديقنا يلقي بالرمية الإفتتاحية، نتناول النقانق، نشاهد المباراة.
    Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu, ki bu da onu izlemeye değer kılıyor. TED وهذا تصوير فني لتصادم ثقبين أسودين، وبالأمانة يجعله يبدو مستحقاً للمشاهدة.
    maymuna patates kesmesini izlemeye gidersiniz. Open Subtitles لتشاهد شخصاً يرتدى ملابس النساء وهو ينحت البطاطس على شكل قرد
    Aristo etrafındaki ustaların nasıl çalıştıklarını izlemeye meraklıydı. TED لذا كان أرسطوا مهتماً جداً بمشاهدة كيف يقوم الحرفيون بأعمالهم
    Tabii bu kalabalık grup gittikçe büyüyor çünkü her hafta, her ay daha fazla insan bu videoları indirip izlemeye devam edecek. TED وبالطبع فإن العدد في تزايد مستمر مع الوقت، لأنه في كل أسبوع، وكل شهر سيواصل المزيد والمزيد من الناس تنزيل ومشاهدة المقاطع.
    orada oturup televizyon izlemeye başladık, siyah beyaz, ses olmadan Open Subtitles و كان يجلس يشاهد التلفاز و حسب و بدون صوت
    Ben, en sevdiğin kişi olmayan olarak bütün yaz seninle televizyon izlemeye razıydım. Open Subtitles أنا الغير مفضلة لديك لم أمانع مشاهدتك للتلفاز طوال الصيف
    Seni kazarken izlemeye gittim ama sen orada değildin. Open Subtitles ذهبت لمشاهدتك و أنت تحفر، و لم تكن هناك لتحفر
    İnsanların beni çalışmamı izlemeye para vermelerinin sebebi bu. Open Subtitles إنها توقيعي إنها التي يدفع الناس الكثير من المال لمشاهدتي أعمل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد