ويكيبيديا

    "kıyafetler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الملابس
        
    • ملابس
        
    • ثياب
        
    • الثياب
        
    • الأزياء
        
    • بملابس
        
    • البدلات
        
    • أزياء
        
    • ألبسة
        
    • ثياباً
        
    • وملابس
        
    • لباس
        
    • للملابس
        
    • والملابس
        
    • بالملابس
        
    İkinci el dükkânlarında bitmek bilmeyen kıyafetler arasında aranırken aklıma bir soru takıldı, almadığım diğer kıyafetlere ne oluyordu? TED وبينما كنت أفتش بين الرفوف اللامتناهية في متاجر الملابس المستعملة بدأت أتسآل: ماذا يحدث لكل الملابس التي لا أشتريها؟
    Sıradan şeyler var: kötü kokan kıyafetler ve yavan yiyecekler. TED لدينا المشاكل الإعتيادية: الملابس ذات الرائحة الكريهة او الطعام السئ
    Normal kıyafetler içinde herkes güzel görünür. Koyudur, her şeyi saklar. Open Subtitles الجميع يبدو جيداً في الملابس الرسمية، فهي قاتمة، وتغطّي كل شيء.
    Barney'e gidip yeni kıyafetler al. Bu adama kredi kartı verin. Open Subtitles إذهب لمتجر بارني لشراء ملابس جديدة أعط هذا الرجل بطاقة ائتمان
    Neden ödül parasını alıp kendine yeni kıyafetler almıyorsun ? Open Subtitles لماذا لا تأخذ اموال الجائزة وتشتري لك ملابس جديدة ؟
    Hayır, ama bu öğleden sonra yanmış Sears marka kıyafetler gelecek. Open Subtitles لكن ستصلنا شحنة من الملابس الرياضية النسائية المتضررة في هذا العصر
    Ve şimdi en sevdiğim şeyi yapıyorum kendime göre kıyafetler tasarlamak. Open Subtitles والان انا حصلت على ماوقعت فى حبة نصميم الملابس حسب سروطى
    Yani, ya kanlı kıyafetler ya da yılan derisi bulmalıyız. Open Subtitles لذا يجب أن نبحث عن الملابس الدمويّة أو جلد الثعبان
    Yatakta renkli yastıklar, banyoda çiçekli böcekli havlular ve sonra o kıyafetler, ayakkabılar... Open Subtitles ،إنها الوسائد الفاخرة على السرير المناشف الفاكهيّة في الحمام وثم الملابس والأحذية ..
    Evet, bunlar dün gece giydiğim kıyafetler ve hayır, bu utanç yürüyüşü değil. Open Subtitles أجل، هذه الملابس التي ارتديتها الليلة الماضية و كلاّ، لن أقوم بمشية الخزي
    Ve son kontrol ettiğimde, kıyafetler mutfakta annemin ilaçlarının yanında değildi. Open Subtitles وآخر ما أعلمه أن الملابس ليست في المطبخ بجانب أدوية أمي
    Ve beni trend bi kıyafet mağazasına götürüp saçma kıyafetler aldırmayı denedi. Open Subtitles لـذا هي أخذتني لمتجر الملابس العصريّ وحـاولت جعلـي أشـتري بعض الملابس السخيفة،
    Kulübeyi yapmak için gerekli malzemelerin yanında yiyecek ve kıyafetler de vardı. Open Subtitles تحتوي على المواد اللازمة لبناء الكوخ بالإضافة إلي طعام و ملابس للرجال
    Yarın ilk iş, git ve bize yeni kıyafetler al. Open Subtitles اول شىء تفعلينه غدا هو الذهاب وشراء ملابس جديدة لنا
    Destek olsun diye ve çok güzel kıyafetler giyebilsin diye. Open Subtitles من أجل الدعم المعنوي وكذلك يمكن تجهيز ملابس جميلة له.
    Diyelim eve getirdiğiniz genç hanımın üstünde kışlık kıyafetler var. Open Subtitles لنقول ان السيده التي تأتي بها للمنزل ترتدي ملابس شتوية
    Biraz para verdiler, kendisine yeni kıyafetler alması, arkada kalan ailesine, evine göndermesi için. TED لقد تلقّى بعض الأموال ليشتري بها ملابس جديدة لنفسه، أموالا ليرسلها لعائلته.
    Sahne aşkı hiçbir zaman gerçek aşk olmayacak... yasalar kadınların, süslü kıyafetler içindeki oğlancıklarca oynanmasını emrederken Open Subtitles الحب المسرحي لن يكون حباً حقيقياً أبداً ما دام القانون يجعل فتياناً يرتدون ثياب النساء لتأدية أدوارهن
    Hayatını kurtardım ve sana enfes kıyafetler verdim anasını satayım. Open Subtitles لقد أنقذت حياتك اللعينة، وأعرتك مجموعة من الثياب الأنيقة الباهظة،
    Ülkeden ayrılırken kılık değiştirmen için aldığım kıyafetler. Open Subtitles هنا صنعت هذه الأزياء لك في حال قررت مغادرة البلاد أو ماشابه
    - Güzel kıyafetler giyince idare ediyorum. Open Subtitles يمكنني العيش على الكفاف بملابس حسنه بالفعل
    Hepiniz öldüğünüze göre bu kıyafetler üstünüzdeyken biraz koşmaya hayır demezsiniz. Open Subtitles و بمأ أنكم جميعكم أموات عليكم أن تركضوا بهذه البدلات
    Birbirine uyan kıyafetler de oldu mu, bir şeyler yapılabilir. Open Subtitles إستخدمي أزياء متماثلة، وستحظي بعرض هناك.
    Okulun başında yeni kıyafetler almıştık ama. Open Subtitles للتو إشترينا ألبسة جديدة عند بداية السنة الدراسية
    Sürekli kilo vermeye çalıştım. Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım. TED حاولت أن أفقد الوزن باستمرار، اشتريت ثياباً فاخرة وغالية.
    Yalnızca asilzadeler gibi Fransızca konuşup güzel kıyafetler, ayakkabılar giydikleri. Open Subtitles فقط أنهم يتحدثون الفرنسية مثل الأرستقراطيين يرتدون أحذية وملابس جيدة
    Rokoko'yu sevenlerden biriyim, ...fırfırlı kıyafetler giyen, ...kırlarda dolaşmaktan zevk alan biri. Open Subtitles أنا واحدة من المحبين للركوكيا المتعب فيه لباس الكشكشة . ..
    Ve şirket logosunu cangılın içine yerleştirmemiz sadece kıyafetler için değil, şirket için de bir reklam. Open Subtitles وقمنا بدمجّ شعارّ الشركة مع خلفية غابة بحيث أعطى إنطباع ليس فقط للملابس
    - Uzun saç, makyaj, kıyafetler, bir kızın gerçek vücut hatları. Open Subtitles ــ شعر طويل، مساحيق التجميل، والملابس ــ يا إلهي
    - Senin için sorun mu? - kıyafetler hâlâ üstünde. Open Subtitles شيء مختلف بالتارديس ولقد إحتفظت بالملابس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد