Belki de Dale arka Kapıyı açık bıraktı ve rakunlar içeri girdi. | Open Subtitles | رُبما ديل ترك الباب مفتوحاً و دخل حيوان الراكون إلى هُنا. نانسي؟ |
Büyükannesinin meşe ağacındaki evine doğru yaklaşırken küçük kız Kapıyı açık görünce şaşırdı. | Open Subtitles | بينما الفتاة الصغيرة تقترب من شجرة جدتها البلوط، لقد فوجئت لرؤية الباب مفتوحاً. |
Kapıyı açık bırakabilirsiniz. Sadece konuşmak istiyorum. Lütfen. | Open Subtitles | يمكنكِ ترك الباب مفتوحاً أريد التحدث معكِ فقط , رجاءً |
İnanmayacaksınız, ama beş dakika önce bu Kapıyı açık bırakmıştım. | Open Subtitles | أنت لن تصدقي هذا لكن منذ خمس دقائق مضت سيبت هذا الباب مفتوح |
Gayet iyi biliyorsunuz ki... Kapıyı açık bırakırsak, kahvaltıdan sonra doğruca yatağa gidersiniz. | Open Subtitles | أنّنا اذا تركنا الباب مفتوح فأنكم سوف تذهبون للنوم بعد الافطار مباشرة اليس كذلك؟ وماذا في هذا؟ |
Güvenli ve aşina tercihleri kabul etmeyi bırakalım ve harika biri için Kapıyı açık bırakalım. | TED | لنتوقف عن الاختيارات المألوفة والمعتادة لنترك الباب مفتوحا لأشخاص من الممكن أن يكونوا مذهلين. |
Birşey almak için dışarı çıktı ve Kapıyı açık bıraktı. | Open Subtitles | خرجت للحصول على الشيء وتركت الباب مفتوحا. |
Geldiğinde duyabilelim diye Kapıyı açık bıraksam iyi olur. | Open Subtitles | سأترك الباب مفتوحاً كي يمكننا سماعه حين يأتي |
İçeri girdiğimde Kapıyı açık bırakmıştım. Umarım dışarı çıkmamıştır. | Open Subtitles | تركت الباب مفتوحاً عندما دخلت، آمل أنها لم تخرج |
Kapıyı açık bırak. Aşağıya inmemiz gerekebilir. | Open Subtitles | لقد فزت عليك ، اترك هذا الباب مفتوحاً أننا سنحتاج النزول للأسفل |
Annem tuvalete girince Kapıyı açık bırakıyor. | Open Subtitles | كانوا كالأخ و الأخت أمّى تدخل المرحاض و تترك الباب مفتوحاً |
Alarmı kapatıp Kapıyı açık bırakmıştım. | Open Subtitles | أطفأت جهاز الإنذار و تركت الباب مفتوحاً على مصراعيه |
Birileri hep bir sonraki dünyaya açılan Kapıyı açık bırakıyor gibidir. | Open Subtitles | وكأن أحداً ما يترك الباب مفتوحاً إلى العالم الآخر، |
Ve Kapıyı açık bırakmak bir işçinin yapabileceği en büyük hatadır, çünkü... | Open Subtitles | وترك الباب مفتوحاً هو أسوأ خطأ يرتكبه موظف، لأن |
Olay yerine ilk gelen memur Kapıyı açık bulmuş. | Open Subtitles | أول ضابط شرطي وصل للموقع وجد الباب مفتوح |
Kapıyı açık bıraktılar. Korkunçtu. Sadece açık bir kapı Roy. | Open Subtitles | لقد تركوا الباب مفتوح انه مجردباب مفتوح يا روي |
Klima çalışırken Kapıyı açık bıraktığın için ölmüştü. | Open Subtitles | لقد تسببت بذلك, عندما تركت الباب مفتوح والمكيف قيد التشغيل |
Birisi Kapıyı açık bırakmış ve yanlış köpekler eve dönmüş. Hadi, kürek başına, ne duruyorsun? | Open Subtitles | أحدهم ترك الباب مفتوحا والكلاب الخطأ جاءت للبيت |
Bence bir kavanoz vitamin almaktansa, yapılacak en akıllıca şey Kapıyı açık bırakmak. | Open Subtitles | حسنا، لا، أنها وقعت للتو لي أنني كان يشير كنت تأخذ جرة من الفيتامينات و عندما بالذكاء سيكون لترك الباب مفتوحا. |
Kapıyı açık bırakıyorum, içeri koyun. | Open Subtitles | سأترك الباب مفتوحا فقط أتركهم بالداخل هنا |
İçeriden halledilen birçok işte, adam bir Kapıyı açık bırakır, kendine pay alır. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، في معظم الجرائم الدّاخليّة يترك الرّجل الباب مفتوحًا وينال حصّةً. |
Kapıyı açık bırakıp, kıra doğru gitti. | Open Subtitles | إنه ترك البوابة مفتوحة وإنطلق نحو الأراضي البور لا |
Şu kilitleri hemen açacaksın sonra Kapıyı açık bırakıp hücreyi terk edeceksin. | Open Subtitles | ستحل هذه القيود وتغادر الزنزانه وستترك الأبواب مفتوحه |
Bodrumdan dışarı çık, yan Kapıyı açık bırakacağım, 7. katta buluşuruz. | Open Subtitles | خارج الدور الأرضي سأغادر من خلال الباب الجانبي و سنتقابل عند السابعة |
Kapıyı açık bırak da konuşalım. | Open Subtitles | إتركْ البابَ مفتوح لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ. |
Ya da ben Kapıyı açık bıraktığım için anahtara ihtiyacı olmadı. | Open Subtitles | أو أنّه لم يكن بحاجة إلى مفتاح ربّما لأنني لم أقفله |
Kapıyı açık bırakacağım. | Open Subtitles | سأترك الباب غير مغلق |