Lafımı kesme, sana anlatıp DigiPres'e gitmek için 30 saniyem var. | Open Subtitles | لا تقاطعني لدي 30 ثانية لأنهي القصة قبل أن أضطر للذهاب |
Ağaçlara demir çubuklar çakıyorlar ağaç kesme teçhizatlarını sabote ederek, kerestecilerin ve kereste fabrikalarının işlerini zorlaştırıyorlar. | Open Subtitles | الذين يخربون أجهزة تقطيع و نقل الأخشاب و يجعلون حياة الحطابين سيئة |
Eğer ranza ya da kesme tahtası lazım olursa kimi araman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | هل تريد أربع ملصقات لغرفه النوم , أو تريد لوح التقطيع الخشبي أنت تعرف كيف تتصل بي |
İç organlarını dışarı dökecek kadar derinden kesme. | Open Subtitles | لا تقطع بعمق شديد وإلا فإن المصارين ستُسكبُ للخارج |
Elleriyle inşa ettikleri açık çiftçi pazarının yaz sonunda yapılacak kurdele kesme töreni ise yıl sonu sınavı yerine geçebilir. | TED | و حفل قص الشريط في آخر الصيف حين قد بنوا سوق الحراج و تم فتحه للعامة, هذا هو الاختبار النهائي. |
Bi yerini kesme -Ben keserim merak etme | Open Subtitles | لا تجرح نفسك مرة اخرى ـ لن اجرح نفسي ، لا تخافي |
Baş detektif çalışırken kesme. | Open Subtitles | لا تقاطع رئيس المحققين خلال عمله |
Beş ya da on yıl içinde, bildiğimiz kesme olayı tarihe karışacak. | Open Subtitles | في خمس إلى عشر سنوات كما عرفنا أن القطع سيُلغى عملياً |
Oğlunun hayatını kurtarmaya çalışırken bir daha sakın sözümü kesme. | Open Subtitles | المرة القادمة، لا تقاطعني عندما أحاول أن أحمي حياة ابنك |
Sözümü kesme! Ne zaman konuşsam sözümü kesiyorsun! Göremiyor musun ki - | Open Subtitles | لا تقاطعني، أنت تقاطعني دوماً ..حين أتحدث، ألا ترى أن |
Keith Orbit. Evet, beni dikkatli dinle, Keith ve sözümü kesme. | Open Subtitles | ـ كيث أوربت ـ ـ أصغ جيداً يا ـ كيث ـ ولا تقاطعني |
Bayanlar ve baylar, şimdi pastayı kesme zamanı. | Open Subtitles | السيدات و الساده نحن علي وشك تقطيع الكعكه |
Evet, bulaşıklık, duş perdeleri, ve kesme tahtası alacağız. | Open Subtitles | نعم، سنحصل على صحن طائر وستائر للحمّام ولوح تقطيع |
Geçen hafta duruşma için kesme tahtasını çıkardım, sonra aldığım yere geri koydum. | Open Subtitles | بعد أن تحققت من لوح التقطيع من أجل الإعداد للمحاكمة الأسبوع الماضي، أعدته حيث مكانه |
Yani hırsız kutuyu açıp kesme tahtasını çaldığında, kutuyu bırakmış olmalı. | Open Subtitles | ذلك يعني أن اللص قد تركه على الصندوق عندما فتحه لسرقة لوح التقطيع |
Bu tür kafa kesme olaylarında kafa genellikle kimlik tespitini zorlaştırmak için alınır. | Open Subtitles | فى حالات الجثث بدون رؤوس تقطع الرأس لمنع التعرف على الجثة |
Ben saç kesme makinesini indirirken siz sadece dik oturun. | Open Subtitles | فقط اجلس جيدا يا سيدى بينما احرك اله قص الشعر |
Yani kesme yok ama iştahsızlık ve uyku düzeni değişiklikleri var ayrıca eskiden sevdiğin bir şeyi yapmayı bıraktın. | Open Subtitles | إذن فأنت لم تجرح نفسك و لكن شهيتك للطعام و نومك تغيّرا و تركت شيئاً كنت تستمتع به |
Bir daha sözümü kesme | Open Subtitles | تعلم أن لا تقاطع الكلام اركلها |
Ben de başka bir alternatifi olmadıkça kesme taraftarı değilim zaten. | Open Subtitles | أنا لست من مشجعي القطع المفتوحة لأي شخص في حال وجود بديل آخر |
Sözümü kesme Audrey. | Open Subtitles | لا تقاطعيني يا أودري إنهالشيءالوحيدالذيتعلمتهمنهذا كله... |
Elimde karaağacınızı kesme emri var ama kızlarınız izin vermiyor. | Open Subtitles | لديّ اذن بقطع شجرة الدردار خاصتكم ولكن بناتك لن يسمحوا لنا. |
Yani, "Normal Fransız kızları gibi kesme şeker kullan." | Open Subtitles | لماذا ليس لديك مكعبات سكر مثل باقي البنات الفرنسيات اللائقات؟ |
Bak... ne yaparsan yap, sakın kendi kader ipini kesme. | Open Subtitles | مهما فعلتِ لا تقطعي خيط القدر الأحمر بنفسك |
Lütfen Simmie. Tam karşımdakini eleştirirken lafımı kesme. | Open Subtitles | ارجوك, لا تقاطعنى اثناء اتهاماتى, هل تريد سيجارا ؟ |
Özel bir ağ. Büyük ihtimalle odun kesme makinelerine bağlanıyorlar. | Open Subtitles | شبكة خاصة ربما مرتبطة مع آلات قطع الأشجار الخاصة بهم |
Ölüm sonrası cerrahi kesme, lateks eldiven izleri ceset soğumadan önce sergilenmiş. | Open Subtitles | تشريح جراحي قبل الوفاة،آثار قفازات مطاطية الجثة تمت وضعها في سائل قبل تثبيتها |