Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. | TED | غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها. |
Onları sevişirken gördüm, biliyorsun, o piyano çalan kadını, onun kocası. | Open Subtitles | رأيتهم يمارسون الجنس، تعرفي، السيدة التي كانت تعزف البيانو، انة زوجها. |
İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. | Open Subtitles | الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط. |
Örneğin yaşça olgun bir hastamın kocası geçenlerde vefat etti. | TED | على سبيل المثال، توفي زوج أحد مرضاي الكبار بالسن مؤخراً. |
Aynı zamanda hırsız olan şantajcı ve zinacı kocası mı? | Open Subtitles | زوج خائن و يقوم بالابتزاز و هو أيضاً لص ؟ |
kocası para biriktirip Barcelona'ya gitti ve bir bar açtı. | Open Subtitles | وجمع الزوج قدراً من المال وعاد إلى برشلونة ليفتح باراً |
kocası vaktini fahişelerle geçirmek istiyor diye neden onu diri diri gömelim? | Open Subtitles | لماذا نقتل المرأة وهى على قيد الحياة إذا كان زوجها يُفضِل العاهرات؟ |
Evde öldürülen kadının kocası da sokakta öldü. Ölüm Nedeni: | Open Subtitles | قتلت الزوجة في المنزل ومات زوجها في الشارع والسبب : |
Çünkü kocası ona mükemmel bir Paris tatiliyle sürpriz yapmış. | Open Subtitles | لأن زوجها فاجئها برحله رائعه إلى باريس خلال عيد الميلاد |
Sandık katili lakabı takılmıştır, çünkü kocası ve metresinin parçaları sandığının içinde bulunmuştu. | Open Subtitles | لأنهم عثروا على زوجها و و عشيقته مقطعين الى قطع صغيرة داخل شنطتها |
kocası için çalışyoruz ve... ona , bunu ... vermemizi istiyor . | Open Subtitles | .. حسناً، نحن نعمل لدى زوجها .. وقد أرادنا أن نعطها هذا |
Rahmetli kocası Sir Matthew'ın vasiyetine bağlı olarak bana ve eşime kalacak. | Open Subtitles | ..فهى ستؤول لى ولزوجتى بناءا على وصية المرحوم زوجها السابق, سيد ماثيو. |
kocası hayatı boyunca çalışmasına rağmen, ancak Natalie'nin yaşamasına yetecek kadar bırakabildi. | Open Subtitles | زوجها عمل طوال حياته ، و ترك لها مالا يكفي لتعيش به |
kocası altıdan önce arıyor ve yemekler altıyı iki geçe ısmarlanıyor. | Open Subtitles | يتّصل زوجها قبل السادسة. ولقد إستلمت الطعام في الـ 06: 02. |
kocası ile beraber öğlen yemeği yiyeceklermiş. - İyi denk gelmiş yani... | Open Subtitles | قالت أنّها ستخرج لتناول الغداء مع زوجها لذا فإنّه كان وقتاً ضائعاً. |
İnsan Kaynakları'nda da kocası kanser olan bir kadın vardı sanki? | Open Subtitles | أليست هناك امرأة بقسم الموارد البشرية التي مصابٌ زوجها بالسرطان ؟ |
Sorarım size, bu nasıl medeniyettir kocası olacak bir insan, nişanlısına böylemi davranır? | Open Subtitles | أسألك .. ما نوعية هذه الثقافة عندما يتصرف زوج المستقبل هكذا مع خطيبته؟ |
Ertesi sabah, akşamdan kalmaydım ve Joy'un bir kocası vardı. | Open Subtitles | الصباح التالي، كنت أشكو من صداع وكان لدى جوي زوج |
Öfkeli, zalim, amansız, zayıf ve fakir bir kocası var. | Open Subtitles | عنيفة ، قاسية ، عنيدة متزوجة من زوج ضعيف مسكين. |
Belki de kocası öğrendi ve, bilirsin, ihtiras cinayeti. Tamam. | Open Subtitles | ربما أن الزوج اكتشف ذلك و كما تعرف، جريمة العاطفة |
kocası dört ay önce kayboldu ve o zamandan beri ses seda yok. | Open Subtitles | الزوج اختفى منذ 4 اشهر و لم يسمع احد منه منذ هذا الوقت |
Verecekleri haber kızımın 5.000 kilometre uzağa taşınması olmadığı sürece kocası bana istediği gibi hitap edebilirdi. | Open Subtitles | طالما أن الأخبار الهامة لم تكن كذلك لم يكن على ابنتي السفر 3،000 ميل كان يمكن لزوجها أن يتصل بي و يخبرنى بكل ما يريد |
Seni ölü görmenin, başka birisinin kocası olarak görmekten daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | .. اعتقدت أن رؤيتكَ جثة هامدة أفضل من رؤيتكَ زوجاً لامرأة أخرى |
Bazen insan yanındaki tehlikeyi göremez. Ve bu tehlike kocası olsa bile. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يمكن أن يعيش بالقرب من الخطر بدون أ يدري، حتى ولو كان زوجه. |
Melissa'nın dediği gibi kocası vurulduğunda ayakta olsaydı kan, giriş yarasından kemere akardı. | Open Subtitles | إذا زوجِها كَانَ يَنْهضُ، مثل ميليسا قالتْ، عندما هو ضُرِبَ، الدمّ كَانَ سَيُقطّرُ أسفل مِنْ جرحِ الدخولَ |
Bu adamın kocası olmadığını gördüğü zaman onun bir yalancı olduğu da kanıtlanacak. | Open Subtitles | عندما ترى هذا الرجل أنه ليس بزوجها سيثبت أنه كاذب |
Hüküm giydiğini karısı bilmezken onun eski kocası biliyor. | Open Subtitles | الحقّ، وزوجته لا إعرفْ حول الإتهامِ المسبّقِ، لكن زوجَها السابقَ يَعمَلُ. |
Kadının bir avcı kocası, bir balıkçı kocası, küçük tarım işleriyle uğraşan bir kocası ve ev işlerine yardım eden bir kocası vardı. | Open Subtitles | وللمرأة صائد للأزواج صياد أزواج ويعمل الزوج بالزراعة |
Benim yaşımdayken annemin üç çocuğu ve sarhoş bir kocası vardı. | Open Subtitles | في سني، كان والدتي ثلاثة أطفال والزوج في حالة سكر. |
kocası, onu buz kıracağıyla öldürmüştü. İyi bir yardımcıyı elinde tutmak zordur. | Open Subtitles | ـ قتلها زوجُها بـ مكسّرة جليد ـ من الصّعب إيجادُ المساعدة الجيّدة |
Hatta kocası olarak görebileceği herhangi bir erkeğin sevgisini kabul etmiyor. | Open Subtitles | أو تقبل حب أى رجل يمكنها التفكير به كزوج لها |
Başı dik bir bayan, ve kocası gözü yerlerde bir ayyaş. | Open Subtitles | انها امرأة صامدة وزوج منهار وسكير |