Birinci olarak yapmadığımız bir şeyi kesinlikle yapabiliriz: Bu konuda konuşmak. | TED | إن أول أمر نستطيع أن نفعله هو ذاته الذي لا نقوم به فعلياً: التحدث عن الأمر. |
Bu konuda konuşmak istemiyorum. Erkek arkadaşım yok zaten. | Open Subtitles | لا أريد التحدث عن ذلك ليس لي حبيب، على أي حال |
- Sorun olan nedir? - Bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | هل هنالك خطب ما لا أريد التحدث عن الموضوع |
Belki de bu konuda konuşmak istemiyordur. | Open Subtitles | ربما انه لا يشعر مثل الحديث عن هذا الامر. |
L bu konuda konuşmak için sevmiyorum, ama Burada küçük bir medya patronu ait olup, ben de bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | لا أحب أن أتحدث عن ذلك لكنك تواعدين رجلا ذو شأن كبير فى عالم الاعلام لذا أيمكننى أن أقترح شيئا ؟ |
Eminim ki kendine güven duymuyor ve bu yüzden bu konuda konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | أنا واثق من أنها خجولة ولا تريد التحدث عن ذلك. |
Çok kızdı ve o konuda konuşmak istemedi. | Open Subtitles | وقد كانت فى حالة صعبة ولم ترد التحدث عن ذلك |
Ama bu konuda konuşmak istemiyor ve haftada bir gidiyor. | Open Subtitles | ولكنه لايريد التحدث عن هذا وسيخرج خلال اسبوع |
Ama gece, ben uzanmış uyumuyorken, ...ve o bana yardımcı olmaya çalışıyorken, ...istediğim son şey bu konuda konuşmak. | Open Subtitles | , لكن أثناء الليل , عندما أستلقي بدون نوم , و هي تحاول مساعدتي آخر شئ أريد فعله هو التحدث عن تلك الامر |
Bu konuda konuşmak istemiyorsan, sorun değil. | Open Subtitles | لا بأس لو أنكِ لا تريدين التحدث عن الامر |
Bu konuda konuşmak istemediğini söylemiştin ama duramıyorsun. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لا تنوي التحدث عن ذلك و لكنك تحدثت |
Evet, haklısın. Bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | بلى, هذا صحيح, لا أرغب في الحديث عن هذا. |
Bu konuda konuşmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يجب ان نستمر في الحديث عن هذا الموضوع؟ |
O kadar da seksi görünmüyorsun. Bu konuda konuşmak ister misin? | Open Subtitles | لا تبدين مثيرة للغاية أتريدين الحديث عن هذا؟ |
Peki. Daha fazla bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا أريد أن أتحدث عن ذلك بعد الآن |
İki haftada bir oraya geliyorum. Sonunda sen geleceksin ama bu konuda konuşmak istemiyor musun? | Open Subtitles | إنني أسافر ذهاباً و إياباً بين إسبوع و آخر ، و الآن حيث و أخيراً ستأتين لا تستطيعين حتى التحدث بشأن ذلك ؟ |
Bu konuda konuşmak istemiyorsun. Bu yüzden biz de geçmişe gideceğiz. | Open Subtitles | أنتَ لا تريد التحدّث عن الأمر، ممّا يعني أنا سنعود للوراء. |
Sanırım konuyu değiştirmeliyiz. Tabii sen bu konuda konuşmak istemiyorsan? | Open Subtitles | أظن أننا يجب أن نغير الموضوع إلا لو كنتي تريدين التحدث عنه |
Bu yüzden her ikimiz de ne olup bittiğini bırakalım, biz gerçekten bu konuda konuşmak zorunda değiliz, biz mi? | Open Subtitles | لذا حيث أننا نعلم تماما مايجري فليس علينا التحدث بشأنه, أليس كذلك؟ |
Bu konuda konuşmak istemiyorum. Kızlardan bazılar, benim kızım değil ama diğer bazı kızlar Maia'ya sataşıyorlardı. | Open Subtitles | لا أريد التكلم عن ذلك الموضوع من الضيوف كانوا يضايقون مايا |
Bu konuda konuşmak istemediğini açıkça belirttin ama hiç değilse onu nereden tanıdığını söyle. | Open Subtitles | لقد اظهرت رغبتك بعدم التحدث حول هذا لكن على الاقل أخبرنا كيف تعرفه |
Oh, şeyleri görmek ve... Ben bu konuda konuşmak sevmiyorum. | Open Subtitles | كما تعرف، لا أحب التحدث حيال هذا. |
Bu konuda konuşmak istediğini biliyorum ve bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | أعرف أنك أردت التحدث بالأمر ولم أكن أتكلم، آسف على ذلك |
Sayın Başkan sanırım bu konuda konuşmak isteyen son meslektaşım da konuştu. | Open Subtitles | سيدي الرئيس , أعتقد أن هذا أخر زميل لي الذي يطلب التحدث . في هذة المسألة |
- Gerçekten bu konuda konuşmak istemiyorum. - Oh, istiyorsun, dostum, istiyorsun. | Open Subtitles | لا اريد فعلا ان اتحدث عن هذا الموضوع اووه ، لكنك صديقي |
Bir şey belli ki onun canını sıkıyor,... ama bu konuda konuşmak istemedi. | Open Subtitles | هناك امر ما يضايقها ولكنها لم ترد الحديث عنه |
Bu akşam hepimizi üzen bir konuda konuşmak üzere karşınıza geldim. | Open Subtitles | جئت أمامكم الليلة للحديث عن مسألة تعد مصدر قلق كبير لنا جميعا. |