Yani korkutma faktörü işine destek de olabilir köstek de. | Open Subtitles | لأنّي أعتقد أن عامل التخويف قد يعمل لصالحك أو ضدك |
Beni öyle korkutma dostum. | Open Subtitles | لا تخفني مثل ذلك، رجل. |
Adalet Bakanlığı'nın insanları korkutma için kullandığı çekiç her geçen gün daha da büyüyor. | Open Subtitles | المطرقة التي تخيف بها وزارة العدل الناس تكبر و تكبر و تكبر |
Tamam, sağ ol. Lütfen beni böyle korkutma. | Open Subtitles | حسناً , شكرا لك من فضلك لا تخيفني مرة أخرى يهذا الطريقة |
Onu korkutma, tek umudumuz! | Open Subtitles | لاتحاولان تخيفه. انهاملُناالوحيد. |
Bu korkutma taktiğiydi. Sadece korksun istemiştik. | Open Subtitles | لقد كانت إستراتيجية تخويف أردنا إخافته فقط |
InsectaSaurus'u korkutma. Altına işeyecek ve hepimizin başı belaya girecek. | Open Subtitles | (لا تخيفي (انسكتاسورس وإلاّ سيتبول على نفسه وسنصبح جميعاً في مشكلة |
Her kitabı, her korkutma şeklini ezberledin ve bu da harika. | Open Subtitles | لقد حفظت كل كتاب وكل نظرية رعب وهذا رائع |
Size istediği her şeyi yaptırtabilmek için gözünüzü korkutma girişiminde bulunabilir. | Open Subtitles | وربما سيُحيطك بسياج من الرعب مما سيجعلك توافقين ان تفعلى اى شئ |
Kaçak avlar, elma bahçesine dalma, inekleri korkutma. | Open Subtitles | الطفل الذي قبض عليه بتهمة الصيد غير المشروع، و سرقة التفاح، و إخافة الماشية |
Seninle tanışmak falan çok hoştu ama şimdi izin verirsen korkutma üzerine çalışmalıyım. | Open Subtitles | اسمعكانمن السارجدًامقابلتك، و أيًا كان هذا الشيء لكنإنلم تكنتمانع، أريد أن أذاكر التخويف |
Fakat insanlar, tıpkı şehirler gibi dirençlidir ve hiçbir sayıda mevzuat, göz korkutma veya şiddet bizleri tamamen yok edemez. | TED | ولكن الناس، مثل المدن، يبقون صامدين، وليس هناك قدر من التشريعات أو التخويف أو العنف يمكنه القضاء تماماً على أي منا. |
Dostum. Beni böyle korkutma. | Open Subtitles | يا للهول لا تخفني هكذا |
Beni bir daha korkutma. | Open Subtitles | لا تخفني مجدداً |
Tamam, güzel kız korkutma? | Open Subtitles | لا تخيف الفتاة الجميلة ، حسناً ؟ |
Gilbert'ı korkuttun. Bir daha Gilbert'ı korkutma tamam mı? | Open Subtitles | لقد أخفت (غلبرت)، لا تخيف (غلبرت)، حسناً؟ |
Bir daha asla beni öyle korkutma. | Open Subtitles | إياك أن تخيفني هكذا مرة اخرى .. هل تسمعني! |
Bu denli de korkutma! | Open Subtitles | [تيري] : لا تخيفه بهذا الشكل! |
Dikkat et, bölge halkını korkutma. | Open Subtitles | حذرا كنت لا تخويف السكان المحليين. |
Hayır, palyaço balığını korkutma. Çok hassastırlar. | Open Subtitles | لا ، لا تخيفي السمك المهرج |
Hayat zevkli değil iyi bir korkutma olmadan | Open Subtitles | الحياه ممله بدون رعب جيد |
Ciddi korkutma eylemleri yapacağım. Birkaç sıkı numara göreceksiniz. | Open Subtitles | سأقوم ببعض الرعب الجاد محققاً أرقاماً عالية |
Kaçak avlar, elma bahçesine dalma, inekleri korkutma. | Open Subtitles | الطفل الذي قبض عليه بتهمة الصيد غير المشروع، و سرقة التفاح، و إخافة الماشية |
Bu korkutma taktiğiydi. | Open Subtitles | هذه المكالمة وسيلة إرهاب معروفة هذا ما يريدون |
Bakma öyle bana; korkutma beni. Silahın var mı? | Open Subtitles | لا تنظري إلي بهذه الطريقة توقفي عن إخافتي |
Beni korkutma! | Open Subtitles | لا تخيفيني هكذا. |
Çelikkıran teyzeni bunlarla korkutma şimdi. | Open Subtitles | لا يجب أن ترعب خالتك "ستيلبريكر" بذلك الآن. |
O katillerin şöhretine... ve korkutma gücüne sahip olmak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يصل إلى ما فعلوه كلهم شهرته هى مصدر قوته التى يخيفنا بها |