Beni korkutmaya çalışıyorsun ki seni sevmeyeyim ve sen de gidebilesin. | Open Subtitles | أنت تحاول فقط إخافتي لتحثني على كرهك، حتى تتمكن من الرحيل. |
Tae Gong Sil, kızgın olduğundan beni ceza olsun diye korkutmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين إخافتي لأنك غاضبة وتريدين معاقبتي؟ |
Önce bizi korkutmaya çalışıp ardından da arkadaş olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول إخافتنا ثم تصبح صديقتنا أنتم تعلمون |
Sadece gitmek için beni korkutmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أني رأيت شيئا يتحرك هناك أنت تحاول أن تخيفني لأرحل |
Affedersin. Ben, şey seni korkutmaya veya takip etmeye falan çalışmıyordum. | Open Subtitles | آسفة، لم أكُن أحاول إخافتك أو ترصّدكَ، أو ما غير ذلك |
Sen ve Wilbur sadece beni korkutmaya çalışıyorsunuz. Ama işe yaramayacak! | Open Subtitles | أنت و ويلبور تحاولان إخافتي لكن هذا لم يفلح |
Hayır, beni korkutmaya çalışan namussuzun teki. | Open Subtitles | لا, لقد كان مجرد معتوه سخيف يحاول إخافتي |
Şimdi de sen beni korkutmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | الآن انت هنا تحاول إخافتي بالقيام بإبعادي |
Arabama not bırakmış. Beni korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | نعم ، لقد ترك ملاحظة على سيارتي يحاول إخافتي |
İlk başta 205 nolu odadaki ölü kızla beni korkutmaya çalıştılar. | Open Subtitles | حسنـاً , أشياءٌ مختلفه ، بادئ ذي بدء حاولوا إخافتي بالبنت الميته في غرفة 205 |
Zaten muhtemelen sadece bizi korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وعلى أية حال من المحتمل أن يحاول إخافتنا فقط |
Sizce herif resmimi o şekilde parçalayarak bizi korkutmaya mı çalışıyordu? | Open Subtitles | أتعتقد بأن هذا الرجل كان يحاول إخافتنا بتفجير |
Bak, Beni korkutmaya çalışıyorsanız, gerçekten, ben kötü gördük çünkü, işe yaramayacak. | Open Subtitles | إنظر ، إذا كنت تحاول أن تخيفني فهذا لن ينجح لأنني رأيت الأسوأ ، حقاً |
Normal ebatlı biri gözünü korkutmaya çalışsaydı, onu pencereden tekmelemekle tehdit ederdin. | Open Subtitles | أرئيت ؟ إذا كان شخص بحجم عادي حاول إخافتك |
Onu vurmuşlar mı? Beni korkutmaya çalışma. Bu bana işlemez. | Open Subtitles | هل تم اغتيالهم أم تقطعت اجسادهم لا تحاول اخافتي |
Onlar sadece gerçek başı andıran ve diğer trolleri korkutmaya yarayan taklitler. | Open Subtitles | التى تشبة الرأس الرئيسى فى النظام لتخويف الاقزام الاخرين. |
Biliyorum ama ya biz, ya kamu avukatı diyerek seni korkutmaya çalışıyorlar ve bedavaya çalışacak saygıdeğer hukuk firmaları var. | Open Subtitles | اعلم انهم يحاولون فقط اخافتك بقولهم اما هم واما محام دفاع عام |
Amcamın ölümünden ve ailenin lanetinden bahsedip durdu ve beni korkutmaya çalışmamasını ve işine bakmasını söyledim. | Open Subtitles | لقد ظل يتحدث عن موت عمى و لعنة عائلتى لقد سألته إن كان يحاول إخافتى و طلبت منه أن يهتم بشؤونه |
En fazla onu dövüp gazetede yazmasın diye korkutmaya çalışmış olabilirler. | Open Subtitles | ربما ابرحوه ضربا لمحاولة إخافته من الصحيفة |
Çocukluğumuzda olduğu gibi bizi korkutmaya mı çalışıyorsun David? | Open Subtitles | هل تحاول أن تخيفنا ياديفيد؟ كما عندما كنا صغارا؟ |
Erkekler ranzada uyuyup, geceleri kızları korkutmaya çalışabilir. | Open Subtitles | و الأولاد يمكنهم الاختباء و يحاولون اخافة الفتيات |
Beni korkutmaya çalışıyorsan şayet, bu hiç komik değil. | Open Subtitles | أسمع؛ إذا كنت تحاول تخويفي لا أظن أن ذلك مسل |
Böylece herkesi bu çılgın teorilerinle korkutmaya devam edesin diye mi? | Open Subtitles | لذا تستطيع ان تخيف اى شخص بنظرياتك المجننونة |
Okulun ilk gününde beni liseden korkutmaya çalışman doğru değil. | Open Subtitles | ليس من العدل أن تخيفيني في أول يوم لي في المدرسة الثانوية |
Nick Fowler'ın gözünü böyle mi korkutmaya çalıştın? | Open Subtitles | هل هذه هي الطريقة التي حاولت بها تخويف نيك فاولر |