ويكيبيديا

    "layık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تستحق
        
    • يستحق
        
    • جدير
        
    • أستحق
        
    • جديرة
        
    • يستحقون
        
    • استحق
        
    • جديراً
        
    • تستحقين
        
    • جديرا
        
    • نستحق
        
    • يليق
        
    • تستحقها
        
    • يستحقها
        
    • تليق
        
    Onunla dans etmeyi bırak, aynı havayı teneffüs etmeye layık değilsin. Open Subtitles أن ترقص معها ؟ أن لا تستحق الهواء الذي تتنفسه هنا
    Kötü bir oğul olmanın hatasını anlasın böyle bir aileye layık olmadığının. Open Subtitles دعه يتحمل نتائج أخطائه فمثل هذا الشرير لا يستحق أباً وأماً مثلكما
    Ben bayana yardım etmek istiyorum. Fakat siz bana layık olmadığımı hissettiriyorsunuz. Open Subtitles أريد أن أساعد السيدة، ولكنك تشعرنى غير جدير بذلك.
    Bazen yararlı. Kandırılmaya layık. Bu durumda asla sana yardım edemem. Open Subtitles مفيد أحياناً ، أستحق أن تتلاعبي بي تحسباً لمساعدتي لكِ يوماً
    Tüm o pozların ve küstahlıklarının nedeni layık olmadığını düşünmenden kaynaklanıyor. Open Subtitles هذا السلوك بأكمله و هذه الوقاحة لأنه طوال هذا الوقت ظننتِ بأنكِ غير جديرة بأي شيء
    İnsanlara buna layık olduğunu göster ve kimse nasıl böyle yükseldiğini düşünmesin. Open Subtitles أظهر للناس انك تستحق هذا المنصب ولا احد سيتذكر كبف صعدتَ إليه
    Bu tahıla ilgim giderek artıyordu, zira antik Mısırlılar tarafından ölüm sonrasına taşınmaya layık bulunmuştu. TED أصبحتُ مهتمًا أكثر بهذه الحبوب التي اعتبرها المصرييون القدماء حبوب تستحق أخذها إلى ما بعد الممات.
    Bir çocuğa ölümü anlatmak için. Ve bir kilise müziğine layık." TED إنها لشرح وفاة الطفل. وهي تستحق قطعة من موسيقى أغنية عادية."
    Kötü bir oğul olmanın hatasını anlasın böyle bir aileye layık olmadığının. Open Subtitles دعه يتحمل نتائج أخطائه فمثل هذا الشرير لا يستحق أباً وأماً مثلكما
    Bununla beraber Nobel ödülüne layık olan, en ucuz olanın en ekonomik olduğu teorisi, fakir insanlara zorla içirilmeye çalışılan sarhoş eden bir kokteyl. TED إلى جانب مبدأ آخر يستحق جائزة نوبل يقول: أن الأرخص هو الأكثر توفيراً. هذا هو الشراب المر الذي يجبر الفقراء على شربه
    Her Nuh'un gemisi resmindeki kurtuluşa layık görülen her bir hayvan, şimdi ölüm tehlikesi altında ve onların tufanları ise biziz. TED وكل حيوان من تلك الحيوانات في كل لوحة من سفينة نوح، يعتقد أنه يستحق الإنقاذ هو في خطر مُحدق الآن، وطوفانهم هو نحن.
    Buna layık olduğunuzu ispatladınız. Bana katılacak mısınız? Open Subtitles و أنتَ أثبتّ أنك جدير لذلك هل ستلتحق بى ؟
    Övgüye layık. Geçmiş ve gelecek önemsizdir. Open Subtitles جدير بالثناء والعرفان الماضي والمستقبل غير متصلان بالموضوع
    Davet edilmeye layık olmadığımı biliyorum, bu yüzden hediyenizi şimdi vereceğim. Open Subtitles أعرف إني لم أستحق الدعوة لذلك فكرت بأن أعطيك الهدية الان
    Buradaki hırsız ve firari topluluğunu Gece Nöbeti'ne layık adamlar yapmasını istiyorum. Open Subtitles عليه تحويل هؤلاء العاهات لرجال جديرة بحرس الليل
    Erkeklerin belki de yarısı, ellerindeki fırsatların değerine layık değil. Open Subtitles نصف الرجال الذين أعرفهم لا يستحقون الفرص التي حظوا بها
    Ben ona layık değilim. Hiçbir şeye layık değilim. TED انا لا استحق هذه القوة ..انا لا استحق اي شيء
    Son 12 yılı ona layık olmaya çalışarak geçirdim. Open Subtitles أمضيت السنوات ال 12 الماضية لأحاول أن أكون جديراً بها
    Hayattayken seni uzun ve zalim acılara layık gördü. Open Subtitles في حياتك لقد وجد أنك تستحقين آلاما ومعاناة في سكرات الموت
    Tanrı'ya olan sevgin ve O'nun kullarına olan merhametin, Yeryüzü'nde, mucizevi güçlere sahip olmaya layık yaptı seni. Open Subtitles محبتك للرب والإحسان لمخلوقاته جعلتك جديرا على الأرض لامتلاك قوى إعجازية
    Amacımız bir hikaye yaratmak değil, 3000 yıl önce Tanrı'dan ilham alarak yaratılan bir hikayeye layık olmaktır. Open Subtitles لم يكن مقصدنا أن نخلق قصه لكن أن نستحق ما توحى به القصه التى حدثت منذ ثلاثة آلاف عام
    Haydi J dayının sana aldığı hediyeyi büyükbabana gösterelim... krallara layık bir tulum. Open Subtitles تومي. لنري جدك الهدية التي حصلت عليها من عمك ,جيك لباس يليق للملك
    Ona layık değildin, bu yaptığın da cennete layık değil. Open Subtitles فإن نفسك لا تستحق النعيم بأكثر مما كنت تستحقها عروسا لك
    Değerini anlamıyorsa ona layık değildir. Open Subtitles إذا كان لا يرى كم هي عظيمة، فإنه لا يستحقها
    Sence bugün National Enquirer'e layık bir gösteri yaptık mı? Open Subtitles هل تظن أن تمثلينا اليوم تليق بمجلة ناشيونال إنكوايرر ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد