Yarına kadar bir koç istiyorsan en müsait durumdaki kişi o. | Open Subtitles | هو أفضل مدرب متاح الآن إن كُنت تود تعيين مدرب غدًا |
Şu anda müsait değil. Kim arıyordu? | Open Subtitles | انة ليس متاح الان للتحدث معة ممكن ان اعرف من المتحدث؟ |
Lütfen soldaki ilk müsait kabine girin. | Open Subtitles | من فضلم خذوا أوّل حجرة متاحة على اليسار. |
İyi bir adama benziyorsun, ilginç bir işin var, ama ben müsait değilim. | Open Subtitles | تبدو رجلاً رائعاً و في مجال عمل جيد لكنني غير متاحة حالياً |
Aradığınız numara müsait değil, lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakın. | Open Subtitles | الرقم الذي تتصل به غير متوفر نرجو ترك رسالة بعد الصافرة |
Bu yıl daha bursu vermemiş. Yani müsait. | Open Subtitles | إنها لم تعرض المنحة هذه السنة لذلك هي متوفرة. |
Yarın benim izin günüm ve biliyorum ki senin de izin günün ve acaba yarın gece müsait olma ihtimalin var mı? | Open Subtitles | وليلة غد سأحصل على اجازه واعلم بأنك ستحصل على اجازة ايضا وكنت اتسائل ان كانت هناك فرصه ان تكون متفرغ ليلة الغد؟ |
Şekerim, soracaktım unuttum. Pazar günü müsait misin? | Open Subtitles | اردت ان اسألك يا عزيزتى هل انت متفرغة يوم الأحد ؟ |
Üzgünüm, efendim, maalesef şuan müsait değil lütfen daha sonra tekrar arayınız. | Open Subtitles | انا آسفه يا سيدي,لكنه غير موجود الان اتصل في وقت لاحق شكراً |
Orman manzaralı bir köşe süiti varmış. Şu an için müsait ama hemen dolar. | Open Subtitles | قالت أنها تمتلك جناح متاح يطل على الغابة. |
Amirin müsait değil. Parkashoff'u bulduktan sonra... - ...koordinatlarını belli bir... | Open Subtitles | بديلك غير متاح.اعثرى على باركاشوف وانقلى الاحداثيات. |
Şu anda müsait değil. Kim arıyordu? | Open Subtitles | انة ليس متاح الان للتحدث معة ممكن ان اعرف من المتحدث؟ |
Bir telefon bulup Harlow'un takımı ile görüşmeliyim. müsait değiller! | Open Subtitles | يجب أن أحدث هارلو على الهاتف إنها ليست متاحة |
Mac'in babasını arayacağım ve ona senin müsait olduğunu ve onu sorduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتحدث مع والد ماك واخبره انك متاحة وانك تسألين عنه |
Programın işleyiş şekli bu. İlk müsait uçaktaki yeri alıyorlar. | Open Subtitles | هكذا يجري عمل البرنامج بأن يأخذوا أول رحلة متاحة |
Bu adamı yakaladıktan sonra akşam yemeği için müsait olacağım. | Open Subtitles | بعد ان نضع الاصفاد على هذا الرجل سأكون متوفر للعشاء |
Fazla seçme şansı yok. Listemin en tepesindeki insanlar şu anda müsait değil. | Open Subtitles | الإنتقاءات قليلة لكن حتى الأن ليست أحد أقتراحاتي متوفرة |
müsait olduğunuz bir akşam ikinizi akşam yemeğinde görmeyi çok isteriz. | Open Subtitles | حسناً ، عندما تكون متفرغ يسعدني دعوتك للعشاء |
Bu hafta bir gece yemek için müsait misin? | Open Subtitles | هل أنت متفرغة للعشاء إحدى ليالي هذا الأسبوع؟ |
Son zamanlarda hoşlandığım bütün erkekler ya büyücü, ya hayalet ya da müsait değil, Leo gibi. | Open Subtitles | كل شخص أحببته مؤخراً يكون إما مشعوذ، أو شبح أو شخص غير موجود دائماً مثل، ليو |
911'e ulaştınız. Üzgünüz, tüm operatörler şuan meşgul. müsait bir operatör için lütfen hattan ayrılmayın. | Open Subtitles | الطواريء911 كل الخطوط مشغولة عليك الإنتظار |
Lokantanın şef garsonunun çok hayati bir defteri defterin içinde de müsait kadınların isimlerinden oluşan uzun bir liste vardı. | Open Subtitles | الذى كتب فيه , ماترى د كتبه التى لا غنى عن تعريفها التى تحوى قائمة طويلة من اسماء النساء المتاحة |
Sahadaki bütün müsait ajanları bu işe verin ve alanı genişletin. | Open Subtitles | استخدموا كلّ عميلٍ ميدانيٍّ مُتاح. و وسّعوا نطاقَ منطقة البحث. |
Bize hangi hücrenin müsait olduğunu söyle de adamı oraya götürelim. | Open Subtitles | لذا لم لا تخبرنا أى زنزانه متاحه سوف نأخذ رجلنا هناك |
Bir film yıldızıyla sahte romantizm yaşamaya müsait misin? | Open Subtitles | هل أنتِ مُتاحة لخوض رومانسية مزيّفة مع نجم سينما؟ |
Gelecek Çarşambaya kadar pek müsait olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون متفرغاً للقاء حتى يوم الأربعاء القادم ظهراً |
Üzgünüm, müsait değil. Belki ben yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | اسفه ، فانه غير متواجد هل استطيع المساعدة |
Geldiği zaman kim müsait olursa. - Bana dönün. | Open Subtitles | أنه يعتمد على مَن يكون متاحًا عندما يحدث الأمر. |