Bana göre bu şeylere duyulan merak güçlü bir motivasyon kaynağı ama konu motivasyondan çok daha öte. | TED | وأعتقد أن الفضول حيال هذه الأشياء حافز قوي، لكن هناك ما هو أقوى من التحفيز هنا. |
Ama yinede motivasyon seviyem ölümünden öncesiyle aynıydı. | TED | و مع ذلك مستواي من التحفيز بقي لم يتغير قبل وفاته |
Karşılaşacağınız bir diğer problem ise motivasyon eksikliği. | TED | المشكلة الأخرى التي سوف تواجهها هي عدم وجود الحافز |
İtiraf etmeleyim ki, üçüncü bir motivasyon daha var. | TED | يجب أن أعترف، يوجد هناك دافع ثالث كذلك. |
Siz, herkesin bilmesi gerekir Bu para motivasyon kaynağıdır Daha az zihin için. | Open Subtitles | يجب عليك، من جميع الناس، أن نعرف أن المال هو حافز العقول أقل. |
Belki bu onun motivasyon tekniğidir | Open Subtitles | ربما كانت تقصد ذلك كتقنية تحفيزية اذن توافقين معها؟ |
...evlilik dışı ilişkiler hakkında ciddi boyutta motivasyon olduğunu inceledik. | Open Subtitles | وقد لاحظنا مجموعة واسعة من دوافع الجماع خارج نطاق الزوجية |
- Bu güçlü bir motivasyon olabilir. - Evet olabilir. | Open Subtitles | ــ يبدو أن هذا محفز قوي ــ أجل, يبدو كذلك |
Mobilya topolojilerine dayandiriliyor, fakat bu tek motivasyon degil. | TED | وهذا ليس بنهاية التحفيز, إنها مصنوعة من الألمنيوم |
Onun öyle olmadığı, aslında bir motivasyon sistemi, bir arzulama sistemi olduğu ortaya çıktı. | TED | واتضح أنه لم يكن كذلك. هذا هو حقيقة نظام التحفيز ، نظام الحاجة. |
Ve sonunda motivasyon haline geleceği noktaya kadar giderek güçleniyor. | TED | وهنا بدأ التدفق يقوى أكثر فأكثر حتى إلى هذه النقطة والتي بدأت .. فعلاً عوامل التحفيز بالعمل |
Duygusal motivasyon problemi yaşabilirsiniz... | Open Subtitles | ربما يكون لدينا مشكلة مع التحفيز العاطفي |
Bizi etkene yaklaştırmak veya uzaklaştırmak için motivasyon sağlar. | TED | تدفعنا إلى الحركة نحو أو بعيدًا عن الحافز. |
İçsel motivasyon nedir, ya da ne olmalıdır? | TED | اذا، ما هو أو مالذي ينبغي أن يكون الحافز الجوهري؟ |
HM: Eh, içsel motivasyon öğrenmek olmalıdır. | TED | هيكي: حسناً، الحافز الجوهري يجب أن يكون التعلّم. |
Tek ihtyiacımız olan şey güzel bir fikir, iyi bir motivasyon, fazlaca chutzpah(inatçılık), ve birlikte başka türlü hayatta kalamayacak milyonlarca insanın hayatını kurtarabiliriz. | TED | نحن فقط بحاجة إلى فكرة جيدة و دافع مميز والكثير من الوقاحة و بذلك يمكننا أن ننقذ الملايين اللذين لولا تواجدنا لربما فارقوا الحياة |
Birazını. İki kazık gibi parmak motivasyon olur. Anlıyorum. | Open Subtitles | لا أقصد الكثير، فقط القليل اصبعان متصلبان، دافع صغير |
Ve bu açık ki, bilimde bir motivasyon namına İslam için olduğu kadar Hıristiyanlık için de geçerlidir. | Open Subtitles | وهذا حافز واضح للغاية في الكثير من العلم الإسلامي والمسيحي |
Lisemde motivasyon konuşması yapan yaşlı kurt. | Open Subtitles | الرحل الأشيب المثير الذي ألقى كلمة تحفيزية في مدرستي الثانوية. |
İnsanlar duygularıyla motive olurlar ama her insan farklı şeylerden motivasyon bulur. | TED | و حيث أن دوافع الناس دوافع عاطفية ، ولكن نوعية تلك الدوافع مختلفة من شخص لآخر |
Sanırım insanları kamçılamanın iyi bir motivasyon kaynağı olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّ ضرب الناس بالسوط هو محفز مناسب |
İyi bir motivasyon konuşmacısı olacağımı düşünmüşümdür hep. | Open Subtitles | نعم انا دائما افكر انه يمكنني ان اكون محاضر تحفيز من العيار الكبير |
Bu maç için özel bir motivasyon göstermişe benziyorsunuz. | Open Subtitles | علمت أن لديك حافزاً خاصاً قبل خوض هذا النزال |
Ben de biraz kilo vermeyi düşünüyordum bu da tam üzerine motivasyon oldu. | Open Subtitles | لقد كنت أنوي خسارة بعض الوزن ولذلك، سيعمل هذا كمحفز دائم |
motivasyon? | Open Subtitles | حاول استعادة حافزك |
motivasyon konuşmasına başlamalıyım. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث حديث تشجيعي |
Sizlere göstereceğim bir sonraki kısım pozitif motivasyon ile ilgili. | TED | الجزء التالي ، أريد ان أريكم شيئاً بخصوص الدافع الإيجابي |
motivasyon konuşmaları ve olumlu düşüncelerle geçirdiğimiz 30 yıl vardı. | TED | كانت لدينا ثلاثون سنة من الخطب التحفيزية وبيع الأفكار الإيجابية. |
Her zamanki haftalık motivasyon toplantımızı yapıyorduk. | Open Subtitles | نحن الان في جلستنا الأسبوية حيث نحفز بعضنا البعض |