Daha sonra Deah'ın odasına gittim daha önce çoğu kez yaptığım gibi, onu aradım, hiç doldurulmayacak bir boşluk bulmak için. | TED | بعدها ذهبت إلى غرفة ضياء كما فعلت كثيرًا من قبل، أبحث عنه، فقط لأرى فراغه الذي لا يمكن أن يمتلئ مجددًا. |
Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. | Open Subtitles | الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده |
Savcı bu iki genci gaz odasına yollamanızı başka bir sebepten istedi: | Open Subtitles | ولكن المدعى العام سيطلب منكم أن ترسلا هذان الشابان إلى غرفة الغاز |
Seni ameliyat odasına sürdükleri günden beri beni rahatsız ettin. | Open Subtitles | أنت تستنفرني ، لقد استنفرتني في لحظة نقلك لغرفة العمليات |
Anestezi uygulanır, cerrah işine yapar -- dikişleri atıldıkktan sonra, kadın odasına yollanır. | TED | وتم تخديرها ومن ثم اجراء عملية لها واعيدت الى غرفتها من اجل النقاهة |
Sonra bir gün odasına gittim ve yatağının boş olduğunu gördüm. | Open Subtitles | في أحد الأيام ذهبت إلى غرفته ولاحظـت أن سريره كان فارغاً. |
- Bütün gün karısının yatak odasına niye hiç gitmedi? | Open Subtitles | لماذا لم يتواجد فى غرفة نوم زوجتة طوال اليوم ؟ |
- Ayağıma dolaşmasın diye.. .. hizmetçi odasına kilitledim onu. | Open Subtitles | أغلقت عليه باب غرفة الخادمة حتى لا يزعجني أثناء عملي |
odasına zorla girmen, eteklerinin havada uçuşması, üzerinde oyunlar oynaman... | Open Subtitles | تقتحمى غرفة نومه ، بالكيمونو الطائر و تقومى بهذه التفاهات |
Ortağı doktoru meşgul ederken genç bir Rus, Blessington'ın odasına girdi. | Open Subtitles | روسى شاب اقتحم غرفة بليسينجتون بينما حليفه ابقى الطبيب مشغولا لايتدخل. |
Oturma odasına gitmeniz için bir sebep olmazdı, değil mi? | Open Subtitles | و أنه لا يوجد سبب حتى تذهبوا إلى غرفة المعيشة |
Programımın fotokopileri için, sürekli fotokopi odasına gitmenin nedeni nedir? | Open Subtitles | لماذا تذهبين الى غرفة التصوير من اجل اخذ نسخ لجدولي؟ |
- Hadi be? Oturma odasına gidip uzlaşmaya varabilir miyiz? | Open Subtitles | كنت آمل لو نتوجه إلى غرفة المعيشة ونتوصل إلى تفاهم |
Siz oturma odasına dönün, hazır olunca ben sizi çağırırım. | Open Subtitles | وأنتم عودوا إلى غرفة الجلوس وأنا سأدعوكم عندما تكون جاهزة |
Yatak odasına bakalım. Makyaj masan. Sana özel bir banyo. | Open Subtitles | لنرى غرفة النوم دولاب الملابس هناك و حمّامك الخاص هناك |
O halde dinlenme odasına gidip adam akıllı bir içecek bulalım. | Open Subtitles | هيا بنا أجل، فلنذهب لغرفة الإستراحة ونحتسى بعضاً من مياه المتسنقع |
Bende yemek odasına onlar için küçük ketçap paketleri koyarım. | Open Subtitles | واريد ان تقرر لهم بعض من الكاتشب لغرفة طعام الغداء |
tabloyu açıklama... bahanesiyle kadının odasına... girmeye çalıştığında kadının farkettiği üzere. | Open Subtitles | عندما حاول دخول غرفتها بحجة ذلك اراد ان يشرح لها اللوحة |
Arkadaşın Steve birkaç ay önce odasına girdiğimde kendisini Sarah D'Amato'nun içinde gördüğüm zaman beni çok zor bir pozisyonda bırakmıştı. | Open Subtitles | حسنا , صديقك ستيف هنا تركني في موقع متطرف منذ عدة شهور مضت عندما سرت الى غرفته ورايته يضاجع سارة اماتو |
Turuncu saçların intikamını alıyordu ve onu House'un odasına koymuştu. | Open Subtitles | كان ينتقم بسبب الشعر البرتقالي و فخخها في مكتب هاوس |
odasına girip onu parmağında oynatır bize sıralarımızı taşımamızı söylerdin. | Open Subtitles | أتريدين الزواج منه؟ يدخل الغرفة ويحرك إصبعه، يسألنا تحريك المكتب |
Onunla konuşmam gerek. Daha eve gelmedi. Ceketini çıkar ve oturma odasına gel. | Open Subtitles | لم تعد بعد، اخلع معطفك و تعال إلى حجرة المعيشة، سأعد لك شراباً |
- Hadi anne babanın odasına gidelim. - Hayır, içeri gir. | Open Subtitles | ـ لنذهب إلى غرفه الوالدين ـ لا ، تعال إلى هنا |
Bütün bölüm yöneticileri beş dakika içinde konferans odasına gelsin. | Open Subtitles | أود جميع رؤساء الأقسام في قاعة المؤتمرات في خمس دقائق. |
Birini gönderin! Burada yarasa var. Kızımın odasına yarasa girmiş. | Open Subtitles | أرسلوا شخصاً ما, هناك خفاش أجل, خفاش يحلق بغرفة ابنتي |
Hiçbir şey. Barney'in odasına gidip çocukluk yatağında tekrar yapmak ister misin? | Open Subtitles | لا شيء، اتريد ان نذهب ونمارس الجنس في غرفةِ طفولة بارنى مجددا؟ |
Onu odasına geri götüreceğim. | Open Subtitles | ـ ما زال يمكن أن يتم إخبارهم. ـ سأرجعها لغرفتها. |
odasına gireceğim ve öğrendiğimi sandığım şeyin gerçek olduğunu öğreneceğim. | Open Subtitles | سأذهب لغرفته وارى الشيء الذي اعتقد انني اعرف انني اعرفه |
Ta ki bugün, müdürün odasına çağrılıp benden tişört giymem istenene kadar. | Open Subtitles | ليس قبل اليوم, عندما سُحبت لمكتب المدير وطُلب مني أن أرتدي بلوزة |
Prens Arthur'un düğün gecesinde, ben ve Oxford Kontu, Prens'i Kraliçe Katherine'in odasına götürdük ve onun yatağına tırmanırken oradaydık. | Open Subtitles | في ليلة زفاف الملك آرثر، كنت أنا وإير اكسفورد اصطحبنا الملك لحجرة الملكة كاثرين وكنا هناك حين تسلق الفراش نحوها. |