ويكيبيديا

    "olabilecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ممكنة
        
    • يمكن أن يحدث
        
    • الممكن أن
        
    • بإمكانه
        
    • قد يحدث
        
    • ربما يكون
        
    • بوسعه
        
    • ربما تكون
        
    • محتملة
        
    • التي يمكن
        
    • قَدْ
        
    • الممكنة
        
    • قد تكون
        
    • يمكنه أن يكون
        
    • يشكل
        
    Kaçmaya ve... kendini olabilecek her şekilde ifade etmeye çalışır. Open Subtitles وتحاول ان تهرب و, و ويعبّر عنها بأي وسيلة ممكنة
    Sana olabilecek en kötü şey sana "EVET" demesi olur. Open Subtitles أسوأ شيء يمكن أن يحدث لك هو أن تقول نعم.
    İyi birer aday olabilecek kız arkadaşlarımın bir listesini vereyim. Open Subtitles أتعرف، لديّ قائمة بصديقاتي من الممكن أن يعتبروا مرشحات جيدات
    RNG: En etkili "daha iyi meleklerimiz"den birisi olabilecek olan akıldan bahsetmedin. TED ريبكا: حسنًا أنا لم أذكر ما بإمكانه أن يكون أكثر ملائكتنا الحارسة فعالية: المنطق.
    Tüm eğlenceler biraz ürpertici bir tehlike taşır, kötü olabilecek bir şey, ve koruma olduğunda yine de bunu seviyoruz. TED جميع التسليات تحتوي على جانب من الخطورة، شيء ما قد يحدث بشكل خاطئ، ورغم ذلك يعجبنا الأمر حين تتواجد الحماية.
    Yarın bir akıl hastasının kitabıyla bağı olabilecek bir pencereyi çalarız. Open Subtitles و غدا نقوم بسرقة نافذة ربما يكون هذا متصلا بكتاب المخبولين
    Kendisine engel olabilecek yegane kişiyi silahsız bırakmış. Open Subtitles لقد نزع سلاح الشخص الوحيد الذي بوسعه ردعه
    Belki de size verdiğim bu görev bana yardımcı olabilecek bir şeye çıkar. Open Subtitles ربما تكون هذه المهمة التي لدي من أجلك قد تقود لشيء قد يساعدني.
    Hiçbir zaman olabileceğini tahmin edemeyeceğiniz, aslında olabilecek, birçok olasılık vardır. TED لا يمكنك ابدأ، هناك فقط، تجاورات ممكنة ذلك لا يكون، لا تعتقد انها سوف تحدث.
    olabilecek en kötü şekilde senden yararlandım. Open Subtitles لذلك اخذت افضلية عليكِ باسوأ طريقة ممكنة
    Bu çocuklara olabilecek en iyi, hatta o zamanın Dünya'sındaki en iyi eğitim veriliyordu. Open Subtitles هؤلاء الأطفال كانوا يحصلون على أعلى درجة ممكنة من العلم فى العالم حينها
    Ve asla olmayacağını söylediğim şey aniden olabilecek bir hale geldi. Open Subtitles وكما قيل لي إنه لا يمكن أن يحدث فجأة أصبح ممكن
    olabilecek en iyi şey. Open Subtitles قد يكون الشيء الأفضل الذي يمكن أن يحدث لك.
    Masaya olabilecek birçok öneri geldi. TED وقد عرضت مختلف الاقتراحات، والتي كان من الممكن أن تطبق.
    Virologlar grip gibi virüslerin konak değiştirmesine sebep olabilecek mutasyonları sürekli olarak inceliyorlar. TED يبحث علماء الفيروسات باستمرار عن الطفرات التي من الممكن أن تجعل فيروسات مثل الإنفلونزا أكثر احتمالية للقفز.
    Şöyle bir düşünürseniz, yaşlanmamıza neden olabilecek 99 tane şey var. TED عندما تفكر في ذلك ، تجد أن هناك 99 سبب بإمكانه إن يجعلنا نشيخ.
    Ben, bu yarışmaya katılman durumunda, olabilecek tüm kötü şeyleri hayal ediyorum. Open Subtitles أتصور كل الأشياء السيئة وما قد يحدث إذا ما إشتركتى بهذه المسابقة
    O polisi ve Omer Dresden'ı, görmüş olabilecek herhangi birisini. Open Subtitles أي شخص ربما يكون قد رأى عمر دريسدن وهذا المارشال
    Ortaya atılan yeni bir teoriye göre, zamanında dünyadaki okyanusları doldurmaya yeterli olabilecek su uzayın derinlerinden, buzla kaplı kuyrukluyıldızlarla gelmiştir. Open Subtitles تقول نظرية جديدة أنه بمرور الوقت قدِم ماء بوسعه ملء محيطات العالم وذلك بفعل المذنبات الجليديّة القادمة من عمق الفضاء.
    Oliver Hughes adında bir çocuğun kaçırılmasıyla ilgisi olabilecek bir iş. Open Subtitles مهمة ربما تكون جزء من عملية اختطاف صبي اسمه اوليفر هيوز
    Mail'inde "olabilecek tüm felaketlere hazırlıklık olmalıyız" yazıyordu. Open Subtitles قالت مذكرتها أنه علينا الاستعداد لأي كارثة محتملة
    Tufte'ye sorsanız, muhtemelen, "Evet, bu kesinlikle olabilecek en kötü veri sunumu" derdi. TED وان سئلت اي خبير سوف يقول لك .. نعم هذه طريقة العرض الاسوء التي يمكن بها عرض المعلومات
    Sizin için uygun olabilecek uzun vadeli bir ödeme planımız var. Open Subtitles المكيال. عِنْدَنا خطة دفعةِ طويلة المدى التي قَدْ تَكُونُ خيارَكِ الأفضلَ.
    Konuşmayı tamamlamak için son dakikayı bekleyerek kendini olabilecek en geniş olası fikirlere açtı. TED عبر تأجيل مهمة إنهاء كتابة الخطاب حتى آخر لحظة، ترك لنفسه مجالاً أوسع من الأفكار الممكنة.
    Dünya'da, sıfırdan bir yaşam formu yaratmayı denemek için harika deneyler yapılıyor. Bildiğimiz DNA formlarından çok farklı olabilecek türden bir yaşam. TED يجري القيام بها في محاولة لخلق الحياة من نقطة الصفر، قد تكون مختلفة جداً عن أشكال الحياة ذات الحمض النووي الذي نعرفه.
    - Beni dinlemiyorsun. - Ciddi olabilecek bir şeyi göz ardı edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك تجاهل شيئاً يمكنه أن يكون جاداً.
    "Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." Open Subtitles التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد