Lütfen bunu düzeltmek için basabileceğin bir düğme olduğunu söyle. | Open Subtitles | ..أرجوك أخبرني أن هنالك زراً يمكنك الضغط عليه لإصلاح هذا.. |
Aynı anda çok şey söyleme. Sadece nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | لا تتفوه بالكثير من الكلمات قل لي أين أنت وحسب |
Nerede olduğunu söyle bitsin. Bu konuda sakın ayak sürüme. | Open Subtitles | أخبرني عن مكانها ، لا تحشر أنفك فيما لا يعنيك |
Seni tekrar aradığında, hikâyenin benimkinden daha büyük olduğunu söyle. | Open Subtitles | عندما يقوم بمحادثتك لاحقاً أخبره أن ملفه أكبر من ملفى |
Telsizde bağlantı sorunu olduğunu söyle yoksa ikiniz de ölürsünüz. | Open Subtitles | أخبرهم أن هناك فشل في نظام اللاسلكي أو فشل كلاهما |
Yüzüme bak ve hepsinin yalan olduğunu söyle. | Open Subtitles | عندما أفصحت لي ما في قلبك أخبريني أن كل ما قلتيه لي كان كذبة |
Eğer kızılcık sosu sanarsa kafasının kiraz çekirdeği ile dolu olduğunu söyle. | Open Subtitles | لو إعتقدت أنها صلصة الفراولة أخبرها أن لديها الكثير من الكرز في رأسها |
Hayvanat bahçesinden geliyorlar. Onlara bir zoolog olduğunu söyle. | Open Subtitles | أنهم من حديقة الحيوان أخبرهم أنك عالم حيوانات |
Lütfen sahte kan torbası olduğunu söyle ve kusursuz üçkâğıdı başardığını söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأن ماحدث مجرد لعبه من ألاعيبك |
Eşcinsel olduğunu söyle. Deli değilim. İstenmeyecek kadın değilim. | Open Subtitles | قل أنك لوطي ، وأني لست معتوهه وأني مرغوب فيني |
Tekrar iletişime geçtiğinde, iyilik yapma sırasının onda olduğunu söyle. | Open Subtitles | إن تحدث معك ثانية, أخبره أنك تريد شيء يدل على حسن نيته |
Lütfen bana o kemerde kullanabileceğimiz başka şeylerin de olduğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءً، أخبرني أن لديك شيء آخر في ذلك الحزام يمكننا استخدامه. |
- Lütfen bunun en az beş yıllık olduğunu söyle bana. | Open Subtitles | من فضلك أخبرني أن هذه الصورة منذ أكثر من خمس سنوات. |
Yatakta çok haşin olmalı , bana yatakta çok haşin olduğunu söyle Tom. | Open Subtitles | يجب أن تكون شريرة على السرير قل لي هي شرّير على السرير، توم |
Lütfen bana şehirde başka bir Beyaz Kale olduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوك قل لي أن هناك قلعة بيضاء في هذه المدينة |
Nerede olduğunu söyle , böylece seni bulabilirim ve sen de teslim olabilirsin. | Open Subtitles | أخبرني عن مكانك. سأقابلك وسيمكنك تسليم نفسك |
FBI'nın onun peşinde olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبره أن المباحث الفيدرالية تطارده هل أنت تمزح |
Son siparişin yolda olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسناً، أخبرهم أن الشحنة الأخيرة في طريقها. |
Lütfen başka bir çıkış olduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبريني أن هناك مخرج جانبي من هنا. |
Peki, artık senin bilmediğin... her nerede kalıyorsa, Joanie'yi orada görürsen... ona iyi haberlerim olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسن، إن رأيتها في مكان إقامتها الذي لا تعرفه أخبرها أن لدي أنباء جيدة بخصوص توفر عقار قادم |
Onlara okulun yeni maskotu olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم أنك فتى المدرسة اللامع الجديد ، إنتظر هنا |
Lütfen bu hikayenin yanlış olduğunu söyle, en azından bir parçasının. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأن هذا الإتهام مُزيف، على الأقل جزء منهُ |
Babamın katili olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل أنك ذلك المجرم الذي قتل والدي |
Kameraların neden bozulduğunu bilmediğini ama her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | ,أخبره أنك لا تعرف سبب عطل الكاميرا ولكن كل شيء على ما يرام |
Senatör Marquand'i ara. Herşeyin kontrol altında olduğunu söyle. | Open Subtitles | أتصل بالسيناتور ماركاند, كن هادئا أخبره أننا نهتم بكل شيء |
Ondan tekrarlamasını rica et. Orada yankı olduğunu söyle. | Open Subtitles | اطلب منه أن يكرر ما قاله أخبره أنه كان يوجد صدى في ذلك الوقت |
Ben... ben fotoğrafın lekeli olduğunu ve zor görüldüğünü biliyorum ama... lütfen o olduğunu söyle. | Open Subtitles | أعرف أن الصورة غير واضحة . . و يصعب رؤيتها , لكن من فضلكِ أخبريني أنه هو أخبريني أنه كان هنا |
Aşığının kim olduğunu söyle. Arkadaşlar arasında sır olmaz. Bunu gözlerinden anlayacağım. | Open Subtitles | أخبريني عن عشيقك، هيا أظهري الحقيقة، لا نريد أي أسرار بين الأصدقاء. |