Sizin elinizde olmayan hormonal nedenlerden dolayı böyle olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | وأدرك أنّ هناك اندفاعات هرمونية كثيرة وأنت لا تسيطر على بعضها |
Son zamanlarda Natasha'nın koruyucu ailesinin, Valerie ve Trey Gilbert olduğunun farkında mıydın? | Open Subtitles | هل أنتِ مدركة أنّ ناتاشا مؤخرا كانت مُتبناه من قبل فاليري وتراي جلبرت؟ |
Beyefendi bu sıralar şehirde çok önemli bir müşterinin olduğunun farkında değil sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان غير مُدرك أنّ لدينا عميلة قيّمة جداً في البلدة الآن.. |
Ofisinin açık olduğunun farkına varacaksın... ve benim niyetim toplantı yapmaktı. | Open Subtitles | أنت سَتُلاحظُ بأنّ مكتبكَ كَانَ مفتوحَ ونيتي كَانَ أَنْ يَعْقدَ إجتماع. |
Lakin makine bize onu gösterdiyse biri onun polis olduğunun farkına varmış olabilir. | Open Subtitles | لكن إن اعطتنا الآلة رقمه، فذلك يعني أنّ ثمّة شخصٌ اكتشف أنّه شرطيّ. |
Her kimsen bunun senin için çok karmaşık olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | إنّي أدرك، كائناً من كنت، أنّ هذا يبدو مُعقداً للغاية. |
Çok aptalca ve münasebetsizce olduğunun farkındayım. Sana sormam gerekirdi. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك كان حمقًا وتطفّلًا، وتعيّن أن أسألك فحسب. |
Dert edecek bir şey yok, dostum. Kızının emin ellerde olduğunun garantisini veririm. | Open Subtitles | بإمكانك أنْ توفّر عناءك يا صاح أؤكّد لك أنّ ابنتكَ في أيدٍ أمينة |
Konu kadınlarımız ve kızlarımıza geldiğinde ise, onların birer lütuf olduğunun farkında olmalıyız. | TED | ونساؤنا وفتياتنا علينا أن ندرك أنّ النساء والفتيات هبٌة |
Hâlen bazı korkularımın olduğunun farkındayım ama çok genç öldüm ve onları alt edebileceğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديّ بعض المخاوف المتبقيّة، لكنني مُتّ في ريعان شبابي. وأشعُر أنني كنتُ سأقهرها. |
Kunduzlar bu karanlıkta aralarında yabancılar olduğunun farkında mı? | Open Subtitles | هل تعرف القنـادس فعلاً فى هذا الظلام الدامس, أنّ بينهم غرباء .. ؟ |
Bunun son derece zamana bağlı olduğunun farkındayım ama elimden geldiğince zorlamaya çalıştım. | Open Subtitles | أعلم أنّ الوقت حسّاس لكنني دفعتُ بأقصى ما أستطيع |
Durumun zor olduğunun farkındayım, ...ama bütün bunlar burada bulunma nedenimizi değiştirir mi? | Open Subtitles | أفهم أنّ هذا كثير لتقبّله ولكن هذا لا يغيّر سبب وجودنا هنا؟ |
"Tilly teyzeye verilen son bir şans, vasiyetin gizli olduğunun söylenmesidir ." | Open Subtitles | فرصة أخيرة واحدة لإخبار العمّة تيلي أنّ العزيمة في الخزانة |
Sırtındaki kendine özgü parçalı katmanlar başka bir türden ziyade, avcıların öncüsü akreplerle çok yakın akraba olduğunun bir göstergesi. | Open Subtitles | حقيقة أنّ لديها صفائح مقسّمة على نحو فريد على ظهرها تُظهر أنها أقرب من غيرها للصّيّادين الأوائل: |
-Genç insanlar yemenin ne kadar önemli olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | - لا أظنّ بأنّ الصغار يُدركون بما يكفي أهميّة الطعا.. |
Herkes kültür evlerinin yöneticilerin kontrolünde olduğunun farkındaydı. | Open Subtitles | ..الجميع يعرف بأنّ البيوت الثقافية يديرها الحكام |
Bunu kabullenmenin zor olduğunun farkındayız ama gerçeklerle yüzleşip oğlunuzun fazla ömrü kalmadığını kabul etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف هذا صعب لكنّك يجب أن تواجهون الحقيقة بأنّ إبنكم قد لا يعيش أطول كثير |
Dışarıda Kaitlyn Ross ve Tina McCarthy'i öldürdüğümü düşünen insanlar olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | اعلم ان هناك اناس بالخارج يعتقدون انني قتلت كاتلين روز وتينا ماكارثي |
der gibi oldunuz. Neyse ki, bir sorun olduğunun farkına vardık. | TED | حسنا ولكن لحسن الحظ، لقد حددنا أن هنالك مشكلة. |
Bir sorun olduğunun farkındasındır ama adını koyamazsın. | Open Subtitles | مثلما تعرف بأن هنالك خطب لكنك لا تعرف ما يكون بعد |
David Palmer aptal bir adam değil. Bir şeyler olduğunun farkında. | Open Subtitles | دايفد بالمر ليس رجلا غبي انه يعرف بأن هناك شيء يحصل |
Bir şeyler olduğunun farkında. | Open Subtitles | وقالت انها تشتبه في شيء. |
Çevresinde ne olduğunun farkında olmasa bile Lucas bunalımı hissediyordur. | Open Subtitles | حتى لو كان لايفهم مالذي يحدث حوله لوكاس شعر بتلك الأزمة |
Ne olduğunun farkına varmadan müptelası oldum. | Open Subtitles | لقد أدمنتُ عليها قبل أن أعرف ما كان يحدث. |
Eğer hesaplayabildiğimiz doğru kalıplarda savrulmuşsa, ek boyutların orada olduğunun kanıtı olacak. | TED | فإذا كان هذا الإنتقال مطابقا للنموذج الموافق لقياساتنا، فسيكون هذا برهانا على وجود الأبعاد الإضافية. |
Annesini hatırlamak için çok küçüktü, ama hep bir şeylerin eksik olduğunun farkındaydı. | Open Subtitles | فقد كان صغيراً ليتذكر والدته ولكنه دوماً ما علم أن هناك شئ مفقود |
Çünkü, Ed de Vineet gibi liderler olarak rollerinin sahneye çıkmak değil, sahneyi kurmak olduğunun bilincinde. | TED | لأن إد، مثل فينيت، يدرك أن دورنا بصفتنا قادة أن نُعِد المسرح، لا أن نؤدي عليه. |