"onları" - ترجمة من تركي إلى عربي

• بهم
• منهم
• عنهم
• هم
• كانوا
• هؤلاء
• إنهم
• إليهم
• معهم
• أنهم
• بها
• بهما
• عليهما
• وهم
• أولئك

İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız.
لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم.

Onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum.
إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر.

onları, her ikisini de geri getirebilmek için her şeyimi veririm!
أنا على استعداد للتضحية بحياتي من أجل استعادتهم ، كلٍ منهم.

Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı, bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem imkansız hale gelmişti.
كل ما سمعته عنهم هو كم كانوا فقراء، بحيث أصبح من المستحيل بالنسبة لي أن أراهم في أي وضع سوى أنهم فقراء.

onları yapmanın kolay yolu yoktu ve bu işi makineleştirenler ilk olarak Amerikalılardı.
ولم تكن صناعتها أمرًا سهلًا، وكان الأمريكيّون هم من ميكنوا هذه الحرفة فعلًا.

Bir gece kapıya yaklaştıklarında onları gördüm ve onlara aniden bağlandığımı hissettim.
رأيتهم في إحدى الليالي يقتربون من البوابة حينها، شعرت اتصالًا مباشرًا بهم.

onları etrafta görmüş ve üzerlerine pek kafa yormamış olabilirsiniz.
ربما رأيتموهم هنا وهناك ولم تفكروا بهم بالقدر المطلوب حقًا.

İstiridye mevsiminde değiliz. onları lavaboya boşalt. Bana şişeler lazım.
المحار لم يحن وقتة إلق بهم جميعاً , أريد الزجاجات

Sonuçta onları becermek dışında başka bir şey yaptığım da yoktu.
.لهذا قمت بالأمر أنا لم أقم بأي شيء مثل الوقوع بهم

Kaltak, sen onları buraya getirdin,.. ...ben de senin yüzünü yakacağım.
ايتها الساقطة , لقد جئتي بهم الى هنا ساقوم بحرق وجهك

Ve onları bulan 5 kişi muhteşem ödülün de sahibi olacak.
وسوف يفوز الخمسة أشخاص الذين يجدونهم بأروع جائزة يتمناها أي منهم

onları yere yıkmak zor değil, önemli olan onları yerde tutmak
ان التخلص منهم ليس صعبا ان جعلهم يجلسون هو الامر الصعب

Bilirsiniz, onları polislerden uzak tutacak birisi böylece kimse müdahele etmeden hazineyi satabileceklermiş.
شخص ينوب عنهم في تحمل العواقب حتى يتسني لهم بيع الكنز بدون تدخل

onları inceledim onlara hayran oldum, onlar hakkında yazdım ama belli mesafeyi koruyorum.
لقد درست هذه الأشياء وقد عشقتهم وكتبت عنهم لكني أبقى بعيدا بعض الشئ

onları bu yüzyılda iki kez yendik ama son gülen yine onlar oluyor.
لقد ربحنا عليهم مرتين هذا القرن و لا زالوا هم من يضحكون اخيراً

İlk başta dayanak noktası olarak onları rahat oldukları zaman inceledik.
الحالة الاولى نظرنا إليهم في الحالة الاعتادية عندما كانوا في راحة

Bu kadınların isimleri zihnimizden geçip gitti çünkü onları görebilmemiz için, hatırlamamız için ve unutmamamız için hiçbir çerçeve yok.
أسماء هؤلاء النساء تسللت من خلال وعينا لأنه لا يوجد أُطر تُمكننا من رؤيتها، ولا حتى لنتذكرها، ولا للاحتفاظ بها.

Birkaç kâğıt getirsem veya onları konuşmaya dahil etsem bu ne anlama gelir?
ماذا قد يعني لو أنني أحضرت ورقة حقًا أو انخرطت معهم في مناقشة؟

Öncelikle, uzmanların görevini üzerimize almaya hazır ve istekli olmalı, ve onları modern havariler gibi görme fikrinden vazgeçmeliyiz.
أولا، يجب أن نكون مستعدين و راغبين أن نتحدى الخبراء و أن نستغنى عن فكرة أنهم رسل العصر الحديث.

Doğrusu, ben de onları incelerken onlar gibi sınırlarımı zorluyorum.
وبالطبع، أنا كذلك أحيانًا، عند محاولتي اللحاق بها عن كثب.

Ancak onları kolayca hatırlamanın bir yolu var: Neyin çevrelediğini hatırlamak.
ولكن هناك طريقة أسهل لتذكرهم إذا تذكرت ما الذي يحيط بهما.

İçinizden, onları farklı odalara kilitleyip üzerlerinde deneyler yapmak geçmiyor mu?
ألا يجعلكم ذلك تريدون أن تحبسونهما في غرفة وتجروا عليهما التجارب

Ya da onları başka bir dünyaya... göçüp giderken eğlendirmişti...
أو أيضاً أنها كانت تسليهم وهم يتسربون إلى عالم آخر

O insanlar Deccal'i doğurduklarını iddia ettiklerinde aklı selim kimse onları ciddiye almadı.
حتى أولئك الذين إدعوا أنهم أنجبوا الدجال فلم يأخذ أي عاقل كلامهم بجديه