Sadece daha aptal oldukları için onların yerine benim düşünmem gerekiyor. | Open Subtitles | فقط أنهم أكثر غباءاً منى لذا وجب على التفكير بدلاً منهم |
O senin kendi salakça hatan... onların hokey maskesi gibi durmaları gerekiyor. | Open Subtitles | تبدوا مثل حمار أخرس غبى اجعلهم يفترضون أنهم ينظرون إلى قناع الهوكى |
Yoksa onların bir kafeden direkt stadyumlara mı gitmesini bekliyoruz? | TED | أم أننا نتوقع منهم الانتقال من مقهى إلى مسرح كبير؟ |
onların nasıl kazanıldığını ya da nereden geldiğini bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدين معرفة كيف فزت بهم أو من أين حصلت عليهم؟ |
onların tedavi sürecindeki duygularını ve düşüncelerini içeren gerçek sanat eserleri... | TED | انهم فعلاً قطع فنية تحتوي على أفكارهم ومشاعرهم طوال فترة العلاج. |
Ama ben, onların nereye gittiklerini sizden başka hiç kimsenin bilmediğine ikna oldum. | Open Subtitles | و لكن أنا متأكد إنهم ذهبا إلى مكان لا يعرفه أي أحد غيركما |
onların erken uyarı sisteminden mekiklerini kullanarak gizlice sıyrılıp Autobot kentini yok edersek, Autobotlar sonsuza dek yok olurlar. | Open Subtitles | عندما نتسلل إلي أنظمة الأنذار الأولية لديهم في المكوك الخاص بهم وندمر مدينة الأوتوبوت سيكون الأوتوبوت قد هزموا للأبد |
Bazen onların benim olduğuna inanamıyorum. Neyi kastettiğimi biliyor musun? Evet. | Open Subtitles | أحياناً, فقط إنني لا أظن أنهم لي, أتعرف ما أعني ؟ |
onların ayrı ayrı olduğu sanılıyordu, ama sonradan anlaşıldı ki ayrı değillerdi. | Open Subtitles | حسناً، كانوا يعتقدون أنهم ليسوا متصلين أي متفرقين ولكنهم اكتشفوا أنهم مخطئين |
Fakat onların fazla eğilmiş olanlarını görürsen bu ölmüş anlamına gelir! | Open Subtitles | لكن لو انك رأيت البعض يركع أيضا فهذا يعني أنهم موتى |
onların yöntemlerini ve araçlarını anlamamız gerekiyor ve onlardan bir şeyler öğrenmeliyiz. | TED | نحناجُ لمعرفة ما هي مهاراتهم وما هي أدواتهم ونحنُ بحاجة للتعلم منهم. |
Bu kadınlara devriyeleri sırasında eşlik ettim ve onların erkeklerin yanından geçerken muhatap oldukları terbiyesiz kelimelere şahit oldum. | TED | لقد صحابت هؤلاء النساء فى دورياتهن، شاهدت أثناء سيرهن بين رجال، العديد منهم من علق تعليقات بذيئة بلا إنقطاع. |
arkadaşlarımı çağırıp onların vücutlarını boyadım, sonrada resmimin önünde dansetmelerini sağladım. | TED | اتصلت بأصدقائي، أخذت أرسم على أجسادهم. وطلبت منهم الرقص أمام اللوحة. |
onların ayrılması, Domuz ve Köstebek Takımları için bir şans olabilir. | Open Subtitles | مع إنقسامهم قد تكون فرصه لفريق الخنازير و الخلد للحاق بهم |
onların fikri... size verilen işlerden kaçmak için deli rolü yaptığınız. | Open Subtitles | انهم يظنون انك تدّعي الجنون كي لا تقوم بالأشغال المفروضة عليك |
onların fikri... size verilen işlerden kaçmak için deli rolü yaptığınız. | Open Subtitles | انهم يظنون انك تدّعي الجنون كي لا تقوم بالأشغال المفروضة عليك |
Erkekler. onların gerçek bir ilişki kuracak kadar akılları ve duyguları yok. | Open Subtitles | الرجال ، إنهم لا يملكون العقلية أو القدرة العاطفية لعمل تواصل حقيقي |
onların duvarda 12 diplomaları var ve sana hiçbir şey söylemezler. | Open Subtitles | لديهم إثنتي عشرة شهادة على الحائط. ولا يخبرونك بشيء. إنس هذا. |
onların adına çalışanların da burada olmadıkları anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | لا يعني انهم لا يملكون الناس العمل هنا نيابة عنهم. |
Adadan çıkmanın tek yolu feribot ve bu da onların ellerinde. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للخروج من الجزيرة هي العبارة , وهم يتحكمون بذلك |
Bugün buraya gelmemin sebebi onların harika bir ustaya emanet etmektir. | Open Subtitles | الغرض من زيارتي هنا اليوم هو أن أجد لهما معلّماً رائعاً |
Diğer hayvanlar da onların yürüyüşünü seyrediyor mu acaba diye düşündüm. | Open Subtitles | و، كنتُ، أتسائل إذا كانت الحيوانات الأُخرى تنظرُ إليهم و تقول |
Ama ne olursa olsun onların artık benimle gurur duyduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لكن مهما يحدث، أعرف أنهما سيكونان فخورين بي من الآن فصاعداً. |
Ama diğer çocukların gözlerinde ve akıllarında, onların eşiti değildim. | TED | ولكن في أعين وعقول الأطفال الآخرين، لم أكن مساوية لهم. |
Debbie ve Roger Zisk hakkında haklıydın.onların bir ilişkisi varmış | Open Subtitles | انظر كنت محقا بشأن ديبي وروجر زسك كانا على علاقة |
Ben , onlar amca diyene kadar onların kıçına birşeyler tıkacağım. Sadece ezmemeli; | Open Subtitles | أضع الحشو فيهم حتى يوشكوا على الانفجار ،لا تهرسيهم فحسب عليكِ أن تخلطيهم |
Bu gözler hep uykularını kaçırdı. onların ortasına kurşun sık. | Open Subtitles | هاتان العينان لم تتركاك تنام لعشر سنوات ضع الرصاصة بينهم |