İkimiz de, ciğerlerindeki hırıltıları tespit etmekle ya da kalp yetmezliğinin sebep olduğu hızlı ritmi bulmakla alakası olmayan bu ritüeli es geçemezdik. | TED | لم يستطع أحدنا تخطي هذه الطقوس، الأمر الذي لا علاقة له بكشف الخرخرة في الرئة، أو اكتشاف الإيقاع الشديد لفشل القلب. |
Tüm bu sesler birbirleriyle uyumluydu ve aralarındaki ritmi de duyardım. | TED | كل هذه الأصوات اندمجت مع بعضها البعض و استطعت الاستماع إلى الإيقاع بينهم |
Bazen sadece yazmanın basit ritmi bizi birinci sayfadan ikinciye götürür. | Open Subtitles | أحيانا هو إيقاع الطبع ببساطه يجعلـنا ننهي الصفحة الأولى ونبدا الثانية |
Ayrıca iki tempolu bir ritmi de üç tempolu bir ritimle birleştirebiliriz. | TED | أو يمكننا جمع إيقاع بنغمتين مع إيقاع ذو 3 نغمات. |
Kalp ritmi bozulan hastaya serumla adrenalin verilir. | Open Subtitles | بروتوكول التعامل مع عدم انتظام ضربات القلب هو شنق كيس من الادرينالين وإدخاله عبر الوريد |
Çoğu kişi bunu duymamıştır. O güneyli vaftizci bir vaizdi. Konuşmasında oradakilere yeni gelen bir temposu ve ritmi vardı. | TED | كان واعظًا جنوبيًا، لم يعرف المعظم ذلك، لذا كان لديه ايقاع حقيقي جديد عن الناس هنا |
ritmi hissedin. Ayağa kalkın. | Open Subtitles | استشعر بالإيقاع استشعر بالقافية |
Gözünüze giren ışıktan kaçınabilirseniz, ritmi değiştirebilirsiniz. | TED | بامكانك تغيير الايقاع اذا ابتعدت عن الاضواء |
Kiowa köyünde davulların ritmi, cesur gençlerin kalp atışlarında yankılanıyor. | Open Subtitles | فى قريه "كيوا" قرع الطبول يشتعل فى نبض الشباب الشجعان |
O ritmi duyduğunda içinde, acayip bir duygu oluşur. | Open Subtitles | وعندما تسمع هذا الإيقاع يجتاحك شعور مجنون |
Çok güzel bir isimdi. Kendi ritmi vardı. | Open Subtitles | مثل تلك العبارة الرائعة كان لديها هذا الإيقاع |
Hepsi senkronize çalıyor, sadece bir tanesi ritmi tutturamıyor ve bütün parçayı mahvediyor. | Open Subtitles | وكلّها تعمل معاً ما عدا واحدٍ فقط لا يستطيع الحفاظ على الإيقاع ويفسد الأمر بأكمله |
Temel ritmi bile biliyorum. Bir ve iki ve bir, iki, üç ve bir ve iki ve dur. | Open Subtitles | فأنا أعرف حتى الإيقاع البسيط ، واحد ثم اثنان ثم واحد ثم اثنان فثلاثة ثم واحد فأثنان وإيقاف |
Dans etmek isterrim ve ayaklarımı vurmak ama ayaklarım ritmi yakalayamaz | Open Subtitles | أحب أن أرقص وأدب بقدمى لكنهم لا يبقون فى إيقاع |
Onun hayatının ritmi, bizimkilerden çok farklı akıyordu. | Open Subtitles | إيقاع حياتها يختلف كإختلاف فصول الربيع لنا |
Bu bir araya getirmenin sonucu nehrin de bir ritmi olduğuydu. | Open Subtitles | ما ظهر بعد ذلك أن النهر ، أيضا ، كان له إيقاع |
Kan basıncı düşüyor, kalp ritmi artıyor. | Open Subtitles | ضغطٌ الدمِ ينخفض ومعدلات ضربات القلبِ ترتفع |
Hayatını sürdürdüğü ritmi yani davranış düzenini bozmuşum. | Open Subtitles | , ايقاع الحياة التى يعيشها . والتى هى نموذج للسلوك , لقد قاطعتها |
Bunu hissetmenin yolu budur. ritmi hisset. | Open Subtitles | هذه الطريقه ممتازه لتشعري بالإيقاع |
Unutmayın, ...ritmi takip edip vuruşları sayarak dans edeceksiniz. | Open Subtitles | تذكروا اتبعوا الايقاع, عدوا وارقصوا حسب الايقاع. |
Bütün iç düzeni ve kalp ritmi hakkında herşeyi öğreneceğiz. | Open Subtitles | سوف ندرس الجهاز العصبى و كذلك سرعة نبض القلب |
Evet, yüksek kalp ritmi, nefes darlığı bir de alnı sıcak. Sepsis olabilir. | Open Subtitles | نعم، ارتفاع معدل نبضات القلب، ضيق في التنفس، و حرارة الجبين قد تكون بسبب تسمم |
Hadi, Margaret, davullarin ritmi hisset. - Simdi sen. - Ne yapacam? | Open Subtitles | هيا مارغريت اشعري بإيقاع الطبول الآن أنت |
Şok, kalp atışının refrakter periyordunu ayarladı ve sinüs ritmi düzeldi. | Open Subtitles | صدمة واحدة، في زمن المقاومة، للحصول على نظم جيبي جيد. |
ritmi hızlandır. | Open Subtitles | صدورهم واسعة وعضلاتهم قوية |
# Müziğin ritmi kafanın içinde... atıyorsa... # | Open Subtitles | * والإيقاعات والطبول تضرب بداخل رأسك * |
Anormal kalp ritmi. P-R değişkenliği gözlenmiş. | Open Subtitles | عدم اتساق النبض تظهر الموجات تغير بسرعة تدفق الدم |