Bayan Folliat'ın neler söyleyeceğini işitmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم, ولكنى مهتم اكثر بما ستقوله السيدة فوليت قبل ان تقوم الشرطة باستجوابها |
Savcılık elemanlarına neler söyleyeceğini ezberletecek. | Open Subtitles | و هو سوف يلقنك ما الذى ستقوله لرجال التحقيق |
Kıyafetim, yüzüm veya böyle bir şey hakkında bir şey söyleyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك ستقولين شيئا عن ملابسي او وجهي، او شئ اخر |
Bence ikimiz de, sen oraya gitmeden önce ne söyleyeceğini biliyorduk. | Open Subtitles | لقد علمنا ما ستقولين من قبل أن تذهبى أصلا |
Eşiniz daha ağzını açmadan ne söyleyeceğini bilirsiniz... ve kurşun kalemi sırtına saplamak istersiniz! | Open Subtitles | تعرف ما سيقول قبل فتح فمه وتريد طعنه بقلم رصاص |
Belki de bir şeyler söylemek istiyor. Ama nasıl söyleyeceğini bilmiyor. | Open Subtitles | ربما كان يريد قول شيئ لي وكان يفكر كيف سيقوله لي |
Ne söyleyeceğini biliyorum: Akıllı insan boyun eğer. | Open Subtitles | أعرف ما الذي ستقولينه بأن الحكماء هم من يقدمون التنازلات |
Bak, kusura bakma ama konuşman sırasında ne söyleyeceğini merak ettik. | Open Subtitles | بكل الاحترام المستحَق أردنا فقط أن نسأل ما الذي كنت ستقوله أثناء خطابك؟ |
Bunu söyleyeceğini biliyordum. Yerini ayırttım bile. | Open Subtitles | هذا ما ظننت انك ستقوله وقد حجزت لك واحدة فعلا |
Pekala, baban hakkında ne söyleyeceğini ben zaten biliyorum. O bir yetişkin, onunla ilgilenmek senin vazifen değil. | Open Subtitles | أعلمُ مسبقاً ما ستقوله عن أبيكِ أنّه راشد و ليس عليك الإعتناء به |
Bu da demek oluyor ki Wendy Vail'in ne söyleyeceğini öğrenmek için duruşma gününe kadar bekleyemeyiz. | Open Subtitles | مما يعني ان لا ننتظر لنري ما ستقوله ويندي فيل حتي يوم الاستماع |
Amma da rahatladım! Öylesine seven, halkla iç içe bir köpek sever olduğunu söyleyeceğini sanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت أظن بأنك ستقولين بأنك إنسان سعيد و تحبين الكلاب |
Konuşmak istemiyorum çünkü ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لا أود الحديث عن الأمر لأنني أعلم ماذا ستقولين. |
- Bunu söyleyeceğini biliyordum. - Hadi ama! | Open Subtitles | إنه مثالي بالنسبة لك عرفت أنك ستقولين ذلك |
Eğer eve bir tane getirsem büyükbabanın ne söyleyeceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | ويمكنني فقط أن أتخيّل ماذا جدك كان سيقول عندما تُحضر بعضاً منهم الى البيت |
Bir gün başkalarının da benim hakkımda tıpatıp aynısını söyleyeceğini varsayıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنه سيأتي اليوم الذي سيقول لك اخرون نفس هذا الكلام عني |
İnsanların ne söyleyeceğini ya da sadece size benziyor diye destekçi olduğunuzu düşüneceklerini kafaya takarak, enerjiinizi boşa harcamayın. | TED | لا تضِع طاقتك بالقلق بشأن ما سيقوله الناس وما إذا كنت قد تدعم شخصًا ما فقط لأنهم يشبهونك. |
- Şimdi sen söyleyeceğini söyle. - Söyle. Söyleyeceğin şeyi söyle. | Open Subtitles | حسناً، قولي الآن طلبكِ قوليه، قولي ما كنتِ ستقولينه. |
Çünkü bana bunun kötü bir fikir olduğunu söyleyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لأنني أعرف أنك كنت ستخبرني بأنها فكرة غير صائبة |
Sadece, görevin gereği olduğunu söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتي أعرف أنك ستقول أنك كنت تؤدي واجبك |
Babama söyleyeceğini biliyordum, o da bana dokunan herkesi... öldüreceğini söylerdi. | Open Subtitles | ،عرفت أنها ستخبر أبي وهو لطالما قال أنه سيقتل من يلمسني |
Dinle bak. Yeni seçilmiş belediye başkanına önerdiği işi kabul etmeyeceğini nasıl söyleyeceğini düşündün mü? | Open Subtitles | أنصتي، هل فكّرتِ كيف ستخبرين عمدتنا المنتخبة حديثًا |
Bana doğru bir zamanda söyleyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنكِ ستخبريني حينما يكون الوقت ملائماً |
Eğer dediklerini yapmazsam bu adamlara Trent'in yerini söyleyeceğini söyledi. | Open Subtitles | وأخبرني أنه لو لم أفعل كل ما يأمرني به سيخبر هؤلاء الأشخاص عن مكان إختباء ترينت |
Lana'yla beraber olduğunuzu kimin söyleyeceğini bulmak için. | Open Subtitles | قررتما من منكما سيخبرني أنك ولانا عاشقان |
Ülkemdeki Heritage Vakfı'nda bir konuşma yapıyordu ben de ne söyleyeceğini öğrenmek için gittim. | Open Subtitles | وقد ألقى كلمة ,في مؤسسة التراث في موطني وأردت سماع مالديه ليقوله |
Baba, ne söyleyeceğini biliyorum ve inan bana, sana tamamen katılıyorum. | Open Subtitles | أبـي ، أعلمُ ماستقوله وصـدقني أنـا أوافقك بالكامل |
Evet, bunu söyleyeceğini biliyorduk. Bu yüzden bir sır olarak sakladık. | Open Subtitles | نعم ، نعلم أنك كنت ستقولي هذا ولهذا أبقينا الأمر سراً |