ويكيبيديا

    "sözleşme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عقد
        
    • العقد
        
    • العقود
        
    • عقداً
        
    • عقدا
        
    • عقود
        
    • عقدك
        
    • تعاقد
        
    • اتفاق
        
    • اتفاقية
        
    • إتفاقية
        
    • عقدًا
        
    • التعاقد
        
    • بالعقد
        
    • عقده
        
    sözleşme tarihi 8 Haziran 1925. paragraf 34, A maddesi. Open Subtitles عقد تاريخه الثامن من حزيران 1925 ، الفقرة الرابعة والثلاثين
    Geçen hafta, stüdyoyla üç yıllık bir sözleşme daha imzalamaya zorladı beni. Open Subtitles في الإسبوع الماضي أجبرني على توقيع عقد لمدة ثلاثة سنوات مع الإستديو
    Bazı insanlar, egzersiz dersim için sözleşme yapmamı tuhaf buluyor. Open Subtitles بعض الناس يعتقدون أنّه غريب إمضاء عقد لصف التمرين لدي
    Ama Bay Luthor babanız ordu ile bir sözleşme yaptı. Open Subtitles لكن سيد لوثر تفاوض والدك على هذا العقد مع الجيش
    Dosyalamam gereken birkaç sözleşme var da senin imzan gerekiyor. Open Subtitles لدي مجموعة من العقود احتاج ان ارسلهم احتاج فقط توقيعك
    Bir Amerikan profesyonel ligi tarafından sözleşme imzalanan ilk Hintli sporculardı. Open Subtitles كانا أول رياضيين من الهند يوقعون عقداً في دوري المحترفين الأمريكي
    Yeni bir sözleşme yaptığın için, risk alman gerektiğini söylediler. Open Subtitles لقد قالو أنك يجب أن تخاطر به لأنه عقد جديد
    Eğer sana fazlasını verirsem, ...gelecekteki her sözleşme daha fazlasını isteyecek. Open Subtitles لو أعطيتكِ المزيد فسأضطر أن أعطي المزيد لكل عقد في المستقبل
    Sayın yargıç, Rowby Canton'un sözleşme süresi gece yarısına kadar dolmamıştı. Open Subtitles عقد روبي كانتون لم ينته حتى منتصف تلك الليله , حضرتك
    Dreyfuss girişimcilik Lincoln'un başı kaybolmadan önce heykeli restore etmek için sözleşme yapmış. Open Subtitles مجموعة شركات دريفوس كان لديها عقد لترميم التمثال قبل ان يفقد رأس لينكولن
    İçeri yürüdüğüm esnada görevli bayan bazı kişilerle sözleşme yapıyordu ve bazı insanlar arkamdan geliyordu. TED عندما مشيت الى الداخل، السيدة كانت قد انهت توا عقد مع بعض الاشخاص، بعض الاشخاص الآخرين كانوا يدخلون خلفي.
    Bu, bir sertifika, bir sözleşme, gerçek bir nesne, hatta kişiyi tanımlayan bilgiler olabilir. TED يمكن أن تكون شهادة أو عقد وأشياء من العالم الواقعي، وحتى المعلومات التعريفية الشخصية.
    -Bununla bir yere varamazsın. Sana bir fiyat tahmini verdim, sözleşme değil. Open Subtitles أعتقد بأنك لا تستطيع الذهاب بهذا إلى أي مكان ليس بدون العقد
    sözleşme, 9,3 milyon dolar değerinde iki yıllık bir kontrattı. TED وكانت مدة العقد سنتان مقابل 9.3 مليون دولار.
    Bu toplumlarda, Balıkçılar, sosyal bir sözleşme geliştirdiler. Bu sözleşme, balıkçıların gereğinden fazla balık yakalamasını önlüyordu. TED في هذه المجتمعات، طوّر صيادو الأسماك نوعًا من العقد الاجتماعي الذي أخبر كل واحد فيهم للتريث قليلًا لمنع الصيد الجائر.
    Onun için bir sözleşme imzalarsanız, o muhakkak parayı yanlış kişilere götürecektir. Open Subtitles لو استطعت أن توقع له بعض العقود فسوف يحصل على الاموال بإدعاءات زائفة
    Masamdaki sözleşme sahteydi, kendim gönderdim. Open Subtitles تلك العقود كانت مزيفه ، وارسلتها لنفسي بالبريد
    Sana üç yıllık bir sözleşme ve bugünden başlayarak yılda 25.000 dolar veriyorum. Open Subtitles أنا أعرض عليك عقداً لمدة ثلاث سنوات بقيمة عشرون ألف دولار سنوياً، بدءاً من اليوم
    Polisler sözleşme yapmak istediğinizi söyledi. Bu işi lehimize çevireceğiz. Open Subtitles اخبرتنى الشرطة انك تريد عقدا للتسجيل , لنتحدث عن هذا
    Şirketi birçok kimyasal tesisle sözleşme yapmış. Open Subtitles شركته لديها عقود مع العديد من المنشآت الكيميائية
    Müdür Bey, düzgün oynamazsan sözleşme uçup gidecek. Open Subtitles أيها المُدير، إذا لم تلعبْ جيدًا فسيُلغى عقدك.
    Bunlar yeni bir sözleşme için yeterli demek mi? Open Subtitles هل أياً من ذلك يعني إنهُ لديّ تعاقد جديد؟
    Bu koalisyon herkesin kaliteli göz bakımına erişmesini sağlamak adına harekete geçen 53 devlet başkanıyla sözleşme yapmak için bir araya geldi. TED وقد اجتمعت هذه التحالفات هذا العام، لعقد اتفاق مع 53 رئيس حكومة، التزموا الآن باتخاذ إجراءات نحو توفير العناية بالبصر والعينين للجميع.
    - Ailemin imzalamanı istediği evlilik öncesi sözleşme. Open Subtitles ما هذه؟ إنها اتفاقية ما قبل الزواج التي يريدك والداي أن توقعيها
    Gördüğün gibi, eğer imzalamazsan, bu sözleşme gereğince, seni boşarım. Open Subtitles إن لم توقعيها سأسحب إتفاقية التعويض و أطلقك
    Bana eski kafalı diyebilirsin. Bir sözleşme imzaladığında, ona uyarsın. Open Subtitles قُل عني تقليدي لكن أرى أنه اذا وقعت عقدًا يجب أن تلتزم به
    Birilerine bu foroğrafı satmak istiyorsanız, sözleşme ihlallinden size dava açacağız. Open Subtitles لو قمت ببيع تلك الصورة لأي شخص سنقاضيك لإخلالك بشروط التعاقد
    Sayın yargıç müvekkilimin kötü niyetle sözleşme yaptığını iddia ediyorlar. Open Subtitles سيدي القاضي، إنهم يدعّون أن موكلتي قامت بالعقد بنيّة سيئة.
    Amerika'daki sözleşme planladığı gibi gitmeyecek. Open Subtitles عقده بأمريكا لن يسير كما هو مخطط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد