| O zaman da tüm sürprizi kaçardı, öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكن هذا من شأنه أن يُفسد، المفاجأة الآن، أليس كذلك؟ |
| Hem büyük sürprizi mahvetmek istemezsin. | Open Subtitles | بجانب أنك لاتريد أن تفسد المفاجأة الكبيرة |
| Gülümsedi ve benim için son bir sürprizi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنه ابتسم و قال بأنه يملك مفاجأة أخيرة من أجلي |
| Babamız herhangi bir anlaşma imzalamadan önce, size bir sürprizi var. | Open Subtitles | حسنا، قبل أبينا علامات أي عقود كان لديه مفاجأة بالنسبة لك |
| Şimdi sürprizi bozmak istemiyorum ama bunu yıllardır planlıyordum. | Open Subtitles | الآن لا أريد أن أكشف المفاجئة لكنني كنت أخطط لهذا منذ سنوات |
| Çok soru soruyorsun. sürprizi istiyor musun, istemiyor musun? | Open Subtitles | أنت تسألين كثيرا هل تريدين المفاجأة أم لا؟ |
| Güzelim sürprizi yine bozdum mu? | Open Subtitles | هل تهدر فقط المفاجأة الكاملة عليّ ثانية ؟ |
| Artık çıkmalıyız. sürprizi mahvedeceğiz. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نغادر حسناً لقد أفسدت المفاجأة |
| Ali'yi ararlar, sürprizi kaybederiz. Tabi içerde olduğunu varsayarsak. | Open Subtitles | ان اتصلوا به وفقدنا عنصر المفاجأة بافتراض انه بالداخل |
| Prenses Mia'nın özel sürprizi sayesinde. | Open Subtitles | شكرا للأميرة ميا على المفاجأة الخاصة التي أعدتها لنا |
| Hayır, o sürprizi Brucie'nin klozetine bıraktım. | Open Subtitles | لا هذه هى المفاجأة التى تركتها فى مرحاض بروسي |
| Ama benim için, günün en büyük sürprizi aslında sürpriz yaşamamış olmamdı. | TED | ولكن بالنسبة لي, اكبر مفاجأة في اليوم انه لم تكن هناك أي مفاجأة. |
| Bir sürprizi varmış. Bize bu akşam söyleyecek. | Open Subtitles | تقول أن لديها مفاجأة ستخبرنا بها الليلة و تحتفل |
| Meksika'nın Guanajuato kentinde ölenler için tabiat ananın bir sürprizi vardı. | Open Subtitles | وكانت والدة الطبيعة مفاجأة لأولئك الذين توفي في بلدة غواناخواتو , المكسيك. |
| Başka bir şey söylemeyeceğime dair söz verdim, fakat sanırım, sana bir sürprizi var. | Open Subtitles | .. وعدته بأن لا أقول أكثر من ذلك ولكني أعتقد أن لديه مفاجأة لك |
| seni bekleyen sürprizi Buckingham'ın bile durduramaz. | Open Subtitles | ولكن مفاجأة تنتظرك حتى باكنغهام لا يستطيع منعها |
| Beni dinleyin süs balıkları, Köpekbalığı Ian geri döndü ve size bir sürprizi var. | Open Subtitles | استمعوا ايها المعاتية , ايان قد عاد ومعى مفاجأة لكم |
| Buffy artık bizi bekleyecek. İşin sürprizi kaçtı. | Open Subtitles | بافي لا فائدة تتوقعنا الآن لقد أفسدت المفاجئة |
| Ama ona doğum gününde parti verirsek bunun sürprizi kalmaz. | Open Subtitles | لو اقمنا حفلة في عيد ميلادها لن تكون مفاجئة |
| Özrümü kabul ediyor musunuz? Daha fazla konuşmak isterdim ama bu sürprizi berbat eder. | Open Subtitles | ستتقبلون إعتذارى, أود أن أقول المزيد ولكن هذا سيفسد المفاجأه |
| Öyle mi? Yapma, bu akşam başka bir sürprizi kaldıramam. | Open Subtitles | بحقك ، لا أستطيع تحمل المزيد من المفاجآت لهذه الليلة. |
| Sürpriz olmaz, çünkü günün sonunda hiçbir adam sürprizi sevmez. | Open Subtitles | بدون مفاجآت ، لأنه في نهاية اليوم الرجل لا يريد مفاجآت |
| - Ne sürprizi, canım? - Harika bir sürpriz. | Open Subtitles | مفاجأه عظيمه لقد قضينا فى إعدادها اليوم كله |
| Sevgililer Günü sürprizi için sihirbazlık dersleri alıyordum. | Open Subtitles | كنت آخذ دروسًا في السحر كمفاجأة فالنتاين. |
| Hepinizin huzurunda, aslında söylememem gereken bir sürprizi bu mutlu günde, sizlerle paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أشارككم جميعاً بمفاجأة لا يفترض أن أتحدث عنها في الواقع |
| Lavon'un özel sürprizi neymiş biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلمي ما هي مفاجاة لافون الخاصه الليله الماضيه |
| Carter için ufak bir prenses sürprizi planlıyoruz. | Open Subtitles | حسنا نحن نخطط لمفاجأة الاميرات ل كارتر |
| ve son gelişimde senin gibi bir sürprizi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ولا أستطيع تذكر آخر مرة فاجأني فيها أحدهم مثلكِ. |
| Bir sürprizi nasıl berbat edeceğinizi iyi biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما الإثنتان تعرفان كيف تخربان المفأجاة. |
| sürprizi mahvediyorsun çocuk. | Open Subtitles | كنت على وشك تدمير المفاجاة يا فتى |