Halen derin denizleri keşfediyoruz, fakat sığ sulardan birçok şey öğreniyoruz. | TED | مازلنا نستكشف المياه العميقة و لكننا نتعلم الكثير من المياه الضحلة |
Havuzun sığ kısmından başka bir yere gitmeye izni bile yoktu. | Open Subtitles | إنه لم يُسمح له أن يبتعد عن الحافة الضحلة من المسبح. |
O âna kadar, hayatımın ne kadar sığ geçtiğini fark etmemiştim. | Open Subtitles | قبل تلك اللحظة لم أدرك كم كانت حياتي ضحلة من قبل |
Bir adamın zihniyetini sevecek kadar sığ olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | و آسفة لأنني سطحية جداً في إعجابي بالرجل بسبب عقله |
Ve bu da politikada ve aynı zamanda geniş bir insan gayreti aralığında daha sığ bir izleğe yol açıyor. | TED | وقد أدى ذلك إلى نهج سطحي ليس في السياسة فقط، بل في عدد كبير من مساع البشر. |
Güzellik sadece deri üzerindedir. Biz bu kadar sığ mıyız? | Open Subtitles | الجمال فقط بعمق البشرة , هل نحن بتلك السطحية ؟ |
Erkek sürüsü sığ sularda yayılarak spermlerini bir süt bulutu gibi saçıyor. | Open Subtitles | مجموعات الذكور تتحرّك عبر المياه الضحلة ويُخرجون منيّهم في سحوب لبنيّة واسعة |
sığ bir suya düşüp de hayatta kalmanın anahtarı bedeninizin ağırlığını azaltmaktır. | Open Subtitles | السر في النجاة من السقوط في المياة الضحلة هو تبديل كتلة جسمك |
Amerika'nın iç denizleri geri çekilmiş, ama Avrupa hala parça sığ sulara kaplıydı. | Open Subtitles | تراجعت البِحار الداخليَة لقارتي أمريكا لكن معظمَ أروبا ، لاتزال مغطاة بالمياهِ الضحلة |
Sizi, sığ sulardan derin sulara götürmek istiyorum ve umarım ki siz de benim gibi, Dünya gezegenini keşfederken bağımlısı olacağınız bazı şeyler göreceksiniz. | TED | أن أنقلكم من المياه الضحلة ولغاية المياه العميقة. وآمل أنكم سترون مثلي أشياء تشجعكم على العمل لاستكشاف كوكب الأرض. |
Fakat şimdi daha sığ sulara atlamak istiyorum, ve kesinlikle hayranlık verici bazı yaratıklara bakmak istiyorum. | TED | أريد القفز إلى المياه الضحلة و مشاهدة بعض المخلوقات المذهلة |
Fakat sığ sularda gerçekleşiyorsa 'dalga sığlaşması' adı verilen olay ortaya çıkar. | TED | لكن عندما يصل إلى المياه الضحلة، يحدث ما يسمى بالأمواج الضحلة. |
Alaska Üniversitesi'nden Profesör Katey Walter geçen kış bir başka grupla bir başka sığ göle gitti. | TED | البروفيسور كاتي والتر من جامعة ألاسكا ذهبت مع فريق آخر لبحيرة ضحلة أخرى في الشتاء الماضي. |
Buradaki çırpıntı ise suyun sığ olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الان ، هذه مياه متقطعة هنا وهذا يعني انها ضحلة |
- Ben çok sığ ve boş kafalıyım hiçbir konuda fikrim ve söyleyecek ilginç bir şeyim yoktur. | Open Subtitles | أنا سطحية جداً وفارغة ولا أملك أية أفكار أو أي شيء مهم لأقوله |
Çok sığ ve iğrenç bir kavrayış var filmde. Bunu daha önceden de gördüm. | Open Subtitles | رؤيته سطحية وكئيبة رأيت العديد من أمثاله |
Onu ben de kaybettim. Ama ben bunu aşacağım, çünkü ben, sığ ve ben-merkezliyim. | Open Subtitles | لقد فقدتها أنا أيضاً ، لكنني سأتخطى الأمر هذا لأنني سطحي وأحب نفسي |
Arkadaşlarım sığ olduğumu düşünüyorlar. Bazen haklı olduklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | يعتقد أصدقائي أنى سطحي و أحياناً أوافقهم الرأي |
Eğer sığ, basit, bencil kızları seviyorsan tam sana göre. | Open Subtitles | أذا كنت تحب الغموض و السطحية و النرجسية فهى كذلك |
Sahilin arkasındaki sığ nehir ağzında takılıyorlar, ve ayılar nerede avlanıyorsa oradan saklanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسكعون في مصب النهر الضحل وراء الشاطئ مختبئون من الدببة التي تصطادهم |
Bir gün, bu sığ moda dünyasından ayrılıp sığ sanat dünyasına geçmeye karar verdim. | TED | لذلك قررت أن أنتقل من عالم الموضة السطحي إلى عالم الفن السطحي |
Son 30 yılın siyasi başarısızlıkları boyunca, insan doğası anlayışımızın ne kadar sığ olduğunu anladığımızı düşünüyorum. | TED | خلال سياسة الفشل في ال 30 سنة الماضية, نحن بصدد التسليم, اعتقد, مقدار ضحالة نظرتنا لطبيعة الانسان. |
En büyük sorun sığ sularda demirleyen gemilere, torpido atışı yapmaktı. | Open Subtitles | أكـبـر مـشـكـلـه واجهتنا هـى كـيـفـيـة إطلاق الطوربيدات فـى المياه الضحله |
sığ ise vücudumuzdaki bütün kemiklerimiz kırılır. | Open Subtitles | لو كان الماء ضحلاً فسنكسر كل عظمٍ في جسدنا |
Son zaferlerinle ilgili övünmekten, küçük, aptal, sığ hayatının geri kalanından mı sıkıldın? | Open Subtitles | وتريد ان تتفاخر بانك تركت حياتك السطحيه الغبيه خلفك ؟ |
Bu olayı derinlerdeki bir şeylerden kaçmaya çalıştığım için geçiştirmiyorum geçiştiriyorum çünkü sığ bir şeylerden kaçıyorum. | Open Subtitles | لستُ أتهرّب تحاشياً لما هو عميق أنا أتهرّب تحاشياً لما هو سطحيّ وسخيف |
Çok sığ ise de, gelgit sonucu havayla temas riski olur. | Open Subtitles | وإن كان سطحياً فيتهدّدهم خطر التعرّض للهواء في الجزْر. |
Evet, öyleyim. Ben berbat, korkunç, sığ bir insanım. | Open Subtitles | إنني فظيعة ومريعة وسطحية |
Onunla çevresi için birlikte olacak kadar sığ mıyım yani? Ben o kadar sert söylemezdim. | Open Subtitles | تَقترحُ أَنا ضحلُ جداً أنا هَلْ كُنْتُ مَعها لإرتباطاتِها؟ |