İşimi seviyorum ama sıkışıp kalmanın ne demek olduğunu biliyorum diyelim. | Open Subtitles | لنقل أنّني أحبّ وظيفتي ولكنّ أعرف ماهية الشعور بأن تبقى عالقاً |
Andy, çok isterdim ama kızlar hala hasta yani burada sıkışıp kalmış durumdayım. | Open Subtitles | او اندي، يا ريت بس بناتي على طول مرضانات لذا انا عالقة هنا |
ve üçüncüsü: penceresindeki çubuklara sıkışıp kalmış gizemli bir yabancı. | TED | والثالثة: كائن غريب غامض عالق والقيام بالضغط على قضبان النافذة. |
Dört binden fazla canlı zihin veri çekirdeğinde sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | قاعدة البيانات أكثر من أربعة آلاف عقل حي عالقين داخلين |
Cereyanlar şehrin duvarları arasında sıkışıp kalıyor ve gökdelenlerin üzerinden geçip iniyor. | Open Subtitles | المشاريع علقت داخل اسوار المدينة ثم مقلاع صعودا و على ارتفاعات عالية. |
Baksana, arka koltukta sıkışıp kalan benim. | Open Subtitles | مهلا، أنا واحد عالقا في المقعد الخلفي هنا. |
Benimle beraber bu hayalet dünyasına sıkışıp kalırsan mı diyorsun? | Open Subtitles | هل تقصدين ماذا لو علقنا هنا معا فى عالم الاشباح؟ |
İşin aslı, annemin öldüğü geceden beri tek bir yere sıkışıp kalmışım. | Open Subtitles | الحقيقة انه منذ وفاة والداتى, كنت عالقاً فى مكان واحد, |
Bu gezegende uzun zamandır sıkışıp kaldım, hep kurtulduğumu hayal ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت عالقاً فى هذا الكوكب منذ وقت بعيد أحلم بالخروج منه |
Bu da, ikinci oyuncunun da Teal'c ile beraber orada sıkışıp kalması için yüksek risk anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن فرصة جيده للاعب الثاني ظان يبقى عالقاً مع تيلك |
Tam şimdi olmuşken, şu salak kavanoz yüzünden burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | و أخيراً أنا جزءٌ من حدث الآن ولكنني عالقة بسبب مرطبان |
Kurumlarımız ve liderlerimiz hayattan yoksun, vizyondan yoksun ve ruhtan yoksun bu ezber ve üstünkörülük paradigmasında sıkışıp kaldılar. | TED | هنا حيث تكون مؤسساتنا وقيادينا عالقة في نموذج روتيني حفظوه عن ظهر قلب، خال من الحياة ، خال من الرؤيا وبدون روح. |
Eski dünyada bir takım bilimsel araştırmacılarla yine anlaşılması güç ifadeleri tartıştığım bir odada sıkışıp kalmıştım | TED | كنت ما أزال عالقة في العالم القديم لحفنة من العلماء يجلسون معا في غرفة ويقومون بإصدار بيان آخر غامض. |
Hepiniz mezunlar toplantısına gidiyorsunuz ben de gözcülükte sıkışıp kalıyorum, öyle mi? | Open Subtitles | يمكنكم جميعاً الذهاب إلى حفل جمع الشمل وأنا عالق في دورية بلهاء؟ |
Kaybeden bu herif sızlanıp duruyor sıkışıp kalmış çünkü öyle olmak istiyor çünkü bir an olsun geçmişten kurtulamıyor. | Open Subtitles | ذلك الرجل تائه وهو يتاؤه حيال ذلك إنه عالق فحسب لأنه يريد ذلك لانه لايستطيع تخطي تلك اللحظة اللعينة |
Ama aslında, evlenene kadar bir bekleme salonuna sıkışıp kalırız. | Open Subtitles | لكن، حقاً، نحن عالقين في غرفة الإنتظار إلى أن نتزوج |
Sonra ben gideceğim bakarsın koca götlü yaşlı sıkışıp kalır onun arkasında hapsolmak istemem. | Open Subtitles | سأمر بعدك حتى اذا علقت السيدة البدينة لن أبقى خلفها |
Bütün gün orada sıkışıp kalmak mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا , اتريد ان تبقى عالقا هنا طول اليوم؟ |
- Burada sıkışıp kaldık. - Yakınmayı bırak. | Open Subtitles | لا أصدق إننا علقنا هنا لا تكُونُ مثل خنفساء الموتِ |
Ama birkaç yıldır ikisinin arasında sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | و لكن ونوعاً ما أنا محصور في المنتصف منذ بضعة سنوات |
Şu anda, kendi yarattığın hayal dünyasında sıkışıp kalmış bir haldesin. | Open Subtitles | الأن،أنتِ محاصرة فى. عالم خيالى ، قُمتِ بخلقه. |
Bana baksana. Hayatının geri kalanında bu cehennem deliğinde sıkışıp kalmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تعلق طيلة حياتك في بؤرة الجحيم هذه؟ |
Öz güven olmadan sıkışıp kalırız sıkışıp kaldığımızda ise başlayamayız bile. | TED | فبدون ثقة نكون عالقين وعندما نعلق فإننا لا نستطيع حتى أن نبدأ |
Genelde makine kazalarında görülür bir eklemin sıkışıp döndüğü gibi. | Open Subtitles | عادة ما ترى هذا في حوادث الآلات مثل ان يعلق طرف في شيء ويلتوي |
Hali hazırda büyük zorluklar çekiyoruz ve bir gezegende yaşayan canların hepsi, o gezegene sıkışıp kalmış vaziyettedir. | TED | نحن نواجه صعوبات كبيرة في هذه اللحظة وأي مخلوقات تعيش على كوكب ما فهي حبيسة فيه |
Bunu fark ettiğimde, ...varoşlarda sıkışıp kalan sadece ben değildim. | Open Subtitles | حينها ، استوعبت ،انه ليس انا فقط من علق بالضواحي |
Bu yüzden, daha sıcak olan sıvı içerisinde bir gaz kabarcığının oluşması ama katılaşmış yüzeyde sıkışıp kalması mümkündür. | Open Subtitles | لذا من المعقول أن فقاعة غاز يمكن أن تشكل في سائل أدفأ لكنه يبقي محاصر تحت سطح صلب |