Çok sıkı çalışma demek. Altın yoksa, zafer yok demek. | Open Subtitles | هذا يعنى الكثير من العمل الشاق لا ذهب، لا مجد |
Öyleyse iyi bir ilişki de sıkı çalışma gerektirir aşkım. | Open Subtitles | حسنا. العلاقة الجيدة ، تتطلب العمل الشاق أيضا ، ياعزيزى. |
Ama laboratuarı mahvettiler. Onca yıllık sıkı çalışma. | Open Subtitles | لكنهم دمروا المعمل والعديد من سنوات العمل الشاق |
sıkı çalışma ve sabır ile ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi okula gönderebilecek konuma geldiler. | TED | من خلال العمل الجاد والمثابرة، استطاع والديّ تشييد شقة من طوب وإرسالي أنا وإخوتي إلى المدرسة. |
Bütün gereken sıkı çalışma, bir parça yetenek ve bir milyarderin biricik kızıyla evlenmek. | Open Subtitles | كل ما تتطلبه هو العمل الدؤوب وقليل من الموهبة الطبيعية والزواج من ابنة وحيدة لبليونير |
Bunca sıkı çalışma, önümüzdeki cumartesiyi karşılayacak. | Open Subtitles | كُلّ هذا العمل الشاقِّ اليوم سيتمدفعهالسّبتالقادم. |
Bu çocuklara sıkı çalışma ile herşeyin mümkün olacağını öğrettiniz. | Open Subtitles | قمت بتعليم هؤلاء الأولاد بأنه بالعمل الجاد كل شيء ممكن |
Bana biraz sıkı çalışma ile her şeyin mümkün olabileceğini gösterdi. | Open Subtitles | ،لقد علمني أن بالعمل الشاق قليلاً كل شيء ممكن |
Mmm, sadece, alın teri, sıkı çalışma, ekip çalışması ile istediğimiz... | Open Subtitles | أنا فقط أن أقول مع فرط الحماس وثبة العمل الشاق و كمشة التعاون يمكن أن نحصل على وصفة |
Belki sıkı çalışma ve kendini adama hakkında bir şey öğrenirsin. | Open Subtitles | من يعلم؟ ... قد تتعلم شيء ما عن العمل الشاق والتفاني |
Hiçbir şey sıkı çalışma ve azmin karşısında duramaz. | Open Subtitles | عن الطبيعة و الأعتماد على النفس لا شيء يغلب العمل الشاق و الثبات |
sıkı çalışma, azim ve sebat her zaman kazanır. | Open Subtitles | العمل الشاق,الاصرار و المثابرة ينجحون دائما |
sıkı çalışma her zaman için yeteneğin önüne geçer. | Open Subtitles | العمل الشاق يتقلب على الموهبة طوال الوقت |
Bana sıkı çalışma etiği ile ilgili örnekler verirdi ve ne zaman yere düşsem tekrar ayağa kalkmam gerektiğini anlatırdı..." | Open Subtitles | ويمنحني أمثلة عن إخلاقيات العمل الشاق. ،ويخبرني عندما أتعرض للإنتكاسة .. يمكنني العودة مجدداً |
Sadece sıkı çalışma günde 2 saat egzersiz yaparak... | Open Subtitles | ...مجرد بعض العمل الشاق ...التمرين لساعتين في اليوم |
Fakat aynı şekilde önemli olan bir başka şey de farkı yaratanın sıkı çalışma olduğu gerçeği. | TED | ولكنه بنفس الأهمية أن تفهم أن العمل الجاد يُحدث الفرق. |
Ama, diğer her iş gibi sıkı çalışma ve kararlıIık bizi başarıya götürecekti. | Open Subtitles | .كان مثل معركة صعود الهضبه لكن مثل اي عمل اخر عرفنا انه مع العمل الجاد والاصرار سيقود في النهاية الى النجاح |
O korkunç kabalığını sıkı çalışma ve azimle telafi edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ التعويض عن وقاحتكِ المروعة عن طريق العمل الجاد و المثابرة |
Ve haklı da, çünkü İki Elmas Ödülünün olduğu yerde alçak gönüllülük, doğruluk ve sıkı çalışma vardır. | Open Subtitles | فقط إذا كنت شركتنا على مستوى جائزة الماستين وهذا سبب جيد لان جائزة الماستين تدل على التواضع و الكرامة و العمل الدؤوب |
3 yıllık sıkı çalışma heba olur. | Open Subtitles | ثلاث سَنَواتِ مِنْ العمل الشاقِّ أسفل البالوعةِ. |
Değişim ancak yıllarca süren... sıkı çalışma ve analiz sonrasında ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | [في اللهجةِ النمساويةِ] التغيير يُمْكِنُ فقط أَنْ يَحْدثُ بعد سَنَواتِ مِنْ العمل الشاقِّ undتحليل. |
Ben hiçbir şeyin sıkı çalışma olmadan gerçekleşmeyeceğini düşünüyordum.. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن لا شيء يمكن تحقيقه بالعمل الجاد |
Peki ya o kadar, sıkı çalışma ve Amerika'da şirket kurma muhabbetine ne oldu? | Open Subtitles | وماذا عن الأمور التي تتعلق بالعمل الشاق وبدء الشركة في أمريكا؟ |