sağlık kliniği inşa etmek için kaynakları kullandı ve doğumhaneye onun ismi verildi. | TED | انها حشدت الموارد لبناء العيادة الصحية المحلية وجناح الأمومة الذى سُمِّى تكريمًا لها. |
sağlık sistemlerimiz hassastı, sağlık çalışanlarımızın uzmanlığı ve eğitimi yoktu. | TED | كانت نظمنا الصحية الهشة وعمالنا الصحيون افتقروا إلى المهارات والتدريب. |
Fakat, sonra 1993 te, NIH(Ulusal sağlık enstitüsü) Yeniden Canlandırma Yasına imza attı. | TED | ولكن في العام 1993 تم توقيع مرسوم المعاهد الوطنية لتحسين الصحة ليصبح قانونا. |
sağlık Etki Fonu, yeniliği daima en çok ihtiyaç duyulan yöne kanalize edecektir. | TED | يوّجة صندوق التأثير الصحي الإبتكار دائمًا. في الاتجاه الذي تشتدُّ فيه الحاجة إليه. |
Pek çoğunuz bir hemşireden ya da başka bir sağlık görevlisinden bahsettiğimi düşündü. | TED | الكثير منكم يظن أنني أتحدث عن الممرضين أو بعض أنواع الرعاية الطبية المهنية. |
Onun hakkında bildiğimiz tek şey GDR sağlık kayıtları... Migrenden büyük acılar çekiyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عنه هو ان ملفه الطبي يقول انه يعاني من الشقيقة |
dedi. Şimdi, eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. | TED | والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى. |
Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. | TED | حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير. |
Ve bunun hakkında düşündüğüm, sağlık hizmetinin herhangi başka bir sistem gibi olduğu. | TED | والطريقة التي أفكر بها بذلك هو أن الرعاية الصحية مثل أي نظام آخر. |
Ve Nuna kurulduğunda verileri büyük şirketlerdeki çalışanların sağlık ihtiyaçları için kullandılar. | TED | وعندما تم تأسيس الشركة، استخدموا بيانات لتوفير الاحتياجات الصحية لعمال الشركات الكبرى. |
İnsanların sağlık hizmetlerine dair neyi öğrenmek istedikleri konusunda bir araştırma çalışması yürüttüm. | TED | الخريف الماضي، أجريت بحثًا لكي استنتج ماذا يريد الناس معرفته عن رعايتهم الصحية. |
Dünya sağlık Örgütü'nün en önemli ilaçlar listesinde yer alıyor. | TED | كما أنه ضمن قائمة منظمة الصحة العالمية للأدوية الأكثر أهمية. |
Dünya sağlık Örgütüne göre, dünya genelinde hastalık ve sakatlığın başlıca sebebi depresyon. | TED | تُخبرنا منظمة الصحة العالمية أنّ الاكتئاب هو السبب الرئيسي للمرض والعجز في العالم. |
Cape Town Üniversitesi'nde sağlık Yeniliği ve Tasarımı dersini veriyoruz. | TED | في جامعة كيب تاون، نقيم دورة تُدعى التصميم والإبداع الصحي. |
Biliyorsunuz, bu ülke hep duyduğumuz gibi bu büyük sağlık hizmeti tartışmasının içerisinde. | TED | كما تعلمون، هذه البلاد تخوض هذه الأيام في نقاش حول النظام الصحي الجديد. |
Bunu öğrendiğimizde, maaşını kestirttik ve eyaletin sağlık kurumlarına şikayette bulunduk. | Open Subtitles | عندما علمنا بهذا أنهينا منحته ووضعت التهم فى السجلات الطبية الرسمية |
Bunu öğrendiğimizde, maaşını kestirttik ve eyaletin sağlık kurumlarına şikayette bulunduk. | Open Subtitles | عندما علمنا بهذا أنهينا منحته ووضعت التهم فى السجلات الطبية الرسمية |
Neden FBI sağlık Birimi'ne gidip seni tedavi etmelerine izin vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تعود إلى المركز الطبي في المكتب و تدعهم يعالجوك |
sağlık hizmetlerinde kulaklarımıza göre tasarım yapmak büyük oranda kazanç sağlar. | TED | وهناك فوائد ضخمة تتاح من خلال تصميم رعاية صحية تراعي الأذنين. |
Bak, 32 kilometre kadar geride bir sağlık merkezi gördüm. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد رأيت مستوصف طبي على بعد 20 ميلاً للوراء |
Bazı toplumlarda toplum sağlık merkezi bulamayabilirsiniz, bir posta ofisi, ya da hatta bir okul ama kilise ya da cami bulabilirsiniz. | TED | في بعض المجتمعات، قد لا تجدون مركزًا للصحة العامة، مكتب بريد أو حتى مدرسة، ولكنكم ستجدون كنيسية أو مسجدًا. |
Santral, İl sağlık Bölümü'nü bağlayın. Bu acil bir durum. | Open Subtitles | عامل القسم ، إعطيني قسم محافظة الصحّة إنها حالة طارئة |
Eğlencenin, enerji üretiminin, işin ve sağlık hizmetlerinin merkeziydi. Burası bebeklerin doğduğu ve insanların öldüğü yerdi. | TED | كانت مركز الترفيه ، انتاج الطاقة ، العمل ، مركز العناية بالصحة. حيث يولد الأطفال ويموت الناس. |
Garip bir fazla deri var. sağlık dersindeki gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | هناك جلد غريب إنه ليس كما كان في فصل الصحه |
Şimdi, bu bahsettiğim mucitler mühendisliği sağlık bilimi ile harmanlamışlardır. | TED | الآن، إنّ المخترعين الذين ذكرتهم دمجوا الهندسة مع الرعاية الصحيّة. |
Şu anda kaç tane sağlık kuralını çiğnediğini sana sayamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان اخبرك عدد الاجراءات الصحيه التى تنتهكيها الان |
Flack, sağlık görevlileri gelene kadar birinin, kurbanı hayata döndürmeye çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | أتذكر فلاك قائلا أن شخصا ما حاول إحياء ضحية قبل وصول المسعفين. |
"Neden bu çocuklara sağlık, spor, dinlenme ve sanat imkanlarını sağlıyorum biliyor musunuz? | TED | أتعلمون لماذا أوفّر خدمات صحيّة للأطفال و الرّياضة و فترة الراحة و الفنون؟ |