Saygısızlık etmek istemem hanımefendi ama ben her gün böyle odalar yönetiyorum. | Open Subtitles | بكل الاحترام لك يا سيدتي أنا أدير غرف مثل هذه كل يوم |
Saygısızlık etmek istemem ama oğlunuz dünyanın en büyük şehrinde kayıp.. | Open Subtitles | بكلّ الإحترام المستحق، إبنك مفقود في أحد اكبر المدن في العالم |
Saygısızlık olarak algılama. Eminim söylediğin her şey doğrudur-- Hayır. | Open Subtitles | دون قلة احترام أثق بأن كل ما تقول حقيقي .. |
Eğer susmazsanız bunu mahkemeye Saygısızlık olarak alacağım. Susun ! | Open Subtitles | إذا لم تتوقف فسوف أعتبرها إهانة للمحكمة ، هذا أمر |
Saygısızlık etmek istemem general, ama bugün olanların benimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | مع فائق احترامي أيّها اللواء، لا علاقة لي بما جرى هنا اليوم |
Saygısızlık yapmak istemem... ..ama korkarım bir yanlışınız var, hanımefendi. | Open Subtitles | لا أعنى أى ازدراء . و لكننى أخشى أن تدفعى ثمن الخطأ |
Ama bu hediyeyi almak Firavun'a Saygısızlık demekti. | Open Subtitles | و لكن التخلى عن هدية من فرعون فذلك تدنيس للمقدسات |
Buraya gelip, yeni havuzumda bana Saygısızlık etmen hiç hoş değil. | Open Subtitles | أنا لا أقدر أن تأتي لهنا وتقلل إحترامي في بركتي الجديدة |
Orada çalışan tüm erkeklere ve özellikle yaşlı erkeklere Saygısızlık etmek istemem, ama beni orada istemiyorlardı. | TED | ولكن مع كامل الاحترام للرجال .. وخاصة كبار السن .. معظمهم لم يكن يريدني في الصحيفة |
Bakış açısında ve karşıdakinin Saygısızlık yapıldığını hissetmesindedir. | TED | إنه يعتمد على رؤية المتلقي وما إذا كان هذا الشخص قد شعر بعدم الاحترام. |
Saygısızlık etmek istemem ama düşümü gerçekleştirmek uğruna hayatımı vermeye razıyım. | Open Subtitles | مع كامل الاحترام... هذا شيء أريد أن أحققه. أياًَ كان الثمن. |
Saygısızlık etmek istemem ama bu işi üstlenmemi benden siz istediğiniz. | Open Subtitles | مع كامل الإحترام يا أدميرال لقد طلبت منى القيام بهذا العمل |
Müvekkilim duygusal durumu sebebiyle böyle konuşuyor yani Saygısızlık yok. | Open Subtitles | موكلي يتحدّث من موضع للعاطفة، هو لا يقصد عدم الإحترام. |
Şimdi, Neden odamıza çıkmıyoruz ve birbirimize saygıyla Saygısızlık yapmıyoruz? | Open Subtitles | الآن، لما لا نذهبُ إلى غرفتنا ونقلل احترام بعضنا باحترامٍ؟ |
Eğer susmazsanız bunu mahkemeye Saygısızlık olarak alacağım. Susun ! | Open Subtitles | إذا لم تتوقف فسوف أعتبرها إهانة للمحكمة ، هذا أمر |
Saygısızlık etmek istemem ama, araştırmamızın gizli olacağını ve güvencede kalacağını söylemiştim efendim. | Open Subtitles | مع احترامي سيدي انا قلت ان ابحاثنا يجب تامينها ونقلها الي مكان امن |
Bu büroya ve genel anlamda hukuki otoriteye açıkça bir Saygısızlık. | Open Subtitles | هذا ازدراء صارخ للمكتب و لسلطة القانون بشكل عام |
Böyle bir Saygısızlık kutsal mekanlarınıza kirletsin ve hepimizi yok etsin diye mi? | Open Subtitles | ليتمكّن حثالة كهذا من تدنيس مقدّساتكم، ويجلب الخراب لنا جميعاً؟ |
Saygısızlık addetmeyin ama gerçek caydırıcı önlemler aramak işe yarar. | Open Subtitles | مع إحترامي سيدي ، السبيل الوحيد هو وضعُ رادع حقيقي |
Anneme Saygısızlık ediyorsun, kadınlara Saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | و أنت لا تحترم أمي و أنت لا تحترم النساء |
Saygısızlık etmek istemem ama hayattayken benimle tek muhabbeti aşağılamalardan dalga geçmelerden ya da alay etmelerden ibaretti. | Open Subtitles | حسناً لا أقصد قلة إحترام لكن طوال معرفتي بها لم تقل شيئاً لم يكن مستكبراً ساخراً إزدرائي |
Saygısızlık etmek istemem Bay Tappan ama bu yönde hareket edecekseniz... | Open Subtitles | لم أقصد الإهانة سيد تابان ولكن إذا كانت تلك هي الطريق |
Saygısızlık etmek istemem ama CEO olmak benim işim değil. | Open Subtitles | لا أقصد التقليل من احترامك لكني لستُ مهتمّا بهذا المنصب |
Efendim, Saygısızlık etmek istemem ama bence burada, W. Boyle'da çalışan personelin... | Open Subtitles | سيدى,بكل الأحترام أنا أظن ستجد هنا كل الأشياء هنا فى دبليو بويل |
İki tarafın da eşit olması ve Saygısızlık olmamasını garantiye al. | Open Subtitles | تأكد بأن كلتا الأطراف لها أرضُ مساويةُ ولا إزدراء سيسمح له |
Saygısızlık etmek istemem Müsteşar Bey ama bu canavarı siz yarattınız. | Open Subtitles | مع كامل أحترامي سيادة المستشار لكنك أنتَ من خلقت هذا الوحش |