Ödül olarak da, o çok sevdiği çikolatalı kurabiyelerden alabilecekti. | TED | وكمكافأه له يمكنه شراء بعض بسكويت الشوكولاته، لأنها المفضلة لديه. |
Büyük Beyaz, tüm denizlerde varlığını sürdürebilir ama genellikle ılık sularda ve en sevdiği besin alanlarının yakınlarında bulunur. | Open Subtitles | مجال القرش الأبيض يمتد خلال جميع بحار العالم لكنه يوجد أغلب الاوقات في المياه المعتدلة بجوار مناطقه المفضلة للتغذية |
Birisi sevdiği şeyleri yok etmeye çalıştığı zaman öyle oluyor. | Open Subtitles | ذلك يحصل عندما يوجد شخص يحاول أن يحطم ما يحبه |
Ya da sevdiği kadın bir süper kahraman ile beraber olmak istemiyordur. | TED | أو ربما الفتاة التي يحبها لا تريد أن تكون مع شخص خارق. |
Ve kızın sevdiği şu adam... sonunda duygularına kavuşuyor mu? | Open Subtitles | و هذا الشاب الذي تحبه هل يعود رشده اليه بالنهاية؟ |
Kızın baca temizleyicisini sevdiği aşikârken.. ..neden onunla evlenmek istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريدها أن تتزوجك بينما من الواضح أنها تحب الكناس؟ |
Bu onun en sevdiği ağaçmış ve bütün gün gölgesinde oturur çiçekleri koklarmış. | Open Subtitles | كانت شجرته المفضلة و كان يجلس طوال اليوم تحت ظلالها و يشم الزهور |
En sevdiği gitarının, en sevdiği kızla birlikte olmasından memnun olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | قائلاً انه يحب فكرة ان غيتاره المفضل يقضي الوقت مع فتاته المفضلة |
sevdiği bütün şeyleri hazırlat. Döndüğü zaman da kulübeye getir. | Open Subtitles | أطبخ له جميع الأشياء المفضلة لديه، وأحضرهم للكوخ عندما يعود |
Açık saçık olacak, seksi olacak! Tam biz erkeklerin sevdiği gibi! | Open Subtitles | سيكون امراً وقحاً , سيكون امراً جذاباً كل ما يحبه الرجال |
Ego tatmini dışında genç bir kadında sevdiği başka bir şey var mıydı? | Open Subtitles | هل هناك اي شيء آخر كان يحبه في النساء الصغيرات غير تعزيز غروره؟ |
Bu kadar sevdiği büyükannesine yakınlaştıkça daha da güçlenen bir lanet. | Open Subtitles | لعنة تزدادُ قوةً كلما اصبح اقرب الى جدته التي يحبها ؟ |
Normal bir adam, sevdiği kadını kurtarmak için imkânsızı başarabilir. | Open Subtitles | الرجل العادي يمكنه أن يفعل المستحيل لينقذ المرأة التي يحبها |
Sonsuz hayatın bir yolunu bulmuştum ve bunu, Navid'in en sevdiği tek şey pahasına yaptım, yani dokunmak ve dokunulmak. | TED | كنت قد وجدت طريقة للحياة الأبدية، على حساب الشيء الوحيد الذي تحبه نافيد كثيرا، وهو أن تلمس الأشياء وتُلمس. |
Belki de yeterince parası yoktur ya da ailevi bir sorunu vardır veya sevdiği kadın onu sevmiyordur. | TED | ربما ليس لديه ما يكفي من المال، ربما لديه مشكلة عائلية، ربما الفتاة التي يحبها لا تحبه. |
Adam, kızın sevdiği her şeyi sen de seviyormuşsun gibi yapmana gerek yok. | Open Subtitles | تعرف يا ادم انت لست بحاجة لأن تدّعى انك تحب كل شيىء تفعلة |
İyi dedikodudan daha çok sevdiği tek şey, dedikodu malzemesi olmaktı. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي أحبته أكثر من إشاعة جيدة كانت هي الإشاعة. |
Katil zanlısı, ve herhangi bir katil değil, sevdiği kızın annesinin katili. | Open Subtitles | متهم بالقتل, وليس أى قتل وفقط بل قتل أم الفتاة التى تحبها |
Kont yıkılmıştı. sevdiği kadın ona ihanet etmiş, yalan söylemişti. | Open Subtitles | الكونت كان محطماً , المرأة التي أحبها عروسه , خدعته |
Herkesin en sevdiği parça, cinsel organ: ikisinden birine sahipsinizdir değil mi? | TED | والأعضاء التناسلية، جزء الجميع المفضّل: إما أن يكون لديك واحد أو الآخر، صحيح؟ |
Yemin ederim, Pazar sabahı neredeyse onun en sevdiği tacını uçuracaklardı. | Open Subtitles | أقسم بالرب ، في صباح الأحد أطلقوا النار على قبعتها المفضّلة |
Onu sevdiğimi sanıyordu ama sevmiyordum, onun sevdiği gibi değil. | Open Subtitles | لقد ظن بأنني أحبه لكنني لم أفعل ليس كما أحبني |
Hatta sevdiği insanları bile, ve bu yüzden babandan ayrıldım. | Open Subtitles | حتى الأشخاص الذي يحبهم, ولهذا كان يجب ان اترك أباك. |
Kim en sevdiği şeyin çizgi film ayıcıkları olduğunu söyler ki? | Open Subtitles | من قال أن واحدة من الاشياء المفضله لديهم هو كرتون الدببة؟ |
Adrian, endişeli olduğunu görebiliyorum, ama... unutmaman gereken şey Benjy'nin seni zaten sevdiği, bu yüzden ona ne alırsan al, Benjy sevecektir. | Open Subtitles | ادريان ارى انك متحمس بالنسبة لهذا لكن الشيء المهم الذي تتذكره ان بنجي يحبك لذا مهما يكون الشيء الذي تجلبه له سيحبه |
Eğer birinin sevdiği her şey diğerini üzüyorsa birlikte yaşamak delilik olur, değil mi? | Open Subtitles | إذا كان كلّ ما يحبّه الشخص يغضب الشخص الآخر, سيكون من الجنون العيش سويّة، أليس كذلك؟ |