Palyaçoları sevdiğini biliyorum o yüzden sana bu yatağı yaptım. | Open Subtitles | أعرف أنك تحب المهرجين ، ولذلك صنعت لك هذا السرير |
Tanrım. Bu şehrin o zirkonyayı bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن هذه المدينة تحب تلك الألماسة بذلك القدر |
Hayır ama senin sahili sevdiğini biliyorum ve gününü mahvetmek istememiştim. | Open Subtitles | لا، لكنني أعلم بأنكِ تحبين الشاطيء، ولم أرغب بإفساد هذا عليكِ |
Annem, zayıf büyük göğüslü ve tepeden aşağıya "Selam" diyen kadınları sevdiğini anlatırdı. | Open Subtitles | ماما اخبرتني أنه كان يحب النساء النحيفات صاحبات الأثداء التي تنتصب وتقول هاللو |
Geçen gün, beni sevdiğini söylediğinde, tam bir cevap vermemiştim. | Open Subtitles | ،ذلك اليوم عندما قلت أنك تحبني لم أرد عليك حقاً |
Kuzenin olduğunu, onu sevdiğini biliyorum ama beni deli ediyor. | Open Subtitles | انا اسفه ليفون اعلم بانها ابنة عمك اعلم بانك تحبها |
Homer bir keresinde madenini ailenden daha çok sevdiğini söylemişti. | Open Subtitles | هومر قال فى مرة أنك تحب المنجم أكثر من أسرتك |
Ve tekrar sevdiğin kişiye onu sevdiğini söyleyemeyen korkak olacaksın. | Open Subtitles | و ستعود كونك جباناً ألا تخبر من تحب أنك تحبه |
Ama sıcak yerlere gitmeyi sevdiğini böylece kısa şortlarını giymeyi sevdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لكني اعتقدت انك تحب الذهاب الى الاماكن الحاره حيث يمكنك ارتداء شورتاتك |
Hepimiz Olivia'nın spot ışıklarını sevdiğini biliyoruz. O bir aktris. | Open Subtitles | حسنـاً, أنا أقـول فقـط, كلنـا نعلـم أن أوليفيـا تحب الأضـواء |
O da seni seviyor ama birine onu sevdiğini söylemen yetmez. | Open Subtitles | وهو يُحِبُكِ أيضاً ولكن هذا لا يكفي لتقولي أنكِ تحبين أحدهم |
Sadece bir şeyi sevdiğini söylerken bu kadar rahat olmana sevindim. | Open Subtitles | لا شيء، أنا سعيد لأنكِ مرتاحة لقولكِ أنكِ تحبين شيئا ما |
- Sir William'a dansı sevdiğini söylemiş! - Bir sonraki baloya katılacakmış! | Open Subtitles | ـ قال أنه يحب الرقص ـ قال أنه سيحضر الحفلة الراقصة القادمة |
Ben değilim. Onun güzel, kılıç kadar ince vücudunu sevdiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون أنا، يقول أنه يحب جسدها الصغير والجميل |
Senin de beni sevdiğini sanıyordum. Senin bir suçun yok. | Open Subtitles | أنا كنت فقط اظن انك تحبني , أنه ليس خطأك |
Ashley, beni değil, onu sevdiğini bana yıllar önce söylemeliydin bunun sadece onur meselesi olduğuna inandırdın beni. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبرني منذ سنين أنك تحبها هي وليس أنا ولا تدعني متعلقة بحديثك عن الشرف |
Soğuk biriydi, çıkarcıydı, beni sevdiğini hiç söylemedi, hatta hoşlanıyorum bile demedi. | Open Subtitles | لقد كان باردا كان محاسبا لم يخبرني بأنه يحبني أو معجب بي |
Dün gece beni sevdiğini, ömür boyu beraber olacağımızı söyledin. | Open Subtitles | ليلة الأمس قلت إنك تحبينني وإننا سنمضي بقية حياتنا معاً |
Bak, beni sevdiğini düşünüyorsun, fakat çok açık ki sevmiyorsun. | Open Subtitles | أعلم انك تظني أنك تحبيني لكن من الواضح انك لا |
Seni tınlamadığının farkındaydım, ama hiç olmazsa onu sevdiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | اعلم انكى كنتى وضيعة معه, لكنى كنت اعلم انك تحبينه |
Onu ne kadar sevdiğini. Onun uğruna kaç insanı feda ettiğini. | Open Subtitles | عن مدى حبك لها وكم من الناس الذين راحوا ضحية بسببها |
Onunla işin bittiğinde... daha iyilerini istediğinde... seni, kimin sevdiğini anlayacaksın. | Open Subtitles | حسنا ، عندما تملّين منه وتعودين لرشدك ستعلمين من يحبك حقا |
Beni sevdiğini söylemesinin bu kadar uzun sürme sebebi de bu sanırım. | Open Subtitles | و لهذا السبب ربّما إستغرق منها الأمر سنوات كثيرة لتخبرني أنّها تحبّني |
Seni anlamıyorum! Hep o senaryoyu sevdiğini deyip duruyordun. | Open Subtitles | أنا لا أفهمك أنت قلت لي أنك أحببت السيناريو |
Ama seni ne kadar sevdiğini ve arada bir aramanı istediğini biliyor musun? | Open Subtitles | ولكن هل تعلم كم هي تحبك وستقدر اتصالك بها مرة في كل فترة |