ويكيبيديا

    "seviyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يحب
        
    • أحبت
        
    • أحبّ
        
    • أحبتك
        
    • يحبها
        
    • يحبني
        
    • تحبك
        
    • يحبك
        
    • أحبتني
        
    • أحبته
        
    • أحبّت
        
    • احبتك
        
    • أحبني
        
    • أحبَّ
        
    • لقد أحب
        
    Bir sürü Aqua Teen Hunger Force bir adam, -çoğu erkekti zaten- sarı kapşonlu bir pelerin giymeyi seviyordu Open Subtitles الكثير من الشخصيات الكرتونية كان هناك هذا الشاب كان معظمهم شباب كان يحب أن يرتدي لباس أصفر بغطاء رأس
    Kendine has mizahına uygun bir şekilde aynı zamanda oya işi yapmayı seviyordu. Örgü örmeyi seviyordu. TED كان متصالحٌ جداً مع دواخله .. ايضا كان يحب التطريز بالابر .. كان يحب الخياطة ..
    Sonuçta, kocasını gerçekten seviyordu ve kocasının tepkisini yerinde buluyordu. Open Subtitles ومع هذا، لقد أحبت زوجها بصدق وتقبّلت وجهة نظره المعارضة
    Bunun benim için bir anlamı yok. O da müziğimi seviyordu. Open Subtitles إنها لم تكن مفهومة بالنسبة لي ، لقد أحبّ موسيقاي أيضاً
    Büyülü sevda ruhunu çağırmadan önce de seni seviyordu. Bizler... Open Subtitles لقد أحبتك من قبل إلقائك تلك التعويذة , أما بقيتنا...
    Beni değil, onu seviyordu. Open Subtitles لقد كان خطيب سوالين وكان يحبها هي وليس أنا
    Görüşmeye başlamıştık ve benimle ilgili her şeyi seviyordu; akıllı oluşumu, Harvard'a gitmiş olmamı, genç kızlara yardım etmeye çok istekli oluşumu ve işimi. TED بدأنا بالمواعدة، وكان يحب كل شيء في، أنني كنت ذكية ، أنني ذهبت لهارفارد أنني كنت أحب مساعدة الفتيات المراهقات، وعملي.
    Zamanda askıya alınmış böyle anların kırılganlığını seviyordu. Open Subtitles كان يحب هَشَاشَة تلك اللحظات المعلقة بالزمن,
    Çocuk kızı güldürmeyi, seviyordu ve Open Subtitles وكانا يضحكان دائما على الأشياء الغبية كان يحب أن يضحكها
    Ama içindeki züppe, sosyeteden insanları avlamayı seviyordu. Open Subtitles كان يحب ان يصطاد ضحاياه من المجتمعات الراقية
    İşini seviyordu, fakat çok fazla ilişkisi kopmuştu. TED لقد أحبت تدريس الأدب ولكنها كانت منفصلة جدا.
    Bak, Jean Sekreterin seninle çalışmayı seviyordu. Open Subtitles أنظر, جين كانت سكرتيرتك، أحبت العمل لديك
    Donatı o kadar seviyordu ki kendine dükkan satın aldı. Open Subtitles هذا الرجل أحبّ الدونات كثيراً لدرجة انه ابتاع المتجر ليكون واجهته
    Yani senin Cindy'yi sevdiğin gibi Cindy de seni seviyordu, öyle mi? Open Subtitles إذاً تقول أنك لست فقط تحبها بل هي أحبتك أيضاً
    Erkek onu sevmediğini söylüyordu ama aslında seviyordu. Ve her şey yerle bir oldu. Open Subtitles وقال أنه لا يحبها لكنه يحبها فعلاً , وفشل الأمر
    Çocuk, beni tanımıyordu bile fakat beni, kayıtsız şartsız ve eleştirmeden seviyordu. Open Subtitles لذا فالفتى لا يعرفني حتى لكن يحبني دون تشكيك أو نقد
    Belki önceleri seviyordu, ama artık sevmiyor. Open Subtitles ربما أحبتك مره لكنها لا تحبك الأن
    Ağabeyin seni tahmin ettiğinden çok daha fazla seviyordu. Open Subtitles شقيقك كان يحبك كثيراً، أكثر مما أنت تعرف.
    Ailem beni seviyordu ve...ve yeni şeyler denememek beni mutsuz etmiyordu. Open Subtitles لقد أحبتني عائلتي ولم أشعر بالسوء عند عدم قيامي بأشياء جديدة
    Yani onu öyle seviyordu ki, oğlu onun hayat ışığıydı. Open Subtitles اعني, لقد أحبته تستطيع القول هو كان النور في حياتها
    Öğrenmeyi gerçekten çok seviyordu ve haberdar olur olmaz okuluma gelmek istedi. TED لقد أحبّت التعلُّم حقًا، وأرادت أن تأتي إلى مدرستي حين سمعت عنها.
    Seni seviyordu zalim Mağripli. Open Subtitles لقد احبتك ايها المغربي القاسي
    Beni o kadar seviyordu ki onu terk etmek istediğim zaman... Open Subtitles دعني أخبرك سرأً لقد أحبني بشدة لدرجة أنني عندما حاولت تركه
    Burayı çok seviyordu, biliyor musun? Open Subtitles أحبَّ هذا المكانِ حقاً، أتعرف ذلك؟
    Okumayı ve yazmayı her şeyden çok seviyordu. Open Subtitles لقد أحب القراءة والكتابة أكثر من أي شئء آخر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد