ويكيبيديا

    "silahsız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مسلح
        
    • أعزل
        
    • سلاح
        
    • مسلحين
        
    • أسلحة
        
    • مسلحة
        
    • مسلّح
        
    • اعزل
        
    • مُسلح
        
    • العزل
        
    • مسلحه
        
    • أعزلاً
        
    • مسلحون
        
    • اعزلا
        
    • الأعزل
        
    Sana gerçekleri anlatmak için silahsız gelip, barış getirdim, Büyük Reis. Open Subtitles أنا جئت لك غير مسلح. ومسالم لأوضح لك الأمر يا ساشيم
    ...sonuna kadar savaşacağını da biliyorlardı ve beni önündeki bir kese kağıdını bile vuramayan silahsız bir çocukla buraya gönderdiler. Open Subtitles ، ويعلمون أنه يحارب حتى آخر لحظة ، وأرسلونى هنا مع فتى غير مسلح . الذى لا يستطيع أن يقاتل
    Hatalı bir tepki gösterip silahsız bir kokain satıcısını vurdu. Open Subtitles اتخذ قراراً غير حكيم وأطلق النار على تاجر مخدّرات أعزل
    silahsız bir adamı vurdum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Open Subtitles لقد أطلقتُ النار للتو على رجلٍ أعزل كنتُ بحاجةٍ للحظة
    - Kardeşini arayarak ülkeyi gezmektedir. - Sorunları silahsız halletmektedir. Open Subtitles إذاً سيجوب البلاد بحثاً عن أخيه ويحل المشاكل بدون سلاح
    Bu çocuklar için askeri bir araçtı; silahsız halkı canilerden koruma aracıydı. TED بالنسبة لأولئك الصغار, كان الإنترنت وسيلة عسكرية لحماية الغير مسلحين من المجرمين.
    Birinden fazlası lazım bize. Bu işi silahsız da halledebiliriz. Open Subtitles هذا السلاح أكثر مما نحتاجه بإمكاننا القيام بذلك بدون أسلحة
    Ödeme baharat olarak yapılacak ve silahsız diplomatik bir gemiyle nakledilecek. Open Subtitles الدفع سيكون في صورة توابل تسلم في سفينة دبلوماسية غير مسلحة
    Peki, ya ben silahsız gelsem sen de silahsız gelsen ve konuşsak? Open Subtitles ما رأيك أن أخرج غير مسلح وأنت تخرج غير مسلح ونتكلم ؟
    Dünden önce, onun 53 yaşında silahsız bir adam olduğunu düşünüyorduk. Open Subtitles قبل يوم أمس، ظننا أنه في 53 من عمره وغير مسلح.
    Ben buradayken silahsız bir adamı vuramazsın. Open Subtitles لا تضرب رجل غير مسلح ليس بينما أَنا حوله
    silahsız bir adamı vurmazsın değil mi, Copper ? Open Subtitles أنت لا تطلقين النار على رجل أعزل اليس كذلك ؟
    silahsız bir adama! Polise şiddet davası açabiliriz. -Vega? Open Subtitles على رجل أعزل,هذا دليل واضح جداً على وحشية قسم الشرطة
    Bak, eğer bana zarar vermeye geldiysen silahsız gelerek bayağı aptallık etmişsin. Open Subtitles أوَتعلم، لو جئت إلى هُنا لإيذائي، فإنّك غبيّ جداً بقدومك بدون سلاح.
    silahsız bir adamı öldürmem. Open Subtitles أنا لا أجد أنها مسلية. اعطه سلاح وسأقتله كأرنب.
    O çiftçiler silahsız gezer. Open Subtitles أولئك المزارعين ليس لديهم سلاح أنت تعرف ذلك ايها الشريف
    Keşif uçuşu için pilotlar silahsız uçarken bu adam uçağına silah monte etmişti. Open Subtitles عندما كانوا يطيرون غير مسلحين في مهمة مناورات كان يضع بندقية على طائرته
    Yarısı silahsız savaşıyordu ve liderlerine güvenmiyordu. Open Subtitles نصفهم شرعوا بالعمل بدون أسلحة تحت قيادة رجال لا يثقون بهم هيا ايها اللقطاء
    Hayatım boyunca pek çok suç işlemiştim, ama bu benim, bir üçüncü dünya ülkesinde silahsız... ilk rehineliğimdi. Open Subtitles ..شاركت بالكثير من الجرائم في حياتي, لكن لكن هذه المرة الأولى كرهينة غير مسلحة في دولة من العالم الثالث
    Ama silahsız bir sivile dört el ateş etti. Open Subtitles لكنّها أطلقت أربع دورات فيك ومدني غير مسلّح.
    Koruma İdaresi'nin adamları bugün silahsız bir adama kimyasal sıktı. Open Subtitles ضباط الشرطة المتوحشون إستعملوا رداد الفلفل على رجل اعزل اليوم
    Kaçak, bir erkek, zenci... ...silahsız ama büyük ihtimal kızgın. Open Subtitles الهارب هو ذكر زنجي ، غير مُسلح لكنه يبدو غاضب
    Efendim, onu savunmasız bıraktınız... silahsız ve korumasız bie şekilde. Open Subtitles يا سيدي ، تركت له العزل.. دون مسدس على شخصه.
    silahsız bir köye roket bombalarıyla saldırdılar. Open Subtitles لقد هاجموا قرية غير مسلحه بالقنابل الصاروخيه
    silahsız bir şekilde oğullarımı istemek için geldim. Open Subtitles جئتك أعزلاً من السلاح كى أطلب منك أبنائى
    Böylece metal dedektörlerden geçerler. silahsız bir şekilde kapana kısılmış olacaklar. Open Subtitles هذا يعنى انهم سيتجاوزوا كاشف المعادن, سيكونوا محاصرون وغير مسلحون
    Onlar sadece onun burda olduğunu silahsız olduğunu... ve Carlos'un onu öldürdüğünü bilecekler. Open Subtitles سيعرفون فقط انه كان هنا وكان اعزلا و... وكارلوس قتله
    Fakat uçurumun kenarında silahsız dövüş söz konusu olduğunda suya düşen sen olursun, kıçı yere yakın herif. Open Subtitles لكن عندما يؤول الأمر إلى مسألة القتال الأعزل على حافة الهاوية تسقط أنت في الماء أيها القصير الوغد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد